30 Mart 2011 13:13

Elmalı köyü EL-malı olmayacak

Özer Akdemir

Ülkenin olduğu kadar dünyanın da önemli ekolojik bölgelerinden olan, mitolojilere yurtluk yapmış efsaneleri ile ünlü Kazdağlarında altın işletmeciliği sevdası yıllardır var aslında. Bundan iki-üç yıl önce, altın madencileri adeta bir yerlerden düğmeye basılmışçasına ardı ardına maden arama ve sondaj çalışmalarına başladığında yöre insanı sert tepki gösterdi. Ardı ardına yapılan toplantılar, mitingler, basın açıklamaları gibi eylemlerle seslerini duyuran yöre halkına, Kazdağlarının önemini bilen bilim insanları ve çevrecilerin de destek vermesi ile altın karşıtı önemli bir kamuoyu oluşturuldu. Bu kamuoyunun baskılaması sonrasında AKP hükümeti Kazdağları’ndaki altın arama çalışmalarının dondurulduğunu açıklamak durumunda kalmışlardı. İşte bu dondurulan çalışmalar geçtiğimiz aylarda yeniden, eskisinden daha hızlı bir şekilde başladı. Kazdağları 13 işletme, 13 arama/işletme ve 8 tane de arama ruhsatı olan yerli-yabancı altın madencisi şirketlerin adeta istilasına uğramış durumda. Bu şirketler arasında Bergama’daki altın madenini sahibi Koza şirketi, Uşak Eşme ve İzmir Efemçukuru da altın madenleri bulunan Kanadalı TÜPRAG, Cinerlerin Park Enerji şirketi, Chesser madencilik, Çanakkale madencilik, Kuzey ve Doğu Biga Madencilik gibi şirketler bulunmakta.

POMAK KÖYLERİNİN ORTASINDA

Elmalı köyüne iki kilometre uzaklıkta genç meşe ormanları ile kaplı bir alanda yapılmak istenen altın madenciliği ise Kanadalı AES Madencilik şirketinin bir projesi. Bölgedeki Bulgaristan göçmeni Pomak köylerinin  ortasına yapılmak istenen altın madeni Elmalı’nın yanı sıra, Kaynarca, Yeşilköy, Bakacak, Akkayrak, Sarnıç, Arabaalan, Işıkeli, Abdiağa, Yeniceköy ile Aşağı ve Yukarı İnova köylerinin topraklarını da etkileyecek. Bu köylerin ve Biga’nın içme suyunun sağlandığı bir alanda yapılmak istenen altın işletmeciliğine karşı Elmalı Köyü merkezli bir direniş başlamış durumda. Elmalı köylülerince oluşturulan “Altına Hayır Komitesi” geçtiğimiz pazar günü Çanakkale ve Biga Çevre Platformlarının da katılımı ile önemli bir etkinlik gerçekleştirdi.

NE GİDECEĞİZ NE DE ÖLECEĞİZ!

“Altına hayır köyümüz el malı olmasın”, “Altın madenine ve termik santrallere hayır” yazılı pankartlarla süslenen köy meydanında gerçekleştirilen etkinliğe dışardan gelen konukları köyün genç kızları yerel giysileri ile karşıladılar. Biga Çevre Derneği Başkanı Kamil Aru tarafından sunulan etkinliğin açılış konuşmasını yapan Elmalı Altına Hayır Komitesi Başkanı Hüseyin Geyik, Biga’nın ve birçok köyün içme suları ve tarım alanları ortasında yapılmak istenen altın madenciliğinin bölgeyi zehirleyeceğini belirterek,”Bu şirketler bize iki seçenek sunuyor; ya gideceksiniz, ya da öleceksiniz. Ne gideceğiz ne de öleceğiz! Bu topraklar bizim” diye konuştu. Biga’da öğrenim gören üniversite öğrencilerinin, siyanürlü altın madenciliğinin zararları konusunu işleyen tiyatro gösterisinin ardından konuşan Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Kaynaş, altın madencilerinin halka yanlış bilgiler verdiğini belirterek, bölgede kullanılacak 460 bin ton siyanürün 4’te 1’inin havaya ve suya karışacağını söyledi.

