Geçim sorunu ‘hayır’ için bir neden!
İzmir Kemalpaşa OSB'de çalışan bir işçi, çalıştığı fabrikadaki referandum tartışmalarını Evrensel'le paylaştı.

Kemalpaşa’dan bir işçi
İzmir
Referandum tarihi yaklaştıkça meydanlar, sokaklar kadar fabrikalar da epey hareketli geçiyor. İşten çıkarmaların her geçen gün arttığı, iş güvencesizliğinin artarak devam ettiği bugünlerde sanayi üretiminde gerçekleşen düşüş fabrikalarda geleceksizliğin ve güvencesizliğin de artmasına neden olmakta. Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan 500’ün üzerinde firma 27 bini geçen işçi istihdamı sağlıyor. Ucuz iş gücü ve asgari ücret sömürüsünün yoğun olduğu sanayi bölgesine yeni firmalar ekleniyor. Sanayi bölgesinde, 400 civarında kişinin çalıştığı bir plastik kimya fabrikasında işçiyim. Fabrikada referandumun nasıl tartışıldığını anlatmaya çalışacağım.
Çalışma koşullarının ağır, 8 saatlik çalışma süresinde sadece yarım saat yemek molasının olduğu bir yerde tartışmalarda az süre içerisinde ele alınıyor. Tartışma ağırlıklı olarak ekonomik sorunlar üzerinden sürüyor. Genel olarak her 10 işçiden 5’i kesin hayır derken, 3’ü evet, 2’si kararsız kalıyor. Hayır diyen AKP’li işçi de var.
Hayır oyu verecek işçiler, neden olarak asgari ücretin yoksulluk sınırının altında olmasını, işçiden alınan vergi ve yıl sonu vergi dilimlerini, iş güvencesizliği, kiralık işçilik, zorunlu BES uygulaması ve kıdem tazminatının kaldırılmasına yönelik açıklamaları gösteriyor.
Laiklik, demokrasi, ülkenin geleceği elbette ‘hayır’ verecek işçiler için bir neden ama işçilerin asıl hayır demesinin nedeni yaşam koşullarının giderek kötüleşmesi ve hayatta kalabilmesi için bu şartlarda çalışılmaya zorunlu bırakılması. Tek adam yönetimi ile koşulların daha da ağırlaşacağı bir sistem olması zaten temel bir kanı.
Evet oyu verecek işçilerin anayasal maddeler üzerinde genel olarak bir fikri yok. “Türkiye daha ileride” düyüncesi ve Erdoğan faktöründen evet oyu verecekler ağırlıkta. Yeni Osmanlıcılık hayallerinde olan yok mu elbette var ama bu oran az. Hükümetin yol, köprü, hastane yapması evetçiler için bir neden. Zaten evet propagandası da bunun üzerine kurulu değil mi? Kararsız kalan işçiler genelde milliyetçi işçiler. Milliyetçi söylemler arasında ikilemde kalsalar da ekonomik sorunlar konusunda hayır yönleri baskın. Ama eminim onların vereceği oy büyük çoğunlukta hayır olacaktır. Çünkü hayır vereceklere “terörist onlar” denmesi ve işçilerin çalışma koşulları, işçilerin alım gücünün düşmesi gibi ekonomik sıkıntılar ve eşitsizlik neden olarak başta sayılabilir.
Kamplaşmanın fabrikalarda da giderek yaygınlaştığı evet ve hayır oyu vereceklerin aynı yemek masasına dahi oturmadıkları bir dönemde daha da ilerisi aynı tezgahta çalışanların vardiyaları dahi değiştirdikleri bir ortam biz işçilere fayda getirmez, daha çok işçileri böler, parçalar ve dedikodular ile işçiler arasında kamplaşma artar ve artıyor da. Bu kamplaşmaya izin vermemek adına aynı tezgahta, aynı vardiyada, aynı bölümde aynı servise binen ve aynı semtlerde oturan biz işçiler kendi haklarımız için, çocuklarımızın geleceği için, kıdem tazminatı için, emeğimiz için bir araya gelip “hayır”‘da birleşmeliyiz. En azından benim önümdeki en acil görev bu ve bu sorumlulukta bilinçle hareket eden işçi kardeşler ile “hayırlı mücadeleye” başladık.
Evrensel'i Takip Et