27 Mart 2017 00:26

Bir başkan olsun da sen o zaman gör

Antalya Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan bir işçi işyerindeki başkanlık referandumu tartışmalarını Evrensel'e yazdı.

Paylaş

Antalya Büyükşehir
Belediyesi işçisi

Merhabalar ben Antalya Büyükşehir Belediyesine bağlı en gözde piknik alanında çalışan bir Evrensel okuruyum. Sizlere referandum sürecinin buralara yansımasından bahsetmek istiyorum.

Bizim çalışma yürüttüğümüz alan içerisinde belediye birimlerine bağlı temizlik, güvenlik ve park bahçelere ait taşeron çalışanlar bulunuyor. Bu arkadaşlarımızla gün içinde ister istemez memleketin siyasi gündemi olan referandum tartışmalarına girmekteyiz.

Sabah saat 07.00 sofrada küçük bir zeytin tabağı, 2 dilim peynir çokça ekmekten oluşan küçük bir masanın başındayız. Söze park ve bahçelerde çalışan arkadaş başlıyor. “Hafta sonu Cumhurbaşkanı Antalya’ya geleceği için önceki gece sabaha kadar yol kenarlarında çim kestik. Anlamadığım bir şey var, bu adam bir yerden bir yere giderken en az 120 km hızla gidiyor. Çimlerin kaç cm boyunda olduğunu tespit edip, birim amirlerine konuyla ilgili talimat mı veriyor? Eğer veriyorsa, yani bu kadar işinin arasında bunu da takip ediyorsa, hem vallahi hem billahi ben referandumda evet oyu vereceğim. Bu yetenek herkeste olmaz arkadaş” diyor. Bir diğeri cevap veriyor: “Arkadaşım o cumhurbaşkanının yeteneğinden değil, müdürlerin yalakalığından.” Temizlik işçisi arkadaş giriyor söze: “Siz hâlâ evet-hayır mı tartışıyorsunuz? Bunun bizler için tartışılacak bir tarafı mı kaldı? Hani bu adamlar bize kadro veriyorlardı. Kadro beklerken bir bakmışız yevmiyeli işçilere döndük. 1 aylık, 2 aylık ihalelerle sürekli sigorta giriş çıkışımızı yapıyorlar. Gece yarılarına kadar çalıştırıyorlar. Bu çalışma ortamında siz hâlâ evet hayırı tartışıyorsanız pes artık diyorum.” Konyalı olan cevap veriyor: “Anlamadım evet mi diyeceğiz hayır mı?” “Tabi ki hayır.” Daha önceleri iktidar partisinin propagandasını en yüksek sesle haykıran, kesinlikle hiçbir şekilde eleştirilmesine dahi tahammülü olmayan birkaç arkadaş bu tartışmaları sessizlik içerisinde dinliyor. Onlara ‘Siz ne düşünüyorsunuz’ dediğimizde, kafalarının çok karışık olduğundan bahsediyorlar. Öğlen oluyor, belediye otobüslerinin toplanma alanında bulunan şoförler lokantasına gidiyoruz. Şoför arkadaşlar Antalya’da yeni değişen toplu taşıma kart sisteminden yakınıyorlar. Ve tabii ki gündemlerinde hafta sonu Antalya’ya gelen Cumhurbaşkanı var. Biri hafta sonu yaşanan trafik çilesinden yakınıyor. Diğeri cevap veriyor; “Ya arkadaş sen bunlara oy vermeye devam et. Asıl bir başkan olsun o zaman göreceğim ben sizi. Yemin ediyorum evlerimizden çıkartmazlar bizi. Ben anlamıyorum ‘Hem Allah’tan başka korkumuz yok, kefenimizi giydik geldik’ diyor. Hem de 50-60 araçlık koruma ordusuyla geziyor. Sen ver bana o kadar korumayı o zaman ben de Allah’tan başkasından korkmam. 

Eski şoförlerden olan lokanta sahibi söze karışıyor, “Kardeşim siz de her şeye muhalifsiniz. Adam Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ediyor, olmasın mı o kadar gösterişi.”

“Olmasın kardeşim gösterişi. İlla gösteriş yapacaksa mazot fiyatlarını düşürsün.” 

Yemek bitiyor, çay içmek için dışarı çıkıyoruz. AKP’li olan şoför yanımda, “Abi benim de aslında kafam karışık. Her seçimde hiç düşünmeden bunlara oy verdim ama şimdi biraz kararsızım” diyor. “Bir yandan da bakıyorum bir tarafta MHP, AKP falan, diğer tarafta PKK, FETÖ, komünistler falan” diyor. Yeni seferden gelen yorgun bir şoför arkadaş cevap vermeye başlıyor: “Şimdi IŞİD çıkıp dese ki ben evet diyorum, o zaman sen IŞİD’çi mi olacaksın. Yani arkadaşım 2 farklı grup hatta 3, 4, 5,10 farklı grubun bir konu üzerinde aynı fikri beyan etmesi, onların ortak bir amaç güttüğünü ortaya koymaz...”

Velhasıl kelam Antalya da durum böyle...

ÖNCEKİ HABER

Londra saldırısıyla ilgili bir gözaltı daha yapıldı

SONRAKİ HABER

Mesleğime, okuluma, öğrencilerime geri dönmek istiyorum

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...