25 Mart 2017 00:39

Kislovodsk’un örnek müzesinde son iki yüzyıla tanıklık

Kislovodsk Tarih-Etnografya Müzesi, bünyesindeki tarihsel ve mimari varlıklarla tarihi devirlere ışık tutuyor.

Paylaş

Okay DEPREM
Kislovodsk

Kuzey Kafkasya’nın muazzam kültür zenginliğinin en berrak ve rafine biçimde kendini gösterdiği yerlerin başında, irili ufaklı tüm kentlere yayılan tarih, etnografya ve şehir/bölge müzeleri gelir. Bu müzelerin ki bazısı doğrudan, kale gibi tarihsel ve mimari varlıkların bünyesine kondurulmuştur. Bilhassa tarih-etnografya müzelerinin hemen hemen hepsinin ortak özelliği, Rusların Kafkaslara indikleri tarihi devre ışık tutmaları, aynı zamanda da Rus İmparatorluğu’nun son 1-2 yüzyılı ile SSCB’nin önemli bir dönemini, olağanüstü çeşitlilikteki sergi materyali eşliğinde yansıtmalarıdır. Stavropol Eyaleti’nin tartışmasız en güzel yerleşim yerlerinden biri olan Kislodovsk kentinin efsanevi kalesi ve içerisinde yer alan Kislovodsk Tarih-Etnografya Müzesi, bütün bir özellikleri bağrında taşımasının yanı sıra; Rus edebiyatının en büyük şairi A.S. Puşkin’in meşhur Kafkasya seyahatleri esnasında burada kalması ve Rus yazınının bir başka devi M. Yu. Lermontov’un ölümsüz eseri ‘Zamanımızın Bir Kahramanı’nda burayı özel olarak tasvir etmesi nedeniyle müstesna bir konuma sahiptir.

RUS KALE MİMARİ SANATININ GÖZDE ÖRNEĞİ

Kislovodsk’un Olkhovka ve Berezovaya Derelerinin etrafını saran fevkalade gür ve canlı yeşil örtüden sıyrılıp, Arnavut kaldırımlı kıvrımlı yolları ve onları çevreleyen yarı ahşap yarı kagir taş, büyük çıkma teraslı iki katlı evleri geçtikten sonra tepedeki kaleye ulaşılır. Taş kale, şato girişlerini andıran gotik havalı kapısıyla karşılar ziyaretçilerini. ‘Tarihi ve mimari anıt’ statüsündeki hisarın bugünkü şekli 19. Yüzyıl ortalarında Kislovodsk’un da dahil olduğu mineral su bölgesindeki modern Rus yerleşimlerinin baş mimarı Samçil İsanoviç Upton (1812 – 1879) tarafından verilir. Çünkü kale, Rusların söz konusu yöreye iner inmez, buradaki kaplıcayı keşfetmelerini takiben 1803 yılında yaptıkları ilk yapı olma özelliğini taşır. Bu denli sembolik binaların çoğununda geçerli olduğu üzere Kislovodsk Kalesi de, 1. Dünya Savaşı’nda Kafkas Askeri Bölgesi’ne yönelik revir, 1941-45 yılları arasında ise askeri hastane olarak kullanılır. Vaktiyle çevresi hendeklerle çevrili kalenin 19. Asır boyunca iç kısmında barut deposu, kışla ve konuklar için misafirhane gibi bölümler belirir. 1800’lerin meşhur Kafkasya Vilayeti Genel Valisi M. S. Vorontsov’un yönetiminde yenilenen kale, Rus kale mimari sanatının gözde örneklerinden birisi olarak kabul edilmektedir.   

İLK GÖRÜNTÜ ŞEYH ŞAMİL’İN

Kislovodsk Tarih-Etnografya Müzesi’nin ilk seksiyonu, Rusların Kuzey Kafkasya halkları ile ilk tanıştıkları yıllarda çektikleri fotoğraflardan oluşuyor. İlk görüntü Şeyh Şamil’e (1797 - 1871) ait. Türkiye’dekiler büyük oranda Çerkes halk önderi olarak bilseler de, aslında o halen, o dönemin Dağıstan ve Çeçenistan imamı olarak kabul edilir ve etnik olarak da Avar’dır. Rusların Kuzey Kafkas halklarına genel olarak taktığı isim ise ‘dağlılardır’. 

20. Yüzyıl’ın başına tarihli bir Karaçay (Çerkeslerle aynı coğrafyada yaşayan bir Türk boyu) ulusal dansı resminin yanında bir başka görüntünün altına ‘dağlıların dansı’ ibaresi düşülmüş. Hatta Osetler, Kabardaylar gibi başat Kafkas halklarını betimleyen ve bazısı sonradan renklendirilmiş karelerin birinin altında şu yazılı: ‘Kafkasyalı Tipleri: Kürt / 20. Asır başı’ - Tiflis. Kislovodsk civarından özellikle Karaçaylıları tanıtan çok sayıda resim, günümüzde Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti’nin komşusu Stavropol Eyaleti’nin büyük oranda onlardan devşirilip Ruslaştırıldığının kanıtı gibi. En sondaysa Tolstoy’un ‘Kafkas Esiri’ kitabı duruyor.    

