19 Haziran 2012 02:28

‘Dil, ancak eğitim dili olursa yaşar’

Geçtiğimiz günlerin önemli tartışma konularından olan ‘seçmeli derse’ ilişkin görüştüğümüz KURDİ-DER Merkez Yöneticisi Mehmet Şahin, “Kürtçenin eğitim dili olması gerekir. Devlet henüz Kürtleri eşit vatandaş statüsünde görmediği için hâlâ Kürtlere ve

‘Dil, ancak eğitim dili olursa yaşar’
Paylaş
Kübra Kırımlı

TZP Kurdî’nin Cegerxwîn Kültür Merkezinde gerçekleşen yıl sonu şenliği öncesinde görüştüğümüz Şahin, “Kürtler artık uyanış içinde, kendi dillerine ve kültürlerine sahip çıkıyorlar. Mahkemelerde Kürtçe savunmaya izin vermeyen devlet, şimdi lütfedercesine ‘alın size diliniz’ diyor. Biz seçmeli ders istemiyoruz. Gelip bizlerle görüşsünler, taleplerimizi dikkate alsınlar” dedi. Bu yıl sadece Diyarbakır’da 87 dil kursu açtıklarını ve binlerce kişinin başvurduğunu belirten Şahin, “Özellikle son 2-3 yıl içinde aşırı bir talep var Kürtçeye yönelik. Ancak eğitim ve öğretim asıl olarak devletlerin işidir. Vatandaş devlete olan görevini yerine getiriyor ama devlet görevini yerine getirmiyor” diyor.

‘DEVLET BİZİ HÂLÂ YOK SAYIYOR’

KURDİ-DER’in dil kurslarının 5 aşamalı olduğunu dile getiren ve bu 5 aşamayı bitirenlerin Kürtçe dilini öğretebilir hale geldiğini ifade eden Şahin, “Bizim amacımız Kürtçenin günlük yaşamda kullanılır hale gelmesi. Ama dili yaşatmak için, onun eğitim dili olması gerekir. Bu dilin resmi alanda yaşaması gerekir. Fakat devlet henüz Kürtleri eşit vatandaş statüsünde görmediği için, anayasa da Kürtlere yer vermiyor, Kürtler hâlâ yok sayılıyor” diyor.

‘TÜRKİYE DİLLER MEZARLIĞINA DÖNDÜ’

Hükümetin ‘seçmeli ders’i büyük bir lütuf olarak sunmasına tepki gösteren Şahin, “Cumhuriyet kurulduğunda 52 dil ve lehçe konuşuluyordu bu topraklarda. Bugün bunların yüzde 60’ı yok oldu. Geriye kalanlar devletin 90 yıldır öldüremediği dillerdir. Anadolu’yu ölü diller ve kültürler mezarlığına çevirdiler” şeklinde konuştu.

“Bir insana ‘Sen ana dilinde eğitim istiyor musun istemiyor musun?​’ diye sorulmaz” diyen Şahin, “Böyle bir soruya muhatap olan insan, varlığından şüphe eder. Ana dil doğal bir hak. Kürtler de ana dilinde eğitim öğretim istiyor, haftada bir ders görmek istemiyor. Bu bize yapılan bir hakarettir, dilimizi, bizi yok saymaktır” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

‘DEVLET BİZİ DİKKATE ALSIN’

“Devlet Kürtçe eğitim vermek istiyorsa biz varız. Bu dil için çalışıyoruz. TZPKurdî’nin 26 şubesi var, 2 enstitümüz, 1 akademimiz var. Devlet eğer bunu hayata geçirecekse, gelip bizlerle konuşsun, ‘Ben böyle bir ders açıyorum, kadronuz var mı, biz bu dersi nasıl veririz?​’ diye sorsun. Ama gelip bizimle konuşan yok. Seçmeli dersi uygulamaya koyarlarsa kim ders verecek, hangi kadrolarla, hangi öğretmenlerle ders verecekler? 30 günde 20 günlük kurslarla mı yapacaklar bunu?​” diye soran Şahin, “Devlet meseleyi, ‘Kürtçe ders vereceğim ama Kürtlere rağmen vereceğim, Kürtlere bir dil gerekiyorsa onu da ben veririm’ mantığıyla ele alıyor” dedi.

Devletin açtığı TRT 6’da 60 Kürtçe kelimenin yasaklandığını da hatırlatan Şahin, “Diyelim ki  Seçmeli Kürtçe dersi uygulamaya konulacak ve Diyarbakır pilot bölge olarak seçilecek, ne olur böyle olursa? Halkta büyük bir tepki var, kimse bu dersi almaz. Ben de bir veli olarak göndermem bu derse çocuğumu. Dili bilmeyen öğretmen dil öğretemez” diyor.

“Anayasada yerimiz yok, binlerce insanımız tutuklu, mahkemelerde Kütçe savunma yasak” diyen Şahin’e, “Diyelim ki devlet TZPKurdî ile görüştü ve yardım istedi. Yanıtınız ne olur diye soruyoruz. “Elbette oturur konuşuruz, eğitim dili olacak şekilde bize istediğimizi verirlerse, Kürt kimliğini kabul eder, anayasada yer verirlerse, elbette biz yardımcı oluruz, şu anda binlerce öğretmenimiz var bu işi yapabilecek Ama dediğimiz gibi bizi bir halk olarak kabul edip, kimliğimizi ve dilimizi tanırlarsa olur ancak bu” sözleriyle yanıtlıyor bizi Şahin. (Diyarbakır/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Ne yapacağımıza biz karar verelim

SONRAKİ HABER

Dağlıca'da çatışma: 18 genci daha yitirdik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...