13 Mart 2017 01:44

3 cezaevinde, mahpuslar ihlallere karşı açlık grevindeler

Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi raporu açıklandı: 3 cezaevinde mahpuslar, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine karşı açlık grevi başlattı.

Paylaş

Cansu PİŞKİN
İstanbul

Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi Cezaevi İzleme Komisyonu üye avukatları “Marmara Bölgesi Hapishane ve Hasta Tutsaklar 2016 ve 2017 Ocak-Şubat raporu”nu yayınladı. Rapordan edinilen bilgiye göre mahpuslar, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine karşı açlık grevi başlattı.

OHAL’in ardından cezaevlerinde artan hak ihlallerinin tespiti amacı ile Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi Cezaevi İzleme Komisyonuna üye avukatlar tarafından, Marmara Bölgesi’nde bulunan Edirne, Gebze, Kandıra F1, F2 ve Kadın Cezaevi, İstanbul, Tekirdağ, Bakırköy, Maltepe, Silivri 5 ve 9 No’lu cezaevlerini kapsayan bir rapor hazırlandı. Mahpuslarla yüz yüze görüşmeler ile incelemeler kapsamında oluşturulan rapora göre cezaevleri, gittikçe artan ve insanlık onurunun yok edilmeye çalışıldığı yerler haline getirilmek isteniyor. 

Darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL’le birlikte Adalet Bakanlığı tüm hapishanelere genelge göndererek, cezaevlerinde kısıtlamalara gitmişti. 23 Temmuz 2016’da çıkarılan 667 sayılı KHK’ye dayandırılan genelgeyle, cezaevlerindeki tüm mahpuslar için avukat ve aile görüşü kısıtlanarak, telefon ve mektup yasağı getirilmişti. Rapora göre, getirilen kısıtlamalar her cezaevinde farklı uygulamalara ve hak ihlallerine sebep oldu.  

Marmara Bölgesindeki cezaevlerinde yoğun şekilde sürgünler yaşandığına dikkat çeken rapor; sürgün edildikleri cezaevlerinde mahpusların çıplak arama dayatmasına maruz bırakıldığına, bu uygulamayı kabul etmeyen mahpusların darp, cebir ve şiddete uğradığına, tüm gazete ve televizyon kanallarına yasak getirildiğine vurgu yapıyor. Komisyon rapordan çıkan sonuçla cezaevlerini, “Artan hak ihlalleriyle insanlık onurunun yok edilmeye çalışıldığı yerler” olarak tanımlıyor. 

‘SESİMİZİ DUYURACAK ALAN BIRAKMADILAR’

Edirne Cezaevi, Tekirdağ 2 No’lu F Tipi ve Gebze Cezaevlerindeki mahpuslar, yaşanan hak ihlallerinin son bulması amacıyla açlık grevi başlattı. Edirne Cezaevi’ndeki mahpuslar tarafından gönderilen mektupta, “Keyfi kısıtlamalar, baskılar, tecrit ve işkenceler defalarca Adalet Bakanlığı’na ve idareye yazılı başvurular yapılmışsa da başvurulara cevap alınmamıştır. Burada sesimizi duyuracağımız hiçbir alan bırakılmamıştır. Bu keyfi uygulama ve işkenceye uğrayanlar olarak bir de hakkımızda disiplin soruşturması açılmıştır. Soruşturma konusu ise ‘Kapıya masa konularak barikat kurmak istemişlerdir.’ Soruşturma gerekçesi olarak bu gerekçeyi ileri süren idarenin ileriye yönelik bizlere ilişkin katliam hazırlıkları olduğunu düşündürüyor. Her tutsak hakkında onlarca disiplin soruşturması var haksız yere infazlarımız yanıyor ve iletişim yasaklarına maruz kalıyoruz. Yaşadıklarımızı anlattığımız mektuplara el konulmuştur. Durumumuzu gündeme getirecek iletişimlerimiz yasaklanmıştır.

Tüm bu sebeplerle 27.02.2017 tarihinde ‘Süresiz Açlık Grevi’ne giriyoruz” denildi. Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi ve Gebze Cezaevinden gönderilen mektuplarda da aynı şikayetler sıralandı. Raporu hazırlayan avukatlar, cezaevlerindeki uygulamaların uluslararası sözleşmeler ve AİHM içtihatlarıyla Anayasa’ya aykırı olduğuna dikkat çekti. 

ADLİ TUTUKLU RİNG ARACINDA DARBETTİ

Raporda, siyasi ve adli tutukluların mahkemeye sevklerinin aynı ring aracıyla sağlanması sebebiyle, siyasi tutukluların can güvenliklerinin tehlikede olduğu bilgisine de yer verildi. Silivri 5 No’lu Cezaevi İnfaz Kurumu’ndaki mahpuslardan Yılmaz Kahraman’ın aktardığı bilgiye göre, siyasi bir mahpusun mahkemeye sevki sırasında adli tutukluyla aynı ring aracına konulduğu, elleri kelepçeli olan adli tutuklunun siyasi mahpusu boğmaya çalıştığı ve siyasi mahpusun durumu ağırlaşıncaya kadar görevli askerlerin müdahale etmediği iddia edildi. 

TEDAVİLER ENGELLENİYOR

Rapora göre, cezaevlerindeki en önemli sorunlardan birisi de hasta mahpusların tedavilerinin yönetim tarafından engellenmesi. Edirne Cezaevinde Hükümlü Olan Ahmet Mamo tarafından Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi Cezaevi İzleme Komisyonu’na gönderilen mektupta şu ifadelere yer verildi: “2010 yılında gözaltına alındım. Olay esnasında göğsümde ve ayaklarımdan mermi ile vurularak yaralandım. Askerlerin kafama vurduğu taşlardan sebep kafatasım kırıldı ve beyin kanaması geçirdim. Başımda ve vücudumda geçirdiğim ameliyatlardan sonra tarafıma hiçbir rapor verilmedi. Şu anki halimde sağlık sorunlarım riskli ve tekrar sağlık durumum ağırlaşabilir. Beynimde oluşan hasar için 2 ayda bir kontrole gitmem gerekiyor. Bu kontrollerim Batman ve Diyarbakır cezaevlerinde düzenli olarak yapılıyordu ancak sürgün edildiğim ve halen yatmakta bulunduğum Edirne Cezaevi idaresi tüm ısrar ve girişimlerime rağmen 8 aydır beni kontrole çıkarmıyor.” 

ÖNCEKİ HABER

‘İktidar yetkililerinin kaçının ağzından çiftçi çıktı?’

SONRAKİ HABER

Milletvekilinin otomobili motosiklet ile çarpıştı: 1 ölü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...