'LENİN ÖLDÜ... HEPİMİZ LENİN’İZ'Lenin’in ölüm ilanı

Büyük Ekim Sosyalist İhtilali’nin Kafkasya’daki yankısı çok görkemli olmuş, hem devrim saflarına katılım hayli yüksek olurken, hem de Kuzey Kafkas halkları iç savaş (1918-1921) sürecinde tayin edici rol oynamıştı. Sonradan Kızıl Ordu şeklinde belleklerde yer edecek ‘İşçi-Köylü Kızıl Ordusu’nun tanıdık kızıl yıldızlı şapkalarına; iç savaş kahramanı Sovyetler Birliği Mareşali Semyon M. Budyonnıy’ın adından türeme ‘Budyonovka’ dendiğini buradan öğreniyoruz. Az ileride yirmili yılların başında çekilmiş ve önünde Kirov, Orjonikidze ve Mikoyan’ın oturdukları devasa bir topluluğun ‘Güney Kafkasya Komünist Örgütleri Vekillerinin 4. Kongresi’nin fotoğrafı görülüyor. Kislovodsk gibi Kafkaslardaki sağlık, tedavi ve dinlenme amaçlı bütün kaplıca merkezlerinin kaderinin belirlendiği emri okuyoruz bir kağıtta. Buna göre 20 Mart 1919’da Halk Komiserleri Konseyi’nin bütün termal tesislerin kamulaştırılmasına dönük çıkardığı kararnameyi V. İ. Lenin kurul adına imzalar. Doğrudan bölgeyle bir ilintisi olmasa da, Bolşevik Devrimi’nin ilk bildirisinin bir kopyasına da burada rastlıyoruz. 25 Ekim 1917 Çarşamba günü sabah saat 10.00’da insanlık tarihinin en önemli kilometre taşını haber veren tebliğin ilk paragrafı şu şekilde: 

“Petrograd İşçi ve Asker Vekilleri Sovyeti Askeri Devrim Komitesi’nden tüm Rusya vatandaşlarına: Geçici hükümet azledilmiştir. Devlet iktidarı, Petrograd proletaryası ve garnizonunun başındaki Petrograd İşçi ve Asker Vekilleri Konseyi Askeri-Devrimci Komitesi organının eline geçmiştir.” Lenin’in öldüğü gün Kislovodsk Şehir Yürütme Komitesi’nin tüm Kislovodsk emekçilerine ve Karaçay halkına hitaben yayınladığı tebligatın başlığında şu cümle geçiyor: “Lenin öldü, fakat Lenin emekçilerin kalplerinde canlı – hepimiz Lenin’iz”…  

‘Güney Kafkasya Komünist Örgütleri Vekillerinin 4. Kongresi.

‘SOSYALİZM ÜLKESİNDE KİM GÜZEL VE DİKKATE DEĞERDİR’

Tüm birlik çapında olduğu gibi Kuzey Kafkaslarda da sosyalizmin kuruluş yılları çok büyük çapta değişim ve dönüşümlere kapı aralar. Henüz 1923 senesinde, devletleştirilen Kislovodsk sanatoryumlarında kalan ilk işçi grubunun çektirdiği toplu kare dikkati çekiyor. Şehir konseyinin hazırladığı ‘Tüm Birlik Tarımsal Sergisi’ panosunda “halk (ulusal) ekonominin başarıları sergisinin katılımcıları”, diğer fotoğraflarda ise Kislovodsk bölgesinin ilk kolhozunun çalışanı kadın ve erkekler görüntülenmiş. Biraz ileride alışıldık olmayan bir kara kalem çalışması göze ilişiyor. J. Stalin ve annesi birlikte kırda gezinirken tasvir edilmişler. Hemen yanda ise çok özel bir kolaj çalışması boy gösteriyor. ‘Sosyalizm ülkesinde kim güzel ve dikkate değerdir’ sorusunun altında temel meslek gruplarından Sovyet yurttaşları canlandırılmış. En altta ise eski köhnemiş düzenin sembolleri para babası, çar subayı, papaz, vs. çizilmiş. Bu dikotominin ortasında ise Stalin’in şu sözlerine yer verilmiş: “…Ne mülkiyet durumu, ne ulusal köken, ne cinsiyet, ne de resmi mevki; ancak her vatandaşın kişisel yetenekleri ve kişisel emeği onun toplumdaki yerini tayin eder.” 

Büyük Anayurt Savaşı’na ait ‘Faşizm işgal savaşının kan ocağıdır’ yazılı, ünlü bir propaganda afişinde, büyük top mermisini namluya süren Hitlerci faşistlerin en önünde Troçki karikatürize edilmiş…

 Büyük Anayurt Savaşı’na ait ‘Faşizm işgal savaşının kan ocağıdır’ yazılı, ünlü bir propaganda afişinde, büyük top mermisini namluya süren Hitlerci faşistlerin en önünde Troçki karikatürize edilmiş…

Bu arada, 1970-78 yılları arasında Stavropol Bölge Parti Komitesi birinci sekreterliğini yapan Gorbaçyov gibi, ondan hemen önce parti genel sekreterliğine getirilen Antropov’un da memleketinin Stavropol olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Müze pavyonlarının sonuna doğru ilginç bir obje daha göze çarpıyor. Rusya’nın 1858 yılına ait bayrağının renkleri beyaz-mavi-kırmızı yerine siyah, sarı ve beyaz şeritleri taşıyormuş…

ÖNCEKİ HABER

Almanya ve Fransa’nın AB projesi

SONRAKİ HABER

Fransa'da metro istasyonunda ateş açıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...