25 Mart 2017 00:44

Evetçiler rahat, hayırcılar tedirgin, kararsızlar suskun

Bağcılar'da referandumu konuşurken baskı ortamının sahaya yansıması dikkatleri çekti. Evetçiler rahatken, hayırcılar sessizce konuşuyorlar.

Paylaş

Erdal İMREK

7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde ortaya çıkan tablo bakımından Türkiye genelini de kısmen yansıtan Bağcılar’da, referanduma giderken halkın eğilimlerini gözlemeye çalışıyoruz. ‘Evet’ diyenlerin büyük bölümü gerekçelerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın argümanlarını kullanıyor. ‘Hayır’ diyenlerden ‘Atatürk vurgusu yaparak, Cumhuriyetin yok edileceğini’ söyleyen de var, ‘Demokratik bir ülke istiyoruz, tek adam düzeniyle diktatörlük gelecek’ diyen de... Kararsız olduğunu söyleyenler de oldukça fazla. 

Dikkatimizi en çok çeken ise ‘hayır’ diyenlerin konuşurken temkinli davranması, hatta fikirlerini kısık sesle ifade etmesi ve isimlerini vermekten imtina etmeleri. Yine ‘kararsızım’ diyen çok sayıda kişinin de bunun nedenine ilişkin konuşmak istememesi. ‘Evet’ diyenler ise oldukça rahat. Hem isimlerini vermekten çekinmiyorlar hem de ‘evet’ gerekçelerini yüksek sesle dillendiriyorlar. Bu tablo hükümet yetkilileri, medya ve Cumhurbaşkanı’nın “Hayır diyenler terörist” söyleminin ve ‘hayır’ kampanyası yürütenlere yönelik saldırıların bir baskılanma ve korku iklimi yarattığı izlenimi veriyor. 

‘PADİŞAHLIK DÜZENİ GETİRECEKLER’

İlk olarak Yenimahalle semtindeki bir kahveye giriyoruz. Üç kişinin oturduğu bir masaya yöneliyoruz, üçü de emekli. Hepsi adına, 60’lı yaşları geride bıraktığı anlaşılan kişi konuşuyor. “Biz hayırcıyız” diyor. CHP’nin mahalle temsilciliğinde çalışma yürütüyormuş. İsmini soruyoruz, “Boş ver yazmayın” diyor. Israrcı oluyoruz ama mümkün olmuyor adını öğrenmek. Neden ‘hayır’ dediğini soruyoruz. Başlıyor anlatmaya; “Hayır dememizin birinci sebebi rejim değişikliği yapmak istemeleri. Türkiye Cumhuriyeti’ni yok edip, padişahlık sistemine gitmek istiyorlar. 18 maddenin ne olduğunu kendileri bile açıklayamıyor. Tek adam sistemini getirecekler. Bunların hedefi Atatürk ilkelerini yok etmek. Bunlarda bir Atatürk sıkıntısı var. Anayasanın ilk dört maddesini de yok edecekler.” Masadakilerden biri “24 tane eyalet kuracaklar” diyerek söze giriyor. Mesud Barzani’nin ziyareti sırasında gündeme gelen Federal Kürdistan bayrağını kastederek, “Kürdistan bayrağını da diktiler işte” diyor. Hollanda ile yaşanan krizin mağduriyet yaratarak ‘evet’ oylarını arttırmayı hedefleyen bir kurgu olduğunu düşünüyorlar. 

Başka birkaç masaya daha gidiyoruz ama konuşmak istemiyorlar. 

‘AYKIRI ŞEYLER SÖYLEYİNCE ARALAR BOZULUYOR’

Aynı semtte başka bir kahvehaneye giriyoruz. İki masada oyun oynayanlar ve etrafında toplananlar var. Geliş nedenimizi söyleyince konuşmak istemediklerini belirtiyorlar. Israrımız sonuç vermiyor. “Daha belli değil kararımız” diyerek yanaşmıyorlar konuşmaya. İçlerinden biri “İnsanlar siyasi yönden birbirine aykırı bir şey söyleyince araları bozuluyor. Aralarında soğukluk oluyor. Bir kamplaşma zaten var” diyor.

