01 Mart 2017 01:10

AB’den Kuzey Afrika’ya ‘Marshall Planı’

Türkiye üzerinden gelen sığınmacıları azaltmayı başaran Avrupa Birliği benzer bir plan için Kuzey Afrika ülkeleri ile anlaşmalar imzalamanın peşinde.

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR

Türkiye üzerinden gelen sığınmacıları AKP Hükümeti ile yaptığı anlaşmayla azaltmayı başaran Avrupa Birliği (AB) şimdi benzer bir plan için Kuzey Afrika ülkeleri ile anlaşmalar imzalamanın peşinde. Hedef başta savaşın hakim sürdüğü Libya olmak üzere Kuzey Afrika’da sığınmacı kampları kurmak.

15 Mart’ta Hollanda’da, 7 Mayıs’ta Fransa’da ve 24 Eylül’de Almanya’da yapılacak genel seçimlerde sağ-milliyetçi partilerin özellikle sığınmacıları suistimal ederek güç kazanmayı planlamasına karşı başta Almanya Başbakanı Angela Merkel olmak üzere çok sayıda siyasetçi ve hükümet seferber olmuş durumda. Ege Denizi üzerinden gelen sığınmacıları AKP Hükümeti ile yaptığı anlaşmayla durduran AB, şimdi benzer şekilde Akdeniz üzerinden gelen sığınmacıları durdurmanın planlarını yapıyor.

3 Şubat’ta Malta’da yapılan AB Zirvesinde Akdeniz üzerinden gelecek sığınmacıların engellenmesi yönünde alınan karardan sonra Merkel, Kuzey Afrika’daki ülkelere ziyarete çıkıyor. 2-3 Mart günleri Cezayir ve Mısır’a gidecek olan Merkel, bu ülkelerden sığınmacıların Avrupa’ya ulaşmasını engelleme ve en çok sığınmacının geldiği Libya’nın durumunu ele alacak. Her iki ülkeyle bölgenin istikrara kavuşturulması için görüşmeler ve anlaşmalar yapılacak.

MERKEL MISIR VE CEZAYİR TURUNA ÇIKACAK

Merkel gezi öncesinde yayımladığı haftalık video mesajında özellikle Libya’daki çatışmaların barışçıl yoldan çözülmesi, ülkede bir yönetimin tesis edilmesi için Mısır ile temaslarda bulunacak.

Kuzey Afrika ülkelerinden gelen sığınmacıların engellenmesi için “Marshall Planı” olarak adlandırılan plan çerçevesinde bir taraftan insan kaçakçılarıyla mücadele için güvenlik önlemleri alınacak, diğer taraftan ise sığınmacıların bulunduğu ülkelere sığınmacıları tutmaya devam etmeleri için maddi yardım öngörülüyor. Bu kapsamda Libya, Cezayir. Tunus ve Fas gibi ülkelerde sığınmacı kamplarının kurulması, sığınma başvurularının bu ülkelerde alınması öngörülüyor.

Yıllar önce Almanya İçişleri Bakanı olan Otto Schily tarafından gündeme getirilen bu plan insan hakları örgütleri ve muhalefet partilerinin tepkisini çekmişti. Ancak aradan yıllar geçmesine rağmen plan hep gündemde oldu ve şimdi hayata geçirilmek üzere somut adımlar atılıyor. Merkel şimdi öncelikli olarak savaş ve kaosun sürdüğü ve en çok sığınmacının Avrupa’ya geçtiği Libya’da siyasi istikrarın sağlanması için bölge ülkeleri Mısır ve Cezayir’in harekete geçmesini istiyor. Ardından Libya’da kurulacak kamplar için maddi yardımda bulunacak. Ancak gelişmeler kısa zamanda Libya’nın istikrara kavuşacağı yönünde değil. Muammer Kaddafi döneminde siyasi olarak otoriter ama istikrarlı olan Libya, adeta AB için kapı bekçisi görevini yapıyordu.

Bunu beğenmeyip deviren AB ülkeleri şimdi Kaddafi gibi bir diktatör yaratmanın peşinde görünüyor. Ayrıca bölgedeki otoriter rejimleri güçlendirmeye çalışacak. İnsan hakları ihlalleri, temel sığınma hakkı ise umurunda değil.

AB daha önce hiç bir güvenliğin olmadığı Kuzey Afrika ülkeleriyle geri kabul anlaşmaları imzalamıştı. 

AP BAŞKANINDAN TAM DESTEK

Almanya’nın Kuzey Afrika ülkelerine yönelik Marshall Planı’na en büyük destek Avrupa Parlamentosunun Yeni Muhafazakar Başkanı İtalyan Antonio Tajani’den geldi. Tajani yaptığı açıklamada, Libya’da sığınmacı kamplarının kurulması gerektiğini ifade ederek, “Libya’da sığınmacı kampları kurulması çok yerinde olur. AB bu amaçla Libya yönetimiyle bir anlaşma yapmalı” dedi.

Marshal Planı gibi, Kuzey Afrika ülkelerine milyarlarca avro verilmesi gerektiğini belirten Tajani, verilecek parayla modern tarımın geliştirilebileceğini ifade etti.

FRONTEX’TEN YARDIM KURULUŞLARINA DESTEK

Öte yandan AB sınırlarını korumakla görevli polis örgütü Frontex’in Başkanı Fabrice Leggeri, Libya’dan AB’ye gelen sığınmacı sayısında artış olduğunu, çalışmaları çok sor koşullarda yaptıklarını ileri sürdü.

Yarım kurullarının Libya sahillerindeki kurtarma çalışmalarını eleştiren Leggeri, “Göçmenleri Libya kara sularında Avrupa bandıralı gemilere almak suretiyle suç şebekelerine ve insan kaçakçılarına daha fazla yardımcı olunması önlenmelidir” dedi. Leggeri, bu uygulamanın kaçakçıları önceki yıllara kıyasla daha çok göçmeni açık denize elverişsiz teknelere bindirmeye cesaretlendirdiğini söyledi.

Leggeri, özel yardım kuruluşlarının insan kaçakçılarıyla mücadeleyi zorlaştırdığını ve kurtarma operasyonlarının yüzde 40’ının sivil toplum kuruluşlarınca yapıldığını söyledi. Leggeri bu nedenle Avrupa güvenlik makamlarının göçmenlerin ifadesine başvurarak kaçakçılar hakkında bilgi toplamasının zorlaştığını ve özel yardım kuruluşlarının resmi makamlarla iş birliği yapması gerektiğini ifade etti. Leggeri, kurtarma görevinin asıl olarak Frontex’in işi olduğunu söyledi.

ÖNCEKİ HABER

Berlin'deki Fussilet 33 Cami Derneği kapatıldı

SONRAKİ HABER

Liseler AKP’nin seçim bürosu mu?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa