06 Mart 2017 09:52

‘Ukrayna’da çatışma suni milliyetçilik üzerine kuruldu’

Lugansk Yazarlar Birliği Başkanı Gleb Leonidoviç Bobrob ile Ukrayna'nın geçirdiği dönüşümü ve sanatına etkilerini konuştuk.

Paylaş

Okay DEPREM
Lugansk

Lugansk Yazarlar Birliği Başkanı Gazeteci ve Yazar Gleb Leonidoviç Bobrob ile Ukrayna'nın sancılı dönüşüm sürecini, Ukrayna milliyetçiliğinin doğuşunu ve ünlü eseri 'Ölü Doğanlar Çağı'nı konuştuk.

Sizi uzun süredir “Ölü Doğanların Çağı” adlı, 2008’de kaleme aldığınız ve 2014 sonrası Ukrayna topraklarında yaşananları öngördüğünüz kitabınız ile tanıdık. Gazetecilik ve yazarlık serüveninizi kısaca anlatabilir misiniz bize? 

Ben öncelikle Afganistan Savaşı gazisiyim. Cepheden geldikten bir sonra nesir yazıları yazmaya giriştim. Ardından “Yıldız” ve “Yokuş”  isimlerinde aylık edebiyat ve sanat dergilerinde Afganistan Savaşı üzerine “Bizler Savaş Sanatındanız” başlığı altında öykülerim yayınlandı uzunca süre. Sonrasında ise art arda kitaplar çıkartarak yazarlık ve yayıncılık faaliyetimi sürdürdüm. ‘Art of War’ (Savaş sanatı) aynı zamanda savaş edebiyatını tartışıp konuştuğumuz bir edebiyat çevresi, kulübüydü. Bunun haricinde, baş redaktörlüğünü üstlendiğim ‘Okopka.ru’ adlı internet sitesinde “Ölü Doğanların Çağı” adlı romanımın tam bir dökümünün yanı sıra, esas olarak bizzat savaşı yaşamış insanların, gazilerin hatıra, düşünce ve gözlemlerini bulabilirsiniz.

Şu ana kadarki en ünlü kitabi eserinizin süjesi özelinde dünden bugüne, özellikle de SSCB dağıtıldıktan sonra Ukrayna’nın geçirdiği dönüşümü nasıl özetlersiniz? 

Doğu-Batı Ukrayna gerginliği, çatışması esasen 1991’den hemen sonra başladı. Ukrayna’nın Sovyetlerden sonraki “bağımsızlığı”nın arkasındaki temel neden, Ukrayna SSC’sinin son döneminde bir kısım yönetici elitin kendi özgül ekonomik çıkarlarını ve ayrıcalıklarını oluşturmak ve korumak arzusuydu. İşte o zamanın Ukraynalı politikacıları, sonranın ise oligarkları halkı bu bağımsızlığa ikna etmek, inandırmak için ‘Ukrayna Nasyonalizmi (Milliyetçiliği)’ adlı bir yalan uydurdular. Ve bu suni argümanı adım adım geliştirip işlediler. Ukrayna ulusçuluğu ise temelde Rus karşıtlığı, Rus fobisi üzerine kurulmuştu. Ukrayna nasyonalizminden Rus düşmanlığı ve fobisini çıkartırsak şayet geriye bir balondan başka bir şey kalmamış olur. 

2008 yılında çıkardığınız ve Ukrayna’daki hipotetik iç savaşı tasvir ettiğiniz anti-ütopik romanınız “Ölü Doğanların Çağı” bu süreçte çok geniş bir kitleyle buluştu.

2014’te savaş patlak verene değin söz konusu kitabım, eski Sovyet dünyasında bir milyonun üzerinde okunmuştu bile. Şimdilerde ise belki de çoktan birkaç milyonu bulmuştur. Yalnız bu sayılar daha çok online okuyucular ağırlıklı. Yalnızca bilindik üç ana internet kütüphanesinde yarım milyon kişi okumuştur örneğin.    

Bildiğimiz kadarıyla memleketiniz eski Lugansk Eyaleti’ndeki Krasnıy Luç kenti. Aktif savaş tecrübenizden sonra 90’lı ve 2000’li yıllar sizin için nasıl geçti? 

Bir süre askeri akademide ders verdikten sonra, o yılların acımasız kapitalist sosyal koşullarında para kazanmak maksadıyla gazeteciliğe geçmek durumunda kaldım. Çünkü Sovyet döneminden farklı olarak, tek başına yazar olarak, yalnızca yazarlıktan hayatını kazanma olanağı hemen hemen kalmamıştı o yıllarda. 