EVET DİYENLERİN DİLİNDE ERDOĞAN’IN SÖZLERİ

Ömer BozKahvehane sahibinin Adı Ömer Boz. 16 Nisan’da ‘evet’ diyecek. Nedenini tanıdık sözlerle açıklıyor; “Mevcut sistem Türkiye’yi kaldırmıyor. Bürokrasi var. Çok başlılık bu ülkenin kaderi değil. Amerikan sistemi gibi olacak.” 18 maddeyi inceleyip incelemediğini soruyoruz; “Çoğuna bakmadım” diyor. Erdoğan’ın çokça tekrar ettiği sözleri sarf ediyor; “Avrupa havaalanı, köprü yapmamızı istemiyor. Türk’ün Türk’ten başka dostu yok. Güçlü Türkiye istemiyorlar” diyor.

‘GAVUR HAYIR DEDİĞİ İÇİN...’

Buradan bir çay ocağına gidiyoruz. Bir arada oturmuş sohbet eden altı yedi kişi var. Birkaçı birden ‘evet’ diye bağırıyor geliş nedenimizi duyunca. Biri diğerlerini bastırıyor. Adı Abdullah Güleç. Emekli. “PKK, FETÖ, CHP, gavurlar hayır dediği için biz evet diyeceğiz” diyor. Ona da soruyoruz maddeleri inceleyip incelemediğini; “Sabaha kadar televizyonları izliyoruz öğrendik hepsinin ne olduğunu. Ne diyor cumhurbaşkanımız tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Almanya, İngiltere hayır diyor. Demek ki bizim evet dememiz lazım. Müslüman adam evet der” diyor. ‘Saadet Partisi de hayır diyor’ diye araya giriyoruz; “Tabanları evetçi” diyor. Çay ocağının başında çalışan söze giriyor. Adı Rıfkı. “Vatanımız, milletimiz için evet diyeceğiz. Elhamdülillah Müslümansız. Amerika’nın sistemi de başkanlık, dünyaya hükmediyor” diyor. 

‘HAYIR’ DİYEN KISIK SESLE KONUŞUYOR

Esnafı konuşturmak daha zor. Bir ayakkabı tamircisine giriyoruz. Dükkanda üç kişi var, konuşmak istemiyorlar. Bir tütüncüye giriyoruz, “Kararım hayır ama konuşmak istemiyorum” diyor. Kahvehaneleri dolaşmaya devam ediyoruz biz de. Eskipazar Caddesi’nde kahvede çalışan bir genç, “Ben konuşursam buradan çıkamam abi, oturanlara sorun” diyor. İçerisi kalabalık. Yaşlı bir grubun oturduğu masada sorumuzu gülümseyerek karşılıyorlar ama konuşmak istemiyorlar. Biraz ısrar edince “kararsızız” diyorlar. Yan tarafta tek başına oturup gazete okuyan birine dönüyoruz. Kısık sesle “Ben hayır diyorum” diyor. Adını soruyoruz, biraz isteksiz “Cengiz” diyor. “Neden hayır diyeceksiniz” sorumuza yine sesini alçaltarak, “Bu anayasa değişikliği tek adam düzeni getirecek, diktatörlük getirecek. 15 senedir yönetiyor Erdoğan. Diktatörlük istemiyoruz” diyor.

‘EVET ÇIKARSA TÜRKİYE HEPTEN GİDER’

Bağcıların Yavuz semtinde yine kalabalık bir kahvehanedeyiz. Burada da konuşmak istemiyor kimse. Çıkacakken, biri “Evet Türkiye’yi ikiye ayırır. Türkiye hepten gider evet çıkarsa, bir daha da toparlanamaz. Tek adamlığa hayır demek lazım” diyor. Ama o da ismini vermiyor. 

‘AVRUPA HAVAALANI YAPMAMIZI İSTEMİYOR’ SÖYLEMİ TUTMUŞ!

