25 Mart 2017 00:15

'Her şeyi istedi verdik, daha ne istiyorsun arkadaş!'

Yaklaşan referandumu, tartışmaların hızlandığı Ankara'nın Keçiören ilçesinde yurttaşlar Evrensel'e değerlendirdi.

Paylaş

Cemal YİĞİTSOY 
Tamer Arda ERŞİN
Ankara

Hem AKP’nin, hem de MHP’nin güçlü olduğu Ankara’nın Keçiören ilçesinde belediyenin ve AKP’nin ‘evet’ seferberliği göze çarpıyor. Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na taşınmadan önce Erdoğan’ın da ikamet ettiği Keçiören’de ‘evet’ diyenler ‘hayır’ın önde çıkmasından, ‘hayır’ diyenler ise açıktan tercihini belirtmenin başını ağrıtacağından endişeli. 

Ankara’nın Keçiören ilçesi hem AKP, hem MHP, hem de BBP’nin en çok oy aldığı yerlerden biri. Seçimlerde Ankara’nın kaderini belirleyecek oy oranları genelde bu ilçeden çıkıyor. 10 Ağustos 2014 tarihinde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı seçiminde 1602 sandıkta oy kullanıldı. Kullanılan oyların yüzde 57.69’unu Tayyip Erdoğan, yüzde 39.62’sini Ekmeleddin İhsanoğlu, yüzde 2.68’ini de Selahattin Demirtaş aldı. 

Biz de referandumun nabzını tutmak için ilçede dolaşıyoruz. Hemen gözümüze Belediye Başkanı Mustafa Ak’ın hazırlattığı reklam panoları çarpıyor. Reklamda  “Evet rekoru. Evlendirme dairesi başkanlığımız 2016 yılında 6 bin 607 kişiyi evlendirdi” yazısı yer alıyor. Anlaşılan Keçiören Belediyesi kaynaklarının ‘evet’ propagandası için kullanılmasına böyle bir formül bulunmuş. 

Tepebaşı semtinde sokaklarda ilerlerken AKP’lilerin ‘Ankara Platformu’ adıyla ‘evet’ kampanyası yürütmesi dikkat çekiyor. Kim tarafından finanse edildiği bilinmeyen platform, minibüslerle semtte dolaşıyor, evleri geziyor. Platformda çalışan dört kadına Cuma Parkı’nda rastlıyoruz. Genç bir kadın, orta yaşlardaki diğer üç kadına öncülük ediyor, elinde bulunan listedeki isimlerin üstünü tek tek çiziyor. 

Neden ‘evet’ için çalıştıklarını sorduğumuz kadınlardan genç olanı diğerlerine fırsat bırakmadan araya giriyor: “Neden ‘evet’ demeyelim, ‘hayırcı’lar neden ‘hayır’ dediğini bilmiyor. Şimdiye kadar Keçiören’in  birçok yerini gezdik, halkın çoğu ‘evet’ taraftarı. Bu referandumda halkımız ‘evet’ kararında.” Bunun üzerine referandum maddelerini soruyoruz ve kadın maddeleri açıklayamıyor. Bize referandum için hazırladıkları broşürü uzatıyor. Diğer kadınların ise konuşmaya girmekten çekindikleri dikkatimizi çekiyor. Ama genç kadının dediklerini başlarıyla onaylıyorlar. 

‘ERDOĞAN NE İSTEDİYSE VERDİK’

Kadınları oturdukları bankta bırakıp Cuma Parkı’nın içerisine giriyoruz. Gerçekten de anlattıkları gibi semt sakinlerinin ‘evet taraftarı’ olup olmadığını öğrenmek için parkta oturanlarla konuşuyoruz. Park içerisinde orta yaşlı iki adam muhabbet ediyor. Referandumdaki görüşlerini soruyoruz. Birisi daha önce AKP’ye oy verdiğini ancak bu referandumda ‘evet’ demeyeceğini söylüyor. Kendisinin Bala’nın Kürtlerinden olduğunu belirten vatandaş, “Daha ne istiyorlar anlamıyorum. ‘Başbakanlık’ dedi verdik, ‘Cumhurbaşkanlığı’ dedi verdik. Arkadaş ne istedi de yapamadı, anlamıyoruz. Şimdi referandumda ‘hayır’ diyecekleri teröristlikle suçluyor. Ben Kürdüm, oy verdim ona, ama şimdi ‘hayır’ diyeceğim. Ben terörist miyim” diyor. Kendisinin esnaf olduğunu ve bir süredir işlerinin kötüye gittiğini belirterek, “Bak oğlumu özel üniversiteye yollamak durumunda kaldım. Ayda tonlarca para veriyorum. İşler kötüye gidiyor. Artık yeter” diyor.

Yanındaki ise, “Valla ‘evet’ ya da ‘hayır’ demeyeceğim. Halkı bu ikilem arasına sıkıştırdılar. Yalan söylemeyim ne yapılsa, edilse bana ‘evet’ çıkacak gibi geliyor” diye konuşuyor. Bu ikilinin uzağında oturan başka bir adam ise eşiyle parka gelmiş ve torunuyla oynuyor. ‘Hayır’ diyeceğini söyleyen adama tepki gösteriyor: “Niye öyle diyorsun, adamlar o kadar iş yaptı!” 