Sizi esas olarak üne kavuşturan eseriniz “Ölü Doğanların Çağı”nın ortaya çıkma serüvenine gelelim isterseniz. 

Kitabın konusu ilk kez kafamda 2004 sonunda Kiev’deki Turuncu Darbe’den sonra canlanmaya başladı ve böyle bir çalışmayı kaleme almaya karar verdim. Rus halkı, Rus insanı 20 yıldan fazla süredir bu topraklarda, yani Güneydoğu Ukrayna’da baskı, kıskaç altında yaşıyordu hep; her daim ciddi sorunları vardı. İşin belki de en öne çıkan yönü dil ve tarih faktörü. Söz gelimi 1991 sonrası Ukraynası’nda okul müfredatları kapsamındaki tarih kitaplarının muhtevası Ukrayna milliyetçiliği ekseninde çok büyük ölçüde değiştirildi. Kırım gibi Donbass da, Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında doğal olmayan şekilde parçalanarak yeni, ‘bağımsız Ukrayna’ya bir nevi zorla yapıştırıldı, iliştirildi. Ne zaman ki Ukrayna’da ‘Ukrayna Ukraynalılarındır’, ‘Ukrayna tek milletindir’ sloganları yüksek sesle ve kitlesel olarak dillendirilmeye başlandı; işte o zaman büyük bir kırılma ve ayrışma baş gösterdi. 
Hatta sonradan devlet başkanı olacak olan Yuşçenko, seçim kampanyasında “Batı Ukraynalılar iyidir, Avrupalılardır; modern, orijinal Ukraynalıların ta kendileridir. Doğu Ukrayna ise haydut ve hırsız insanların bölgesidir” gibi argümanlar gütmeye başlamıştı. 

Bölgenin genç kuşaklarının söz konusu kitaba dönük ilgisi nasıl oldu? 

Açıkçası genç nesiller, Sovyet döneminden farklı olarak çok daha az okuyorlar. Dolayısıyla kitaba ilgileri de sınırlı oldu. 

2014’ün aralık ayında ‘LNR Yazarlar Birliği’ kuruldu ve siz de ilk başkanı seçildiniz. Ayrıca Rus Yazarlar Birliği’nin de üyesisiniz. Kuruluşun yakın zamandaki etkinliklerinden ve sizin yazarlık faaliyetlerinizden söz edebilir misiniz biraz da kısaca?

Yakın zamanda ‘Kramon Anlaşması’ adında bir piyes yazdım. ‘Rusya Federasyonu Yazarlar Birliği’ LNR’i sık sık ziyaret ediyor. Onlarla düzenli olarak bir takım kültürel ve sosyal organizasyonlara imza atıyor, pek çok alanda işbirliği gerçekleştiriyoruz.                          

“Ölü Doğanların Çağı” kitabı, 2014’ten itibaren baş gösterecek hadiseleri denildiği gibi ne ölçüde öngörmüştü gerçekten de? 

Kitap 2007-2008 yıllarında yayınlanmasına rağmen, 2014’de yaşanmaya başlayacak olayların hemen hemen yüzde 70-80’ini öngörmüştü. Eserde anlatılanlarla, gerçek olaylar birbirini büyük ölçüde tutuyordu. Ancak kitaptaki vakalar Donbass’ın genelinden ziyade sadece Lugansk’ta geçiyordu.  

GLEB LEONİDOVİÇ BOBROV KİMDİR? 

1964 doğumlu Rus yazar, dramaturg ve gazeteci. 2008’de Ukrayna’da çıkacak muhtemel bir iç savaşın kurgusunu işlediği “Ölü Doğanların Çağı” adlı anti-ütopik romanı büyük yankı yarattı. 2012’de ise bu sefer bir yazar arkadaşı ile beraber “Ukrayna Ukrayna’ya Karşı” kitabını yayınladılar. “Afgan’da bir keskin nişancı. Parçalanmış Ruhlar” adında, bir nevi kendi biyografisi olan çalışmayı çıkarttı. 2005’te “Lugansk’ın Yolu” adlı süresiz yayını çıkartan Bobrov, bir sonraki yıl ise “Ben Novorossiya’da kavga verdim” ile “Donbass’ın zamanı” adlarında edebi eserleri okuyucuları ile buluşturdu. ‘Lugansklılar, inançla ve çalışkanlıkla’ LNR devlet madalyasına layık görüldü.

ÖNCEKİ HABER

SDG, Rakka-Deyrezzor yolunu kesti

SONRAKİ HABER

Çavuşoğlu: Batılı ülkeler Türkiye fesatlığından çatlayacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...