Bir başka kahvede konuştuğumuz Kesim Yiğit adlı işçi, “Evet diyeceğim. Ülkem için, istikrar için...” diyor, “Artık koalisyonlar olmayacak. Ülke daha ileri gidecek.” Bugün birçok konuda bürokratik engeller olduğunu, evet çıkarsa bunun da sona ereceğini söylüyor. “Hangi sorun konusunda bürokratik engellerin ortadan kalkacağını düşünüyorsun?” diye soruyoruz, yanıt vermiyor. Sözü değiştirerek “Mesela sizin gazeteci arkadaşınızı polis öldürdü (Metin Göktepe) ama bugün böyle şeyler yaşanmıyor” diyor. “Şimdi de tutuklanan gazeteciler var ama” diyoruz. Yorum yapmıyor. Devamında söylediklerinin de çoğu Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyorsa onu diyor. Onun yanındaki Tahir Üstün isimli emekli de “Evet çıkınca ülke güçlenecek. Türkiye Avrupa’ya karşı direniyor. Almanya havaalanı yapmamıza karşı çıkıyor” diye konuşuyor. 

‘EVET’Çİ DE 'HAYIR’CI DA 18 YAŞ VE 600 VEKİLE KARŞI

Masaya gelip sohbete dahil oluyor biri. İsmi Serhat. Daha önce trikoda çalışıyormuş ancak 15 Temmuz’dan sonra çalıştığı firma ‘FETÖ bağlantılı’ olduğu iddiasıyla kapatılmış. Şimdi seyyar satıcılık yapıyor. Referandumda ‘hayır’ diyeceğini söylüyor. “18 yaşındaki çocuk nasıl milletvekili olur?” diye soruyor. Kesim Yiğit, “Bu konuda ben de katılıyorum. Milletvekili sayısının 600’e çıkmasına, 18 yaşa karşıyım. 550 milletvekili ne yapıyor, yatıyor orada” diyor. Serhat, “Bak işte konuşunca ‘evet’ diyen de ‘hayır’ diyenin görüşüne katılıyor. Evet çıkarsa tek adam düzeni olur. Erdoğan’ın ne farkı kalır Esat’tan” diyor. Verdiği örneklerden MHP’li olduğu anlaşılan Serhat, “Meral Akşener’i niye konuşturmuyorlar. Koray Aydın da ‘hayır’a çalışıyor” diyor. MHP tabanında işlerin karışık olduğunu ama ‘hayır’ diyenlerin çoğunlukta olduğunu söylüyor. 

‘AKP’YE KIZMIŞIM OY VERMEYECEĞİM’

Eskipazar Caddesi’ndeki kahvede bir masada referandumla ilgili aldığımız ilk yanıt “Daha karar vermedik” oluyor. “Belki sandığa da gitmeyebiliriz” diyor biri. “Her gün televizyonlarda referandum konuşuluyor. İkna edemediler mi sizi daha” diye sorunca, biri “Takip etmiyoruz. Vallahi bıktık artık” diyor. Araya masanın en yaşlısı giriyor. Adı Ekrem Kabay, yüzünde çökmüş bir ifade var. Oğlunun 8 ay önce askerdeyken çıkan bir çatışmada yaşamını yitirdiğini söylüyor. “Kaç ay oldu bir şehitlik kağıdını alamadım. Biri git Kars’tan al diyor biri başka diyor. Devlet bir değil mi? Ama vermediler daha. Ben Kürdüm vermezler. 20 oyumuz var, önceki seçimlerde Ak Parti’ye vermişim. Kızmışım, bu sefer oy vermeyeceğim” diyor. 

