27 Mart 2017 01:08

Samsun’da ‘hayır’ın yükselişi denge getirdi

Sait Kocaman işsizliğin yoğun yaşandığı Samsun'da başkanlık referandumu ile ilgili yurttaşlarla görüştü.

Paylaş

Sait KOCAMAN
Samsun

Referanduma kısa bir süre kala Samsun’da kıran kırana bir kampanya yaşanıyor. Avrupa ile yaşanan diplomatik kriz gibi ülke gündemindeki birçok mesele Samsun’da da tartışılıyor. Bir zamanlar kamu fabrikalarıyla bölgeye damgasını vuran Samsun’da şimdi yeller esiyor. Dolayısıyla işsizlik ve geçim derdi gündemin başına yerleşmiş durumda.  AKP de eski hakimiyetinden uzak görünüyor. Bu durum seçim bürosu sayısından seçim çadırlarına dek kendisini hissediliyor. ‘Hayır’cıların çalışması özellikle son 10 günde etkisini arttırmış durumda. Köylerde AKP etkisi hala çok baskın. Fakat kent merkezinde daha dengeli bir hava oluşmuş durumda. Samsun’da yeni siyasi kırılmalar olabilir.

Kentte referandumun nabzını tutmak üzere ilk bir inşaatın çay ocağına uğruyoruz. Elektrik ustası Ali Albayrak yıllarca inşaatlarda çalıştığını ama işçilerin sigortasının doğru dürüst yatırılmadığını söylüyor. Kendi yaşıtlarının emekli olduğunu, kendisinin ise hala yeşil kartlı olduğunu ifade ediyor. Çünkü o da yıllarca sigortasız çalıştırılmış. “Toplumun evet ya da hayır demesi sorunları çözmez” diyor ve toplumsal kamplaşmaya dikkat çekiyor. Vaatlerle halkı kandıran politikacıları da şu sözlerle eleştiriyor: “Siyasetçi vaatleri sıralar, sıkışınca da Demirel gibi şapkasını alır gider. Onu denetleyecek mekanizmalar nerede? Bu nedenle hayır diyorum.”  

‘2023’E ULAŞIRSAK PETROL FIŞKIRACAK’

Halit Keskin bir evetçi. AKP milletvekili ve Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin eniştesi olduğunu söylüyor. “Reisimin arkasındayım” diyor ve evet tercihini şöyle sıralıyor: “Hastanelerde eskiden kuyruk oluyordu, bir yerde 50 hasta yatıyordu! Eskiden 67 vilayet içinde 60’ının geliri İMF’ye gidiyordu, ondan kurtulduk. Şimdi tüm gelirler kasamıza giriyor. Allah Erbakan’dan razı olsun  reisimizi ve arkadaşlarını iyi yetiştirdi.” Keskin, bütün bunlara karşın hükümetin emeklileri de düşünmesini istiyor.

Evet’i savunan bir başka emekli de şöyle diyor: “Sakıp Sabancı ve Vehbi Koç bir oldular kredi bulamadılar. Eskiden  bankalar kredi vermiyorlardı. Bugün istediğimiz kadar krediyi hemen alabiliyoruz. Dış ülkeler bizi çekemiyor. Bütün müslümanların lideri Tayyip Erdoğan’dır.” Bundan sonraki sözleri ise AKP’nin 2023 vizyonu propagandasının ne kadar etkili olduğunu gösteriyor: “Bizi 2023’e ulaştırmak istemiyorlar. Çünkü o zaman her tarafımızdan petrol fışkıracak! Bakanlarımızı bu yüzden engelliyorlar, sınır dışı ediyorlar. İşsizlik var diyenler yalan söylüyor. İş çok ama herkes kendine kolay iş arıyor. Esnaflar da kolay para kazanmaya alışmış. Bakın eskiden bir takım elbise 600 lira iken şimdi 200 lira.” 

Emekli işçi İsmail amca da şöyle konuşuyor; “Ülkenin durumu ortada. Ben gidişattan memnun değilim. Emekliyiz, kıt kanaat geçiniyoruz. Herkesin bir fikri vardır sandıkta kararını verir. Daha ne deyim?” 

'EVET YA DA HAYIR DERSEM İŞ Mİ VERECEKLER?'

Ambulans şoförü Taner, daha önce bir şirkette ambülans şoförlüğü yaptığını, şimdi ise işsiz olduğunu söylüyor. Referandumun kendisi için anlamsız olduğunu belirtiyor. Kimsenin kendisine işini, geçimini, sıkıntılarını  sormadığını ifade ediyor.  Evet ya da hayır demenin sorunlarını çözeceğine inanmadığını dile getirerek “Referandumda oy kullanmayı düşünmüyorum. Devlet benden evet bekliyor. Yok abi; evet de yok hayır da yok. Evet ya da hayır desem bana iş mi verecekler?” diye sitem ediyor.

Temizlik işçici Halil’in görüşü de benzer yönde. “Bir çocuğum var. Çiftçi sigortası yaptırdım. Referandum beni ilgilendirmiyor. Benim için fark etmez, gelen de aynı giden de. Alternatif göremiyorum, Olan yine garibana oluyor” diyor.

