27 Mart 2017 01:17

Selma Gürkan: Birleştirici bir dil kullanan kazanacak

Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan referandum çalışmaları kapsamında, Esenyurt’ta işçilerle bir araya geldi.

Paylaş

Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan referandum çalışmaları kapsamında, Esenyurt’ta Arçelik, Saadet Gıda, Gumi Gıda, Kervan Gıda, Real Beylikdüzü, Tekstil, Arda Cam işçileri ile bir araya geldi. Burada konuşan işçiler, AKP’nin din üzerinden siyaset yaptığını söyleyerek, “Kürde kardeşim diyor ama diğer taraftan Kürde vuruyor. Böyle kardeşlik mi olur? Bir taraftan Avrupa ülkelerine seslenerek ‘Benim oradaki vatandaşlarımla bir araya gelmeme neden engel oluyorsun’ diyor diğer taraftan kendi vatandaşının miting yapmasına, ‘hayır’ çalışması yürütmesine engel oluyor Türkiye’de. Neden yasak kardeşim ben vatandaş değil miyim? Madem özgürlükse herkese özgürlük” diyerek hükümete tepki gösterdi. “Evet” çalışması yürütenlerin bölen, kutuplaştıran bir dil kullandığını belirten işçiler, “Birleştirici bir dil kullanarak siyaset yürüten kazanacak” dedi. 

İşsizlik, kıdem tazminatının fona devredilmesi gibi konuların işçiler arasında kaygıları artırdığını aktaran işçiler şöyle konuştu: “Emekli olduk, emekli parasıyla geçinemiyoruz. Biraz zam veriyorsa onu da vergilerle geri alıyor. İnsanlar Avrupa’da emekli oluyor geliyorlar, burada orayı burayı geziyor. Biz daha buradan Topkapı’ya gidemiyoruz. Aldığımız ücretle geçinemiyoruz.” 

‘GREVİ YASAKLAMA YETKİSİ TEK ADAMA VERİLİYOR’

EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan ise, ilk olarak grev yasaklarından örnek vererek Anayasa düzenlemesine değindi. Akbank grevinin bu hükümet döneminde en son yasaklanan 11. grev olduğuna dikkat çeken Gürkan, Anayasa referandumundan ‘evet’ çıkması halinde grevleri yasaklama yetkisinin ‘tek adama’ verileceğine vurgu yaptı. 

Anayasa’da yapılmak istenen değişiklikte işçilerin olmadığını belirten Gürkan, “Daha doğrusu geniş bir kesimin sesi olmadı bu Anayasa düzenlemesinde. Kaldı ki bugün yasal olarak haklarını arayabileceği kapılar hafif aralıkken bile işçilerin yasalarda ve Anayasa’da  güvence altında olan haklarını kullanabilmesi için zorlu bir mücadele vermesi gerekiyor. İş yerlerinde yasak olmasına rağmen patronlar işçilerin e-devlet şifrelerini zorla alarak sendikalı olup olmadıklarına bakabiliyor. Diğer taraftan işçi sınıfının en temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması gibi temel bir sorun var. Bakıyoruz Anayasa düzenlemesine; bu yönde de bir madde içermediği gibi bütün yetkileri tek elde toplayan düzenleme. Yasama, yürütme yetkisi ile bütçe yapma yetkisi tek elde toplanıyor. Dolayısıyla  bu kadar tek elde toplanan bir yetkiden işçi sınıfına hak ve özgürlük çıkmayacağını biliyoruz biz” dedi.  

'İŞÇİLER HAKLARI İÇİN ‘HAYIR’ DEMELİ'

Yetkilerin tek elde toplanmasının ne anlama geldiğini örneklerle anlatan Gürkan şöyle devam etti: “Hakkını arayan işçilerin hak arama mücadelesini kamu güvenliğini, iç güvenliği tehdit ediyor gerekçesiyle yasaklama yetkisini bir adama vermiş olacağız. Toplu sözleşme dönemlerinde işçilerin grevini yasaklama yetkisini tek adama verdiğimiz bir düzenleme. Belki abartı denilecek ama işçilerin üye olduğu sendika eğer hükümetin  onayladığı bir sendika değilse o sendikayı ‘vatan haini’ ilan edip, o sendikayı yasaklama, kayyım atama yetkisinin tek kişide olduğu bir yasal düzenleme. Dolayısıyla özellikle işçi sınıfının kendi hak ve özgürlükleri açısından ele aldığımızda bu Anayasa’ya ‘hayır’ vermesi gerektiğini ifade etmek istiyorum” diye konuştu.

Eşit olmayan koşullarda referandum çalışmalarının yürütüldüğünü ifade eden Gürkan şöyle devam etti: “İki siyasi parti bu Anayasayı düzenledi ve şimdi ‘evet mi? hayır mı?’ diyerek önümüze koydular. Demokratik bir ortam da oylanacak bir yasa olmadığını, televizyonlarımızı açtığımızda siyasi partilere ayrılan canlı yayın sürelerinden de anlıyoruz.” Bu Anayasa değişikliğinde işçilere dönük vaat düzeyinde bile bir düzenleme olmadığını ekleyen Gürkan, “İş yerlerimizde faaliyet yürütürken yasal düzenlemeleri tartışırken temel alacağımız şey, hangi siyasi partinin bu düzenlemeyi getirdiği, iktidarda hangi siyasi partinin olduğu değil, getirilen yasal düzenlemenin işçi sınıfına ne getirdiği ya da işçi sınıfından ne götürdüğü olmalı. Bu referandum tartışmaları vesilesiyle de bu tür bir tartışma yürütmek üzere olanaklara sahibiz. Çünkü bu bir siyasi partiler seçimi değil. Herkesin gönlündeki siyasi parti ne olursa olsun esas olarak bu 18 maddeye dair değerlendirmeleri, kendi hak ve özgürlükleri açısından bir değerlendirmeye tabi tutup kararını buna göre verebilir diye düşünüyorum. Biz bu kararın da işçi sınıfı için de ‘hayırlı’ bir karar olacağını düşünüyoruz.” (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Samsun’da ‘hayır’ın yükselişi denge getirdi

SONRAKİ HABER

Üniversitedeki kıyıma ‘Hayır’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...