‘AKP’Lİ OLMAYAN TÜRK’E FETÖ’CÜ, KÜRT’E PKK’LI DİYORLAR’

Demirkapı Mahallesi’nde bir kahvedeyiz. Kahve sahibi ‘hayır’ diyor. Getirilmek istenen düzenin tek adam rejimi olacağını, bunun diktatörlük anlamına geldiğin belirterek, konuştuğu kimi AKP’lilerin de ‘hayır’ diyeceğini söylüyor. Bir masada okey oynayan dört gencin yanına oturuyoruz. Kürt gençler. Adı İnan olan, “Ülkeyi bu zihniyetin yönetmesine hayır” diyor. Diğer gençler benzin istasyonunda çalışıyor. Masadakilerden Cihat “Ben evet diyeceğim” diyor. Agit müdahale ediyor; “Halk seçecek ama her şeyi bir tek Erdoğan belirleyecek.” Milletvekili yaşının 18’e indirilecek olmasını hatırlatınca Cihat, Agit bu kez “Onlar zengin çocukları olacak” diye itiraz ediyor. İnan, HDP’li milletvekillerinin tutuklanmasını, sokağa çıkma yasaklarını hatırlatıyor. “Her yeri yakıp yıktılar, o kadar insan öldü. Nasıl evet diyebilirsin” diye Cihat’a çıkışıyor. 

Agit alıyor sözü yine; “Geçinemiyoruz, insanlar açlık sınırının altında. Ne kadar gizleseler de çok büyük bir kriz var diyor. İnsanlar hayır demeye çekiniyor, kendini belli etmek istemiyorlar. Tutuklamalar, saldırılar oluyor. Bu iktidar AKP’li olmayan Türk’e FETÖ’cü, AKP’li olmayan Kürt’e PKK’lı diyor. Kürtler 7 Haziran’dan sonra yaşananları unutmadı. Halk öfkeli. Ama tedirgin olanlar da var. Mesela bazı insanlar eğer hayır çıkarsa, kabul etmez bunu Erdoğan diyorlar. Yine çok kan akmasından korkanlar var.” 

Masadaki gençler referandumdan hayır sonucu çıkacağını, önceki seçimlerde AKP’ye oy veren Kürtlerin de büyük çoğunluğunun da hayır diyeceğini düşünüyor. 

BAĞCILAR’DA SEÇİM SONUÇLARI

Bağcılar'daki siyasi atmosferi daha iyi anlamak üzere eski seçimlerdeki verilere bakmak faydalı olabilir. 2016 verilerine göre nüfusu 750 binin üzerinde olan ilçede, öncesinde Saadet ve Fazilet Partisi, 2002’den itibaren ise AKP seçimlerde hep önde oldu. Belediye başkanlığı seçimlerini 1992’den bu yana Refah Partisi ve AKP aldı. Genel seçimlerde de AKP 2002’den bu yana birinci parti. AKP Bağcılar’da, 2002 seçimlerinde yüzde 48, 2007’de yüzde 57, 2011’de yüzde 60 oy aldı. Türkiye siyasi tarihi açısından önemli eşiklerden biri olan 7 Haziran seçimlerinde ise AKP’nin oyu yüzde 50 oldu. Bu seçimlerde tüm ülkede oldukça önemli bir çıkış yakalayan HDP yüzde 16.9 oranla ikinci parti oldu. Onu yüzde 15.9’la CHP izledi. MHP 7 Haziran seçimlerinde yüzde 10.7, Saadet Partisi ise yüzde 2.6 oranındaydı. Hükümetin sonuçlarını tanımadığı 7 Haziran’ın ardından patlayan bombalar, bölgede şiddetlenen savaş eşliğinde gidilen 1 Kasım seçimlerinde ise AKP oy oranını yüzde 59.6’ya çıkardı. Bu seçimde HDP yüzde 13.8’e gerilerken, yüzde 16.2 oranla CHP ikinci parti konumuna yükseldi. Bu seçimlerde MHP 8.1’e, Saadet Partisi ise 0.9’a geriledi. 2014’te yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde ise Bağcılar’da Recep Tayyip Erdoğan yüzde 60,59, Ekmeleddin İhsanoğlu yüzde 25,74, Selahattin Demirtaş yüzde 13,67 aldı. 2010 referandumunda Bağcılar’da ‘evet’ oranı yüzde 70.51, hayır oranı ise yüzde 29.48 oldu.

ÖNCEKİ HABER

Başverimli Belde Belediye Eş Başkanları serbest bırakıldı

SONRAKİ HABER

'Her şeyi istedi verdik, daha ne istiyorsun arkadaş!'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...