'BAŞKAN YANLIŞ YAPARSA GEREĞİNİ YAPARIZ'  

İnşaat işçisi Sezgin 40 yaşında. Evet vereceğini söylüyor. Onun gerekçesi de şöyle: “Defalarca gurbete gidip boş geldim. Şu anda çalışıyorum, işim var. SSK’lıyım, sürekli inşaata gelip denetliyorlar, sigorta soruyorlar. Gidişat çok iyidir demiyorum ama  geçmişe göre daha iyiyiz.” Anayasa değişikliği maddelerini iyi bilmediğini söyleyen Sezgin, tek adam eleştirilerine de şöyle yanıt veriyor: “Meclis iyi çalışırsa Cumhurbaşkanını da yargılar. Meclis yargılayamazsa o zaman biz yargılarız! En fazla 4 yıl  ezebilir bizi. Babamın oğlu da olsa yanlış yaparsa karşısına geçeriz.”  

Emekli İbrahim amca hükümetin işsizliği, yoksulluğu çözeceğine inanmıyor. “Bunların değişmesini ben de isterim” diyor ama başka alternatif olmadığı için yine de Erdoğan’a oy vereceğini söylüyor. “Bu sefer hayır çok çıkar, reisi cumhuru istemiyorlar ama yine de reisi  cumhur kazanır” diyor. Söze başka bir amca giriyor. “Hem hayır çok çıkar, hem reis kazanır diyorsun;  nasıl olacak bu iş?” diye soruyor. Gülüşüyoruz. Yan taraftan başka bir emekli bir amca  dayanamıyor.  “Hep FETÖ’nün yüzünden! Suçluyu da suçsuzu da hep FETÖ’cü diye içeri atıyorlar” diye itiraz ediyor.

Bir köşe başına kurulu çay ocağının önünde esnaflarla görüşüyoruz. Mehmet Kara seyyar esnaf. “Ben başkanlık sistemine hayır diyorum” diyor. Gerekçesini şöyle dile getiriyor; “Ülkemin Saddam gibi, Irak gibi olmasını istemiyorum. Irak ve onun gibi ülkelerin halini görüyoruz, başkanlık istemiyorum.”

Bir diğer esnaf “Silah yapıyoruz, uçak yapıyoruz, ben evet diyeceğim” diyor. Söze bir üçüncüsü giriyor: “Boş konuşuyorsun; satılmadık devlet bankası kalmadı, vatandaşın bütün birikimleri elinden alındı, vatandaşı satıyorlar!” Ona da bir başka esnaf yanıt veriyor: “15 sene önce batan bankaları unuttunuz!” Hararetle süren tartışma sona eriyor ve esnaflar yarım kalan okey oyununa geri dönüyor. 

Yolda köylü bir vatandaşla karşılaşıyoruz. Köylerin daha çok evetçi olduğunu söylüyor. Anayasa değişikliğinden haberinin olmadığını ifade ediyor.

‘YANLIŞA YANLIŞ DEMEYİ ÖĞRENİN’

İnşaat işçilerinin uğrak yeri olan bir yöre derneğine uğruyoruz. İçerde hararetli tartışma var. Avrupa ülkeleri ile yaşanan kriz konuşuluyor: “Başkanlık doğru bir şey ki istemiyorlar” diyor içlerinden biri. İnşaat emeklisi olduğunu söylüyor, Şaban isminde bir işçi de ona yanıt veriyor: “Sen zamanında emekli oldun kurtuldun,  şimdi çalışanlar 60 yaşında emekli olacak. 10 sene önce  usta yevmiyesi 50 liraydı, ev kirası 60 liraydı, tüp 12 liraydı. Bugün ev kirası 600 lira, yevmiye 65 lira! Yanımda, inşaatta 4 tane üniversite mezunu çalışıyor!” Bir başkası onun sözünü tamamlıyor: “Benim yanımda da öğretmen tuvalet temizliyor! AKP’liler ortamdan faydalanıyor, çıkarlarına göre konuşuyor. Siz doğruya doğru, yanlışa yanlış demeyi öğrendiğiniz zaman ülke kurtulacak” diyor. 

VATANDAŞLARIN BAŞ SORUNU: İŞSİZLİK 

Samsun'da sanayi gelişkin olmadığı için iş imkanları kısıtlı. O nedenle “emekliler kenti” tabiri de kullanılıyor Samsun için. Kentte yaşanan işsizlik oranı Türkiye ortalamasının üstünde. Kamuya ait ne varsa (KBİ, Gübre Fabrikası, TEKEL, LİMAN vs) özel sektöre satıldı. Belediyeler yasasının değiştirilmesinden sonra da Büyükşehir Belediyesi’ndeki istihdam politikası kamusal niteliğini tamamiyle kaybetti. Elbette bütün bu süreç sendikal hareketin de zayıfladığı bir sonuç doğurdu.

‘HAYIR’CILARA BASKI ARTIYOR

 “Hayır buluşması” semt pazarlarında etkili görünüyor. CHP’nin Hayır çalışması ise ayrı bir mecrada devam ediyor. Şehir merkezinde bir “Hayır Koordinasyon Merkezi” açılmış durumda. Aynı cadde üzerinde AKP de bir seçim merkezi açmış. AKP, 16 Nisan yaklaştıkça baskılarını arttırıyor. “Hayır” yazılı afiş, pankart vb ne varsa devlet gücünü kullanarak kaldırıyor. Hayır çalışması yapanlar gözaltına alınıyor.  Öte yandan Samsun’da MHP’lilerin önemli bir kesimi Bahçeli’ye kızgın ve referandumda Hayır oyu vereceklerini dile getiriyorlar.

ÖNCEKİ HABER

Çocuklara değerler eğitimi talimatı

SONRAKİ HABER

Selma Gürkan: Birleştirici bir dil kullanan kazanacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...