21 Mart 2017 00:30

Rize’den referandum manzaraları

Referandum öncesi yurdun dört bir yanından yapılan haberlere bir yenisi daha eklendi. Kadir Yalçınkaya, Rize'de yurttaşlarla referandumu konuştu.

Paylaş

Kadir YALÇINKAYA 

Trabzon uçağındayım. Uçak rötar yapmadan bu kez zamanında kalktı. Yanımda yaşları kemale ermiş iki kişi sohbet ediyor.

İstanbul’da düşen helikopter üzerine yorumlar yapıyorlar. “İlerde acaba uçaklar helikopter gibi olduğu yerden havalanıp yere inebilir mi?” diye birbirlerine soruyorlar. Uçağımız üçüncü havaalanı inşaatı üzerinde süzülürken, sohbetin konusu havalanının Almanları nasıl kıskandırdığına geliyor! “Havaalanı bittiğinde Almanların hava yolu geliri yarı yarıya azalacak. Bu durum Almanları fazlasıyla çıldırtmış, kudurtmuş, bakanlarımıza bu nedenle seçim propagandası yaptırmıyorlar” diyorlar. Almanya ile yaşanan diplomatik krizi üçüncü havaalanının yapımına bağlıyorlar. Uçakta bu diyaloglar yaşanırken henüz Hollanda krizi bu kadar gündemde değildi. “Bakalım Hollandalılar neye köpürüp, kuduracaklar göreceğiz” diye devam ediyorlar. Göz ucuyla benim gazeteme bakıyorlar. Aynı şekilde ön koltukta oturan gurbetçi genç çiftin samimi davranışlarından rahatsız oluyorlar. 

ESKİ SEÇİM HEYECANI YOK

Trabzon havaalanında iniyorum. Rize’ye gitmek için HAVAŞ otobüsüne yöneliyorum. Her yanda yine Karadeniz şivesiyle konuşan insanlar. Trabzon-Rize arası bir saati bulan yolculuğumda seçim heyecanı göremiyorum. Oysa önceki seçimler böyle sessiz değildi.  

“Rize’de durum farklıdır” diye içimden geçiriyorum. Rize Belediyesi önünde indiğimde, baskın bir ‘evet’ çalışmasıyla karşılacağımı sanıyorum, yanılıyorum. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerindeki atmosferden eser kalmamış. Öyle ki 7 Haziran seçiminde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir grup gencin saldırgan tavrı nedeniyle mitingi bitiremeden alandan ayrılmıştı. O zaman her taraf Erdoğan posterleriyle doluydu. Birçok yerde “Türkiye’nin ilk başkanı Rize’den çıkacak” afişleri asılıydı. Rize sanki tek bir partinin propaganda yaptığı şehirdi. Şimdi gördüğüm tablo ise çok farklıydı. Birkaç araçtan anons edilen cılız ‘evet’ çağrısının dışında sanki Rize henüz referandum havasına girmemişti.  

Peki ya Hayır cephesi’ Sokaklarda onlara dair henüz bir emare yok. Yolda bir ayakkabı boyacısıyla sohbet ediyorum. “Şehirde referandum havası yok” diyorum. Şöyle bir yüzüme bakıyor “Burası garanti” der gibi. Sonra “Burada hayırcıya sorsan, evet der” diyor. Yani mahalle baskısı kentte egemenlik kurmuş durumda. 

NASIL BÜYÜK DEVLET OLUYORSUN?

Rize’de ÇAYKUR işçileriyle buluşuyoruz. Referandumu konuşuyoruz. Bir işçi sözü alıyor ve şunları söylüyor: “Hayırcılar kendi içinde yaşıyor. Burada kimse Hayır kelimesini açıkça kullanamaz. Sokakta Hayırcı görsen Evet der. Burada çok yoğun bir baskı var. Yani sokakta evetçi, ama kendi içinde Hayırcı olanlar var. Bütün ülkede kriz olsa Rize’ye kriz iki yıl sonra yansır. Şimdi tam da krizin yansıdığı döneme denk geldi referandum süreci. Artık krizi her yanıyla yaşıyoruz.” Belli ki yaşanan ekonomik sorunlar oy tercihi üzerinde de belli bir etki yapacak.  

“Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar yutdışına gidemiyor, Avrupa ülkeleri almıyor. Bu utanç verici bir durum” diyor bir başka işçi. Söze şöyle devam ediyor: “Düşünün bir; oturduğunuz mahallede komşulara gidiyorsunuz, komşularınız sizi eve almıyor! Biz de şimdi dünyaya rezil olduk, itibarımız kalmadı.” 

Bir başka ÇAYKUR işçisi de görüşlerini şu cümlelerle paylaşıyor: “Geçenlerde bir taksiye bindim, taksici konuşuyor, Türkiye’de petrol var mı? Yok. Yeraltında fazla maden var mı? Yok. Sanayi var mı? Yok. Olanları da sattılar, kalmadı zaten. Peki tarım var mı? Yok. Hayvancılık var mı? Yok. Eğitim var mı? O da yok. O zaman nasıl büyük devlet olacaksın? Büyük devlet olman için sanayin olacak, teknolojin olacak, eğitimde ilerleme kaydedeceksin, tarım ve hayvancılıkta mesafe alacaksın. Ancak o zaman büyük devlet olursun! Cumhurbaşkanı, başbakan zengin devletiz diyor. Ee bunların hiçbiri yok; nasıl zengin devlet oluyorsun? Halkı soyup soğana çevirirsen, zorla vergi alırsan, halk yoksul, devlet de zengin olur. İşin özeti budur.” 

‘HAYIR TERCİHİ BİRİNCİ OLMASA DA...’

İşçilerin anlattıkları, MHP içinde Devlet Bahçeli’nin pek itibarı kalmadığı yönünde. Bahçeli’den çok Meral Akşener ve diğer muhalif isimlerin adı konuşuluyor. MHP kökenli bir işçi “Ben Bahçeli’ye şaşırıyorum, bütün itibarını yere serdi” diyor ve Bahçeli’ye hitaben şunları dile getiriyor; “Aylar önce Cumhurbaşkanına söylediklerini ne çabuk unuttun; dün mü doğruları söyledin yoksa bugün mü? Benim oyum hayır!” Aynı işçi hayır tercihinin Rize’de birinci çıkmasa da evet oylarında azalma olacağına dikkat çekiyor. 

Rize’de, Saadet Partisi’nin (SP) de geçmişten gelen bir gücü ve tabanı var. Ancak SP açık bir çalışma yapmıyor, kutuplaşmadan uzak durarak hayır çalışmaları yürütüyor. SP’li işçiler “Seçim olsa yine AKP’ye oy verecek bir taban var” diyorlar. Ama referandumda hayır oyu kullanacak azımsanmayacak bir kitle olduğunu da ekliyorlar. Bir kişiye kadar geniş yetki verilmesine itirazları var. Ayrıca 18 yaşında vekillik, meclis fesihi ve yargı mensuplarının atanmasına da tepki gösteriyorlar. 

ÇAYKUR varlık fonuna devredildiğinde Rize halkı bir şok yaşamıştı. Ne var ki; hükümetin “Varlık fonuna devir, özelleştirmenin önüne geçmek içindir” yönlü propagandası da işçiler üzerinde etkili olmuş. Organik çay yetiştirmeyle ilgili yapılan bilgilendirme toplantılarında hep bu konu işlenmiş. Buna karşın ÇAYKUR’un varlık fonuna devredilmesi konusundan rahatsızlık duyan geniş bir kesim var. Bu rahatsızlığın da referandum sonucuna yansıyacağı ifade ediliyor. 

‘BIRAK O DA BANA KALSIN...’

Hayır’ı savunan bir ÇAYKUR işçisi şunları anlatıyor: “Bizi anlamıyorsunuz, burada hayır çalışması yapmak o kadar kolay değil. Ancak ikili görüşmelerde birbirimize açılabiliyoruz. Tayyip öl dese ölecek insanlar var. Toplu tartışmalarda herkes Tayyip’i savunur, tersini yapma şansı yoktur. Ancak kafası karışık arkadaşlar da var. Maaş yetmiyor, çocuğuma bir lira verecek para bulamıyorum. Çocuğu okula ekmek arası peynirle gönderiyoruz. Ben hayır vereceğim.” Aynı işçi, benzin olmadığı için arabasının kapıda yattığını söylüyor ve referandumda sürpriz olacağını ima ediyor. Neden diye soruyorum; gülüyor, “Bırak o da bizde kalsın” diyor. 

Pastanede oturuyoruz, işletmeci kadın anlatıyor: “AKP’li kadınlar geldi. Kararsız olduğumu söyledim, beni ikna edin dedim. Onlar da biz reise güveniyoruz, en iyisini onlar bilir; reis her şeyi düşünür, siz rahat olun dediler. İkna olmadığımı ve maddelerin neler getirdiğini anlatmalarını istedim. Çok bozuldular. Yanımda markette çalışan tezgâhtar genç var, Tayyip öl dese, ölecek. Reis diyor başka bir şey demiyor. Maddeleri soruyorum, ne anlama geliyor bilmiyor, mahcup oluyor, reis her şeyin iyisini bilir diyerek savunma yapıyor.” 

FINDIKLI, KEMALPAŞA VE PAZAR, HAYIR’A YAKIN

CHP Yalova milletvekili Muharrem İnce’ye, Rize Fındıklı’da yer verilmemiş, referandum çalışması engellenmiş. Bütün engellemelere rağmen yapılan toplantı, yasağa karşı tepkiye dönüşmüş. Fındıklı’da partiler, esnaf odaları, emek örgütlerinden oluşan ve 27 kurumun içinde olduğu bir platform hayır çalışması yütütüyor. MHP ilçe yönetimi ise hayır çalışmasını kendi cephesinden sürdürüyor. İlçedeki hedef  yüzde 60 oranında hayır oyu çıkartmak! İlçede hayır cephesi moral üstünlüğü yakalamış görünüyor. Fındıklı’da Anayasa değişikliği maddeleri içindeki 600 vekile de çok itiraz var. “Cumhurbaşkanının kuracağı kabine ve yardımcılarını hesaba katarsan sayı 700’ü bulacak” diyorlar. 

Kemalpaşa’ya gitmek için Fındıklı otogarına gidiyorum. Otogarda çalışan taşeron bir işçi ve eski DYP ilçe yöneticiliği yapmış bir vatandaşla masaya oturuyoruz. Çaylar geliyor, sohbet başlıyor. “Bu referandumda hayır çıkacak” diyorlar. “Gümüşhane ve Bayburt’tan da haberler alıyoruz. Orada eskiden AKP oy verenlerin bir kısmı şimdi hayır verecek” diye ekliyorlar. Bunların daha çok taşeron işçiler olduğunu söylüyorlar. Masayı selamlayan MHP ilçe başkanı ise “Hollanda’da yaşananlar bizim kararımızı değiştirmez. Buradaki MHP tabanının yüzde 85’i hayır diyecek” sözleriyle sohbete katılıyor.  

Pazar ilçesinde de durum farklı değil. Konuştuğum insanlar burada hayır oyunun evet oyundan fazla çıkacağını, her yerde AKP tabanından kaymalar olduğunu söylüyor. Başsağlığı için uğradığımız bir evde, konu dönüp dolanıp referanduma geliyor. Pazar’a birlikte gittiğimiz  Yaşar abi cebinden çıkardığı dosyayla referandum meselesini kadınlara anlatıyor. Kadınlar Laz şivesiyle şöyle yanıt veriyor: “Tek olmak da neymiş. Dinimizde teklik sadece Allaha mahsus, biz tek olarak Allah’ı biliriz. Referandumda herkes dersini alacak, kadınlar bunu gösterecek.” 

“Çayeli benden sorulur” diyen bir kadın, geçmişte AKP’ye oy vermiş. Referandumda hayır diyeceğini ifade ediyor. Rize merkezden başlayarak, Hopa ve Kemalpaşa’ya kadar gözüken, tablo, gizli hayırcıların sonuca etki edeceği yönünde. AKP tabanında hayır diyeceklerin, fikrini ikili görüşmelerde söylediği gözleniyor. Rize’de hayır potansiyeli hiç de yabana atılacak gibi görünmüyor.


 

ÖNCEKİ HABER

Rusya: Efrin'de ateşkes önleme merkezi kuruluyor

SONRAKİ HABER

TİS’te son söz İZENERJİ işçilerinde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...