02 Mart 2017 00:55

'Ayrılık' : Bir evlilik ve hayat sorgulaması

Sevinç Erbulak ve Fırat Tanış’ın başrolleriyle 'Ayrılık' oyunu, izleyicisiyle buluşmaya devam ediyor.

Paylaş

Vedat AYDEMİR
İstanbul

Bir insandan hatta hayat arkadaşından ayrılmak, ona dair anılardan ayrılmak anlamına da gelir mi? Hiç ortak noktaları olmasa bile paylaşılan birçok zaman ve birçok mekan ayrılan çiftlerin ortak noktası olmaya devam eder. Saygı, sevgi, aşk gibi soyut kavramlar tükenebilir hatta nefrete, saygısızlığa ve huzursuzluğa dönüşebilir. Ülkede boşanma oranlarının bu denli yüksek olması, tüketim toplumunun nesneleri bırakıp ilişkileri de tüketmesi “Ayrılık” oyununun modern hayata ve modern ilişkilere nasıl ışık tuttuğunu bir buçuk saat içinde üç duvar arasında izleyeceksiniz. 

Behiç Ak’ın kaleme aldığı, Prof. Dr. Semih Çelenk’in yönettiği oyun, ikili hayata ilişkin, budalalıklarımıza, sevimliliklerimize ilişkin eğlenceli ve sıcak bir güldürü. Her an birilerimizin hayatında yaşadığı anlarla örtüşüveriyor. Sahnedeki insan/insanlar bize bir anda çok tanıdık geliveriyor. Ama sonra biz bu hataları hiç yapmamışız, yapmazmışız gibi oluyor. Onların budalalıklarına, şaşkınlıklarına gülüyoruz.

AYRILIK SONRASI ALIŞKANLIKLAR

Sevinç Erbulak, Fırat Tanış ile 4 yıllık evliliğini sonlandırmış bir kadını canlandırıyor. İkili, 1 yıl 12 gün, pardon “1 yıl 13 gündür” ayrı, bu süre içinde hiç görüşmemişler. Bir tatil günü Erbulak evde temizlik yaparken telefon çalıyor. Arayan Fırat Tanış. Telefondaki ses önce tedirgin sonra olası bir gerginliği önlemek istercesine neşeli bir sesle konuşuyor. Arkadaşça sohbetin ardından Tanış, kendini bir şekilde eve davet ettirmek isterken Erbulak, boşandığı ve 1 yıldır görüşmediği eski eşine güçlü görünmek adına o klasik yalanı söylüyor “Ben de tam hazırlandım, çıkıyordum”. Tutmuyor elbette bu yalan. Kahveler içiliyor sohbetler ediliyor ve sıra eski defterlerin açılmasına gelince kıyamet kopmuyor tabii. Tartışmaların içtenliği ve incir çekirdeğini doldurmayacak sebepler oluşu günlük hayatın her anındaki karşılaştığımız bilindik çift kavgalarından bir sahne oluşturuyor. Ama bir dakika! “Biz boşanalı çok oldu ne diye tartışıyoruz ki”. Bu sefer sıra geliyor ayrı kalınan sürede kimin en çok eğlendiği ve mutlu günler geçirdiğine dair sözlü yarışmaya.

Gece hayatına düşkün Fırat Tanış, sakin, düzenli ve sağlıklı bir hayata geçişini anlatıyor. Sevinç Erbulak ise tam tersine her gece ne kadar eğlendiğinden söz ediyor. Ayrı kaldıkları süre içinde hayatlarına giren insanlar yarıştırılırken Fırat Tanış’ın kıskançlık belirtisi soruları da arka arkaya gelmeye başlıyor. Tartışma zirvedeyken ve Tanış, evi terk etmek için doğrulurken Erbulak, Tanış’ın gömleğindeki bir söküğü fark ediyor ve istemsizce eski sakin hallerine dönüyorlar. Bazen kur yaparak, bazen şaka, bazen kavga ederek… Bu konuşmalar, şakalar, kavgalar onların ne kadar yalnız olduğu gerçeğini ortaya çıkarıyor ve bir de acıkmış olduklarını; yıllardır hiç ortak bir iş yapmamış olmalarına rağmen beraber bir omlet yapmaya koyuluyorlar…

HEPİMİZİN HAYATINA YOLCULUK

Omlet yapımında da sürüyor iki kişinin hayatına uzanan sohbet yolculuğu... O yolculuk aslında hepimizin hayatına değiyor. Yer yer ince mesajlara yer yer sosyolojik tahlillere dönüşüyor.  

Bir amaç için bir araya gelinen derneklerde, amacın aynı olmasının bölünmeleri ortadan kaldırmamasına işaret edilmesi gibi... Hatta çoğu bölünmelerin pek bir anlamsız olduğu masajının iletilmesi gibi. Oyunda bu mesaj ‘vejetaryen’ tartışmalar üzerinden fevkalade başarılı bir şekilde veriliyor.     

Sosyal demokratlara yönelik, “Demokratlıktan bir türlü sosyalleşemedik” göndermesi gibi kıvrak espriler ustaca yediriliyor iki kişilik sohbete. Ve bu sohbet yolculuğu Sevinç Erbulak ve Fırat Tanış’ın başarılı oyunculuğuyla komedi fırtınasına dönüşüyor.

ÖNCEKİ HABER

IŞİD’in beynini yıkadığı çocuklar potansiyel tehlike

SONRAKİ HABER

'Arap Birliği toplantısına Esad davet edilebilir' iddiası 

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...