12 Mart 2017 13:03

Sanayideki daralma en çok işçileri vuruyor

Ankara'daki önemli sanayi bölgelerinden OSTİM'de işçiler, ekonomik darboğazın sanayiye vurduğunu, eve giren ekmeğin küçüldüğünü anlattı.

Paylaş

Türkiye’nin başlıca sanayi üretim bölgelerinden OSTİM’de işçiler emeklerinin karşılığını alamamaktan şikayetçi. Kaynak ustası Mustafa Saygılı “Burada çürümeye terk edilmişiz” derken, ustabaşı Yücel Ladik, “Piyasa kötü, sanayide para dönmüyor” diyor.

Sanayideki küçülme verileri, yerinde de hissediliyor. Türkiye’nin en büyük üretim alanlarından biri olan Ostim Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM), daralmanın gözle görülür olduğu başlıca yerlerden. OSTİM’in birçok sokağında ‘kiralık’ yazan boş dükkanlar görmek mümkün. Geçmişinin aksine oldukça hareketsiz olan OSTİM’de adres soracak bir kişi dahi bulmak bazen zorlaşıyor.  Karşılaştığımız bir işçi bir kaç yıl öncesinde buraların oldukça hareketli olduğunu söylüyor. Sanayideki daralmanın mağdurları emekçilerle konuşmak için OSTİM’in sokaklarında ilerlerken, Türkiye’nin temel sorunlarından biri olan çocuk işçi sorunu karşımıza çıkıyor. Minik elleri makine yağı ile kaplı çocuklar, arkasını dönerek, “Abi patron burada, çekme bizi” diyor.

‘SANAYİ BİTMİŞTİR’

Üzerinde ‘Özmerterler Damper’ yazan ve içinde  alıcısını bekleyen üst üste yığılmış onlarca kamyon damperlerinin olduğu imalathaneye giriyoruz. Mustafa Saygılı adlı işçi 20 yıllık kaynak ustası, “20 yıldır asgari ücretle çalışıyorum” diyor. Yaşı yarım asırı bulan Saygılı, üniversiteye giden iki çocuğuna harçlık gönderememek, evinin temel ihtiyaçlarını karşılayamamaktan şikayetçi. Üretilen malların satılamadığını, üreticiye para gelmeyince de kendilerinin emeklerinin karşılığını alamadığını söylüyor. Saygılı’nın bizi karşılarken ki güler yüzü, OSTİM’deki sorunları anlatırken asılıyor: “Yıllar oldu burada çalışalı bir kez Çalışma Bakanı’nı görmedik, ‘siz ne yaparsanız, haliniz nasıl’ diye sormadı. Çürümeye terk edilmişiz. Ancak ne zaman birimizin başına bir demir düşer de ölürsek o zaman bizim varlığımızdan haberdar olunur. Hükümetin ‘ekonomimiz iyi’ lafları hava cıva. Milleti kandırmaktan başka bir şey değildir, şakşakçılıktır. Yani anlayacağınız sanayi bitmiştir.”

YAŞAM PAHALI

Aynı iş yerinde kaynak ustası Kerim Gedik, arkadaşı Saygılı gibi iki çocuğunu üniversitede okutuyor ve şikayetleri benzer. “İşçilerin kaderi hep aynı” diyor. Gedik’in tepkisi şöyle: “Çıkıp asgari ücrete zam yaptık diyorlar. Yapılan zam bizim hayatımızda olumlu bir değişiklik yapmıyor. Ev kiralarında yaşanan artış bile durumumuzu ortaya koyuyor. Hükümetin asgari ücrete yaptığı zam yaşam pahalılığının çok gerisinde.”

‘PARA DÖNMÜYOR’

Damper imalathanesinin yakınlarında bulunan Özkardişli Hidrolik Makina İmalathanesi’ndeyiz. Üretim şimdilik durmuş. Kapıda oturan iki işçi, ara ara çalıştıklarını söylüyor! Ustabaşı Yücel Ladik, banka kredisiyle aldığı evin borcunu ödeyememekten şikayetçi. Ladik, “Piyasa çok kötü. Sanayide para dönmüyor. Eskiden 20 kişi çalışırken şimdi burada 10 kişi kaldık. Halimizde değişen bir şey yok. Daha kötüsü yok” diyor. Sorunları anlatırken, imalathanenin muhasebecisi Aytekin Sarısoy ekliyor: “Devletten parasını alması gerekirken firmalar, devletten para alamıyor. Onlar alamayınca biz de alamıyoruz. Alacağımızı zor tahsil ediyoruz. Para yok. Kimi zaman işçilerin parasını vermekte gecikiyoruz. Son 3 yıldır, durumumuz kötüye gidiyor. 25 yıllık işyeri Anadolu Oto Cam. 25 yıldır onlarca işçi ekmek yedi. Şimdi çoğunu işten çıkardılar.”

'10 KİŞİ BİR AİLEYE  BAKAMIYOR'

İmalathanenin bir başka işçisi Tuncay Akbaba, geceleri kimi mekanlarda müzisyen olarak çalışıyor. Akkaya’nın OSTİM’e dair anlattıkları da şöyle: “Bundan 15 yıl önce tek kişi 10 kişilik bir aileyi geçindirirken, günümüzde 10 kişi bir aileye zor bakıyoruz. Yıllardır OSTİM’de çalışıyorum hiç bu kadar kötü döneme denk gelmedim. Deniyor ki, ‘ekonomi iyi’ bence değil. Türkiye’de küçük esnaflık da kalmadı. Zengin çok zengin oluyor, fakir ise açlık sınırında dahi değil, direk ölü anlamına geliyor. Kısacası sizin de gördüğünüz üzere ekonomik durum çok kötü. Arabamı satılığa çıkardım, 9 aydır satamadım.” (Ankara/DİHABER)

ÖNCEKİ HABER

Mevlüt Çavuşoğlu: Sen ne lalesisin bilmiyorum ama

SONRAKİ HABER

‘Bolu Beyi gafını Kılıçdaroğlu yapmış olsaydı’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...