25 Mart 2017 00:51

Dersimliler: 'Tek adamlığı’ kayyımla gördük

Yaklaşan referandumu belediyesine kayyım atanan Dersimliler değerlendirdi. Tek adam örneğini kayyımla gören Dersimliler 'hayır' verileceğini söylüyor.

Paylaş

Hüseyin ALTUN
Dersim

16 Nisan referandumu yaklaşıyor. Başkanlık sistemi için AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan il il mitinglere başladı. Bu mitinglerde artık AKP’nin daha önce yaptığının aksine tek adamlığın övgüleri ve ikna çabaları yerine adeta yerel seçim mitingi gibi vaatler öne çıkmaya başladı. Peki, belediyesine kayyım atanan Dersimlilerin referanduma yönelik tavrı ne? Dersim’deki yurttaşlarla konuştuk. Yurttaşlar kayyımla tek adamlığın örneğini gördüklerini belirterek Dersim’de büyük oranda ‘hayır’ oyu verileceğini söylüyor. 

Referanduma ilişkin birçok ilde haftalardır yurttaşların tavrı belirlenmeye çalışılıyor. Dersim’de yaşayan yurttaşların siyasi ve kültürel yaşantıları kentin rengini alenen belirliyor ve hükümetin “Tunceli Evet Diyor” söylemlerine karşın yurttaşlar tepki gösteriyor. Dersim 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra neredeyse gün yüzü görmedi. Kent içerisinde, köylerde, dağlarda, karayollarında abluka, operasyon, çatışmalar yaşandı. Ölümlerin ve savaş ortamının getirdiği süreç hükümete yönelik tepkileri daha da perçinleştirdi. Atanan kayyımla birlikte de kent adeta ablukaya alındı. Kayyım atanmasıyla birlikte Dersim Belediyesi’nde çalışan 100’e yakın işçi işten çıkarıldı. Ev baskınları yapılarak Dersim Belediyesi Eş Başkanları Mehmet Ali Bul ve Nurhayat Altun, Emek Partisi İl Başkanı Mustafa Taşkale, HDP İl Başkanı Aslan Çağ ve DBP İl Eş başkanı Murat Polat gibi isimler gözaltına alındı, tutuklandı. Halkın büyük oranla desteklediği ve kentin örgütlü gücünün temsilcileri olan kişilere yönelik muamele tepkileri hepten artırdı. Belediyede seçilmiş tek bir isim kalmadı. Kayyım olarak atanan Vali Osman Kaymak bir ay önce ‘Hızır Etkinliği’nde yaptığı konuşmasında büyük çoğunluğu Zazakî konuşan ve Alevi olan Dersim halkının dilini ve kimliğini de inkar etti. Kaymak, “Tunceli halkı gerçek manada Türkmen Alevisi olan, inancına bağlı insanlardır” demişti. 

‘TEK ADAMLIK REJİMİNE ÖRNEK, KAYYIMLARDIR’

İsmini vermek istemeyen bir esnaf tek adam yönetimini kabul etmediklerini söylüyor. Tek adamlığın ne olduğunu kendilerinin belediyelerine atanan kayyımla gördüklerini belirten esnaf, “Öyle ki şimdi ismimi versem beni tutuklarlar. Belediyeden, yıllarca emek vermiş Dersimli işçiler bir bir işten çıkarıldı. Şu an belediyeye kendi çevrelerindeki insanları yerleştiriyorlar. Kayyım kimi istese işten atıyor, kimi istese işe alıyor. İşte sana tek parti, tek adam rejimine örnek Dersim Belediyesi’dir. Bütün yetkilerin tek bir adama bağlı olmaması lazım. Tek adam rejimi olursa ‘astığı astık kestiği kestik’  olur ve bu ise padişahlık sistemi olur. Şu an gördüğümüz herkes açlık sefalet içerisinde, işsizliğin kol gezdiği adaletin olmadığı bir memlekette tek adama ‘evet’ demiyoruz” diye konuştu

‘EVET, SADECE KAYYIMIN ÇEVRESİNDEN ÇIKAR’

OHAL kapsamında başlatılan işten atmalardan nasibini alan eski belediye emekçisi Hüseyin Kılıçoğlu, “Yasama, yürütme ve yargıyı bir kişi de toplamayı hedefleyen, ülkeyi diktatörlüğe götürecek bir referandum söz konusudur. Uyguladıkları politikalarla ülkeyi ekonomik ve siyasi olarak krize ve çıkmaza sürükleyen bir hükümetle karşı karşıyayız. OHAL’le ülkedeki emekçileri ezilenleri, açlıkla terbiye etmeye çalışıyorlar. Tazminatlarımıza, işsizlik fonunda biriken haklarımıza el konuluyor. Dersim’de referandumda ‘hayır’ oyu yüksek çıkar. Bizim yerimize işe aldıklarını da referandumda ‘evet’ oyu verme şartıyla alıyorlar. Dersim’de ‘evet’ sadece kayyımın çevresinden çıkar. Ülke genelinde ise şu zamana kadar ‘hayır’ oyunun yüksek çıkacağı görünüyor. Ama seçim günü sandık güvenliği çok önemli ve sahiplenilmeli” dedi. 

‘SOSYALİSTLER, TÜM KESİMLERİN SESİ OLMALI’

Kafe işletmeciliği yapan Kemal Tulga da referandumda ‘evet’ veya ‘hayır’ algısı üzerinden toplumu kutuplaştırmanın doğru olmadığını ve burada sosyalistlerin bir devrimci cephe açması gerektiğini dile getirdi. Kemal Tulga, referandumda neden ‘hayır’ denilmesi gerektiğini ise şu cümlelerle açıklıyor: “Özellikle son dönemlerde ülkedeki faşist algının daha çok meşrulaşmaması adına, toplumsal dinamiklerin kendi varlığını hissettirmesi için ‘hayır’ demeliyiz.” Tulga, ‘hayır’ cephesinin bütün ezilenlerin ortak sesi olması buna göre şekillenmesi gerektiğini söyledi.

{referandum}}

ÖNCEKİ HABER

Batıkent’in hafızası

SONRAKİ HABER

2017 YGS skandalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...