Suya karışan siyanürün asla temizlenemeyeceğini aktaran Kaynaş, “Bu çevrenin sonunu getirecek. Biga Yarımadasının 3’te 1’inde bitki örtüsü yok olacak. Burası şirketlerin kâr alanı değil, hepimizi yaşam alanı” diye konuştu. Yine Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Talat Koç da havası, suyu, insanı, toprağı ile doğanın bir bütün olduğunu belirterek, 5-10 yıllık çıkar için büyük bir sistemi yıkmaya kimsenin hakkının olmadığını kaydetti. Koç, bölgede yapılmak istenen altın işletmeciliğini bindiği dalı kesmeye benzetti. Çanakkale Çevre Platformu Sözcüsü Hicri Nalbant da Çanakkale sınırları içerisinde altın madenciliğinin yanı sıra birçok termik santral projesi olduğunu da anımsatarak, doğayı ve canlı yaşamını tehdit eden bu girişimlere karşı ortak mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.

KARABİGA KARARMASIN

Şenliğe Karabiga’dan 3 otobüsle katılan Karabigalılar altın madenciliğinin yanı sıra turizm cenneti olan beldelerinde yapılması planlanan termik santrale karşı döviz ve sloganlarla şenliğe renk kattılar. Karabiga Belediye Başkanı Muzaffer Karataş şenlikte yaptığı konuşmada Alarko ve Cengiz İnşaat şirketi tarafından ortaklaşa yapılmak istenen termik santralle ilgili ÇED Halkın katılımı toplantısına halkın tepki göstererek katılmadığını ve toplantının yapılamadığını aktararak, “Bu toplantının ardından gittiğimiz Ankara’daki toplantıda yetkililer sanki böyle bir şey olmamış gibi normal süreci işlettiler. Bizim itirazlarımız, direnişimiz kayda dahi alınmadı. Bu şirketlerin arkasında yasal ve siyasal destek var” diye konuştu. Biga Çevre derneği Başkanı Kamil Aru, son dönemde Arap coğrafyasındaki halk ayaklanmalarında o ülkelerdeki diktatörlere “Halkın sesine kulak verin” diyen Başbakanın kendi halkının senine kulak vermediğine dikkat çekerek, “Buraların cehennem çukurları ile dolmasını istemiyoruz” dedi. (Biga/EVRENSEL)


BİZİ ÇİĞNEMEDEN TOPRAKLARIMIZA GİREMEZLER

Elmalı köyünden 78 yaşındaki Şakir Yıldız, altın madeni yapılmak istenen bölgede hayvancılık yaptıklarını, tarlalarının olduklarını belirterek, “Bu maden gelirse artık hayvanlarımızın etini, sütünü kim ister. Kekik toplayamayız o dağlardan” diye konuştu. Köylü kadınlar da yoğun bir şekilde çocukları ile katıldıkları şenlikte Pomakça ve Türkçe temiz hava, su ve topraklarda yaşam özlemlerini dile getirerek, altın madenine karşı çıkacaklarını söylediler. Altına Hayır Komitesi İkinci Başkanı Hayri Dalgın, komitenin oluşumunu anlatarak, şirketi topraklarına sokmamakta son derece kararlı olduklarını söyledi. Dalgın, “Makineler gelirse çoluk-çocuk bütün köylü önlerine yatacağız. Bizi çiğnemeden topraklarımıza giremezler” diye konuştu. Şenlikte Karadeniz’den Derelerin Kardeşliği Platformunun da dayanışma mesajı okunurken, EGEÇEP Dönem Sözcüsü Ertuğrul Barka da Hayat Televizyonu Çepeçevre Yaşam programı çekimleri için Elmalı köyündeydi.

Evrensel'i Takip Et