‘BİRAZ DA BAŞKASINA PAS VERELİM’

Havuz başında yaşlı bir adam oturuyor. İlk söylediği, “Ben emekliyim tabi ki hayır” oluyor. ‘Neden?’ diye soruyoruz cevap veriyor: “İşsizlik böyle. Bakkallar, dükkanlar kapandı. Sanayi bitti. Milletin simit alacak parası yok. İşçi emeklisiyim, yetmiyor. AKP, 4 sene güzel iş yaptı, ‘Milleti birleştireceğiz’ dedi. Ama bu süreden sonra milleti böldü.  Benim MHP’li arkadaşlarım da var. Onlar ‘hayır’ diyecek. MHP’den AKP’ye yüzde 3-4 zor çıkar. Hep aynı adama pas vermeyeceksin, biraz da başkalarına vererek, diğerlerini deneyeceksin. 14 senedir iktidarda. Hadi bizim yaşımız ilerledi. Gençler ne olacak? Biraz başkasına pas vermek gerek. Beğenmezsen tep gitsin” 

‘SANDIĞA GİTMEM, GİTSEM ‘EVET’ DEMEM’

Parkta tek başına köpeğiyle oturan bir gence soruyoruz. “Kardeş söyleyecek ne var, sandığa bile gitmem. Bu ülkedeki siyasiler için bir şey yapmam ama hayatta da ‘evet’ demem” diyen genç Erciyes Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu olduğunu belirtiyor: “Bak mezun oldum kimse iş vermedi. Dediler torpille Anadolu Ajansı’na girersin, torpil bulduk. Bakan lazımmış. 

Bak işsizim. Sen olsan güvenir misin bu siyasilere?”

‘CAHİLLİKSE, ADIM CAHİL OLSUN’

Etlik semtinin en işlek noktası olan Aşağı Eğlence Mahallesi’ndeki  Yavuz Sultan Selim Parkı’na gidiyoruz. Parkta,  hararetli bir şekilde aralarında bir şeyler konuşan 3 gence anayasa referandumuyla ilgili görüşlerini soruyoruz. Gençlerin 3’ü de aynı cevabı veriyor: ‘Evet.’ Aralarından uzunca olanı söze giriyor: “18 maddenin içerisinde olumsuz şeyler olabilir. Anayasa hakkında pek bilgimiz yok. Hukukçular daha iyi bilir ama açıp baktığımızda şu an ki anayasa, 82 Anayasası. Bunu hazırlayan adam Kenan Evren. Ben bu adamın anayasasını uygulayacağıma, ‘Allah, Peygamber’ diyen adamın anayasasını uygularım. Bu biraz cahilce gözüküyor. Bu cahillikse benim adım cahil olsun” diyor.  Seçmen yaşının 18’e düşmesini olumlu karşıladıklarını belirten gençler, “55 yaşındaki adamın hakkını savunan var. Emekliye zam geliyor mu, geliyor. Kimse kusura bakmasın ama 18 yaşındaki adam da beni temsil etsin” diyor. 

ÜLKÜCÜ ARKADAŞLARI ‘HAYIR’ DİYORMUŞ

“CHP, ne zaman Allah için, vatan için bir şey yapılmaya çalışılsa ‘rejim değişti’ diyor. Kusura bakmasınlar da değişsin yani. Allah’ın şeriatından mı korkuyor bunlar?” diyor birisi. Etlik’te Ülkü Ocaklarına giden arkadaşlarının MHP’nin ‘evet’ demesine rağmen ‘hayır’ diyeceklerini anlatıyorlar. 

Başka bankta oturan iki genç ise ‘hayır’ oyu vereceklerini açıklıyor. Başlıyorlar anlatmaya: “15 Temmuz gecesi herkes bu vatanı savundu. Kimse genelleme yapmasın. Partilerin hepsi vatanı seviyor. 16 Nisan’da ‘evet’ çıkarsa tek adam olacak. Yasama, yürütme ve yargının bir adama bağlı kalması yanlıştır. Bu tek adamlık sadece Erdoğan’la alakalı değil, başka birisi için de geçerli. Aslında parti meselesi değil bu. İnsan meselesi bu. Ya adam kötü yönetirse?” 

İşsizliğin en büyük sorun olduğunu belirten iki genç, “Biz üniversiteye hazırlanıyoruz. Bitirdiğimizde ne yapacağımızın kaygısını yaşıyoruz. Hangisi gelirse gelsin partilerden, eğer torpilin yoksa işe giremiyorsun. Bu ülkede adalet ve demokrasinin olduğuna inanmıyoruz” diyor. 

KEÇİÖREN'DE TEDİRGİN CEVAPLAR

Etlik'te orta yaşlı kişiler genelde konuşmaya çekiniyor. Kamu kurumunda çalıştığını belirten biri ısrarımız üzerine 15 Temmuz sonrası yaşanan tedirginliği gerekçe gösteriyor. Kendisinin tercihinin 'hayır' olduğunu belirterek, “Eğer bir geleceğimiz varsa, onun için hayır” diyor.

Başka bir kadın ise “Allah hayırlısını versin oğlum. Ne söylersen suç oluyor. Boşver gitsin. Ne gördük, ne duyduk. En iyisi bu” diyerek geçiştiriyor. En son birisi bizi yanına çağırıp başlıyor söze: “Evet diyeceğim. İstikrar var. Koalisyonları istemiyorum. Geçmişi de biliyorum. Eski CHP'liyim, yanlış anlaşılmasın. Bu adamı (Erdoğan) belediye başkanlığından biliyorum, önünü çok tıkamaya çalıştılar. Belediye başkanlığı döneminde İstanbul'un birçok sorununu çözdü. Şimdi de verdikleri hizmet var. O yüzden Tayyip diyorum. Solda lider göremiyorum. Ama bizim çocuklar ‘hayır’ diyor. Düşünüyorum ama içim el vermiyor.” 

{referandum}}

ÖNCEKİ HABER

Evetçiler rahat, hayırcılar tedirgin, kararsızlar suskun

SONRAKİ HABER

Batıkent’in hafızası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...