Polisin tutuklanması için daha neye ihtiyaç var?

Kazada yaşamını yitiren 19 yaşındaki Selin Tiryaki ile yaralı olarak kurtulan Ozan Algün’ün aileleri tarafından polis memuru H.S. aleyhine açılan davada, emniyet güçlerince delillerin karatıldığı ve mahkeme heyetinin de sanık H.S.’yi koruduğu yönünde emniyet ve yargı unsurlarına yönelik ciddi iddialar ortaya atıldı.Her iki aile de, polis memuru H.S.’nin tutuksuz yargılandığı, şubat  2011’de  ikinci duruşması görülen davada, savcının mevcut delillere rağmen, polis memuru H.S.’ye yönelik herhangi  bir tutuklama talebinde bulunmamasına isyan etti. Aynı  savcının, davanın ilk duruşmasında, polis memuru H.S. yerine Ozan Algün’ü, ölümüme sebebiyet verme gerekçesiyle sanık koltuğuna oturtması bu davada ‘Sanık kim mağdur kim’ sorusunu sorduruyor.

Davada yaşanan karmaşa bununla da bitmiyor.Davanın seyrini etkileyebilecek olan olay yeri mobese kameralarından kaza anına yönelik herhangi bir görüntünün çıkmaması, deliller karartıldı mı iddiasını güçlendiriyor. Yapılan inceleme sonucu olay yerini görüntüleyen 6 mobese kamerasından olay anının öncesini ve sonrasını gösteren görüntüler çıkmışken, olay anına yönelik tek bir görüntü bulunamadı. Mahkeme defalarca kazayla ilgili emniyet müdürlüğüne dilekçe gönderdiği halde emniyet müdürlüğünden bu dilekçelere herhangi bir yanıt verilmedi.

Davada gelinen süreçle ilgili konuşan Selin Tiryaki’nin ablası Yasemin Tiryaki “Yaşadığımız yargı sürecinden şunu anlıyoruz. Benzer durumda kazayı yapan kişi sivil bir vatandaş olsa hemen tutuklu olarak yargılanırdı ancak bizim davamızda sanığın polis memuru olması onun sanık koltuğuna oturtulmasının bile zor olduğunu gösterdi. Anladık ki kanunlar siviller için ayrı polisler için ayrı tecelli ediyor” diyerek hem emniyetin hem de mahkeme heyetinin Polis H.S.’nin ceza almaması için büyük bir çaba sarf ettiğini savundu.

ADALETİN ÇANLARI KİMİN İÇİN ÇALIYOR?

Kardeşinin ve Ozan’ın kusurlu gösterilmeye çalıştırıldığını ifade eden Yasemin Tiryaki, yargılanan polis memuru H.S’nin mahkemeye verdiği ifadelerin gerçeği yansıtmadığını belirtti.

H.S. hakkında herhangi bir tutuklama talebi olmayan savcının tutumunun ise hangi adalete sığdığını anlayamadığını ifade eden Yasemin Tiryaki “Savcı ikinci duruşmaya sanık olarak gelen H.S.’ye delillerin karartılması ihtimalinin ortadan kalktığı gerekçesiyle tutuklama talebinde bulunmadı. Öyleyse şu ana kadar H.S.’yi kurtaracak kadar deliller karartıldı artık onun için herhangi bir tehlike kalmadı” diye konuştu. Olay yeri incelemenin de H.S.’nin suçunu örtbas etmek için üst geçide yakın bir yerde inceleme yaptığının altını çizen Tiryaki, polis olduğu için gözetilen H.S.nin ceza almadan kurtulmasına izin vermeyeceklerini belirtti.    

Kazanın ardından hukuki süreci başlattıklarını ancak savcı tarafından davanın 7 ay sonra açılabildiğini söyleyen Tiryaki, “Başından beri inceleme süreci çok yavaş işliyordu. Mahkeme heyetinden emniyete gönderilen dilekçeler cevapsız bırakılıyordu. Olay yeri incelemesi bile geçtiğimiz Cuma yapıldı” diye konuştu.

Tek isteğinin adalet olduğunun altını çizen Yasemin Tiryaki “Ceza hukukunda herkesi kapsadığı söylenen yasaların H.S.’yi de kapsaması gerek ancak yasaları uygulayanlar ondan yana kararlar veriyorlar” dedi. Tiryaki suçluların değil mağdurların yargılandığı bu mekanizmanın bir an önce değişmesi gerektiğinin altını çizdi. (İstanbul/EVRENSEL)

ADALET SİSTEMİNİ MASAYA OTURTMAK GEREKİR

Selin Tiryaki’nin avukatı Serhat Akın “bu dava ve benzer tutumların olduğu diğer davaları tartışırken adalet sistemini öncelikle masaya oturtmak gerekir. Ozan mağdur olduğu halde arkadaşının ölümünden sorumlu tutuluyor. Bunu adli bir hata olarak algılamak istiyorum aksi çok fena bir şey çünkü. Aynı durumda sanık konumunda sivil bir vatandaş olsa hemen tutuklu yargılanırdı. Sivil vatandaştan sivil vatandaşa karşı işlenen suçlarda ceza muhakemesinin işlediğini söyleyen Akın “memurdan vatandaşa karşı işlenen suçlarda ceza muhakemesinin tecelli etmemesini kimse sindiremez” diye konuştu.
Kazada sakat kalan ve iş göremez raporu olan Ozan Algün, arkadaşının ölümünden sorumlu tutulmasının kendisini çok üzdüğünü belirtti. Adalet tecelli olana kadar davanın peşini bırakmayacağını söyleyen Algün “yasaların gerektiğince uygulanmasını istiyoruz” diye konuştu.