16 Mart 2017 00:03

Edebiyatını kelimelerin tınısıyla arttıran bir mezatçı

Hasan Ali Topbaş'ın 'Kuşlar Yasına Gider' romanı, Sonsuzluğa Nokta’da yarım bırakılmış bir mazinin kendi gerçeğini tamamlamasını gösteriyor bize.

Paylaş

Takyedin ÇİFTSÜREN

Ankara’da yaşayan yazar bir anlatıcının Denizli’nin bir ilçesinde yaşayan babasının rahatsızlığı dolayısıyla Ankara ve Denizli arasındaki yolculuğunu anlatan Kuşlar Yasına Gider adlı roman; Sonsuzluğa Nokta’da yarım bırakılmış, ağzı tam olarak kapatılmamış bir mazinin kendi gerçeğini tamamlamasını da bize gösteriyor. 

Anlatıcının babası, öncesinden tanıdığımız bir baba. Kuşlar Yasına Gider, hem yukarıda bahsettiğim romandan hem de Yalnızlıklar’dan  fırlamış bir imge olarak “baba”yı karşımıza çıkarırken aynı zamanda kutsal bir kuralın son halkasını da tamamlıyor: Baba, Oğul ve Kutsal Anlatı. Öbür yandan anlatıyı üçlemeyle noktalıyor.

Toptaş’ın anlatısı “Babalar alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır”dan “babalar anlatılarımızın alınlarına yazılan yalnızlıklardır”a çok kolay evrilen bir şeyi bize hatırlatıyor: babalar ve oğullar. Ancak onun babaları ve oğulları çatışma içinde olan babalar ve oğullar değildir; onunkiler babanın oğlu, oğlun babası olanlardan.

ROMANLAR ARASI MEKANSIZLIK

Anlatıcının anlatı içinde, kurmaca ile gerçek (Kurmacanın gerçekliğini değil) arasındaki farkı bize kavratmaya çalışan öğütçü rolüne girmesini, yazarın anlatıcıya ve anlatıya müdahalesi olarak okuyorum. “Hasan Ali Bey, bunu ne zaman yaşadınız”dan doğan bir bıkkınlığın yansıması. Bu durumun, anlatının gerçeğine uygun görünmediğini belirtmem gerekiyor. Yine bu kadar net öğüt verirken anlatıcı ile yazarın aynı kişi olduğunu okura düşündürecek derecede fazla iz bırakması ayrı bir kuruntu. Kuşlar Yasına Gider’in anlatıcısı, gerek Bedran özelinden Sonsuzluğa Nokta’nın yazarı olarak gerek Yalnızlıklar’ın “şairi” olarak anlatıcının yazarın ta kendisi olduğunu okurun kulağına bağırıyor.  Toptaş’ın bundan özel bir zevk aldığını görmek için medyum olmam gerekmiyor. 

Hasan Ali Toptaş, bir mekandan başka bir mekana, bir zamandan başka bir zamana kaşla göz arasından geçen anlatısından da Tanrı tarafından şiirle kutsanan bir dille yazılan anlatılarından  da farklı olan bir anlatı kurmuş Kuşlar Yasına Gider’de. O, zamansızlık ve mekansızlık kavramını kurmacadan tamamen kaldırmamış, bunun yerine daha zor olanı tercih etmiş: Romanlar arası mekansızlık. Daha önceki metinlerin anlatıcısı başka bir metnin kahramanı ve anlatıcısı olmuş. Ben buradayım diyen gür bir sesle.

Her şeye rağmen Hasan Ali Toptaş, bir mezatçı: Kendi edebiyatının değerini ve sesini, kurmaca dünyasıyla ve kelimelerinin tınısıyla artıran bir mezatçı.

Kuşlar Yasına Gider
Hasan Ali Toptaş
Everest Yayınları
18. baskı, 2017.

ÖNCEKİ HABER

Pentagon: Rakka operasyonunda YPG olacak

SONRAKİ HABER

Trump sonrası Latin Amerika ve Meksika

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...