18 Mart 2017 00:25

İş yok diye arkadaşlarımızı çıkarttılar duraksız çalışıyoruz

Gebze'den Schneider işçileri kriz bahanesiyle işten atmaları ve birliğin önemini Evrensel'e yazdılar.

Paylaş

Schneider işçileri
Gebze

Bizler Gebze’de Schneider Fabrikasında çalışan ve EMİS sözleşmesi sürecini yaşamış Birleşik Metal-İş üyesi işçileriz. O dönem yaşanan birkaç şeyi sizlerle paylaşmak istiyoruz. 

Daha greve başlamadan biz kendi içimizde oldukça sürece hazırdık. Yani taslak hazırlanırken, tartışılırken geçmişteki gibi davranmayıp çoğu şeyi kendi içimizde konuştuk. Bu sözleşme sürecinde zaten işveren bizi küçük görmesinin cevabını aldı. MESS’ten ayrılan fabrikayız. Neden? 3 yıllık sözleşme olmasın diye. Ama ilk başta bu sözleşme de bize yine 3 yıl dayatıldı. Tepkimiz büyük olunca geri çektiler. Ekonomimizi etkileyecek maddeler için aylarca pazarlık ettik. Bu dönem başında yüzde 6 veren fabrika patronu ile grev zamanı en son teklifi veren patron arasındaki farkı yaratan da bizleriz. Bize 10 kuruşluk zamma imza attılar diyebilirler. Süreç böyle işlemedi. Başta maddeler gerçek anlamda çok kötüydü ama görüşme sürecinde biz sendikayı dahi harekete geçirmek için çaba sarf ettik. 

Daha pek çok gelişme oldu. Mesela idari anlamda, ama burada asıl önemli olan bizim de yaşayarak öğrendiklerimiz. Sen istemezsen kardeşim, seni en dibe razı etmek istiyorlar. Bu süreçte hükümet zaten Asil Çelik grevini yasaklayarak bizlerin ve oradaki kardeşlerimizin önünü kesmek istedi ama yetmedi. Çünkü bizler OHAL olmadan da grevi yasaklanmış işçileriz. Boyun eğmeyeceğimizi en başta, daha önce yazdığımız yazılarda da belirttik. Öyle de yaptık. Ancak sonrasında yaşadıklarımız ile bir bedel ödetildi. 

Ülkede büyük bir kriz var kimsenin dillendirmediği... Ve patronlar da kendisini etkilesin ya da etkilemesin her fabrikada bu cümleyle işçi atıyor. Küçüleceğiz, kriz var ve daralma… Bizim işçi arkadaşlarımız da sözleşmenin ardından aynı bahanelerle işten atıldı. Bir sürü gelişmeler oldu, temsilci arkadaşımız istifa etti bu işten atmalar nedeniyle ama neticede bunu bize diyet olarak dayattılar. 

Şimdi de küçülmeye gideceğini işin olmadığını söyleyen patron siparişler yetişmez diye harıl harıl çalıştırıyor bizi. O dönem bizlere tutanak tutmayıp izinli sayacağını söyleyen müdürler, işverenler işçi arkadaşlarımız atıldıktan sonra tazminatına bile göz koydu. Bu yaptığınız grev kamuoyunda geniş yer tuttu, sizi izinli yazmış olursak biz suç işleriz dediler. Demem o ki arkadaşlar minareyi çalan işveren de olsa hükümet de olsa kılıfını bir şekilde uyduruyor. Bundan sonra ne haklarımızın gasbedilmesine evet diyebiliriz ne de sözleşme sürecinde işverenden yana rengini açıkça belli eden ve işçi emekçi lehine tek bir çalışma yapmayan hükümete evet diyebiliriz. Bunun için mücadele etmeliyiz ki bundan sonra hiçbir hakkımızı kaybetmeyelim. Şimdi MESS süreci yaklaşıyor birçok işçi arkadaşlarımız benzer ali cengiz oyunlarına karşı uyanık olmalı hem de gerektiğinde sendikaya karşı bile birlik olmalı. Hepinizi selamlıyoruz...

ÖNCEKİ HABER

'Güçlü bir Türkiye için ben de varım' demeden önce düşün

SONRAKİ HABER

CHP'li Akatlı: Hangi demokrasiden söz ediyorlar bize

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...