16 Haziran 2012 15:32

Zamanında ulaşan tek hediye: baba seni seviyorum

GÖZALTILARI geç!2009’ dan beri KCK operasyonu kapsamında yaklaşık 5 bin kişi tutuklanmış.  5 bin kişi! Bu kişilerin eşlerini de sayarsak  on bin kişi,  her birinin hadi bir çocuğu var desek  15 bin kişi eder. Dile kolay 15 bin hayat alt üst oluyor. Üstelik tüm siyasi tutuklulardan değil, sadece KCK’den bahsediyo

Zamanında ulaşan tek hediye: baba seni seviyorum
Paylaş
Burcu Tunç*

2009’ dan beri KCK operasyonu kapsamında yaklaşık 5 bin kişi tutuklanmış.  5 bin kişi! Bu kişilerin eşlerini de sayarsak  on bin kişi,  her birinin hadi bir çocuğu var desek  15 bin kişi eder. Dile kolay 15 bin hayat alt üst oluyor. Üstelik tüm siyasi tutuklulardan değil, sadece KCK’den bahsediyorum.  Ateş düştüğü yeri yakar misali bu hesabı kendimi o rakamların içinde bulduğumda yaptım tabi.  İnsan hem yaşadığı durumla yüzleşip başa çıkmaya çalışırken; hem de aslında genel olarak bakıldığında kendisinin de sadece istatiksel bir veriden ibaret olduğunun farkına varınca daha bir garip hissediyormuş. Hayat içerisinde daha farklı ve sorgulayıcı bakış açısıyla var olmaya çalışıyormuş onu anladım.

Babam tutuklanalı 8 ay oldu. Bir ‘siyasi parti yöneticisi’ olduğu için alındı babam. Hem de Mecliste grubu bulunan bir siyasi parti! Hazırlanan iddianamede suç delili olarak evde bulunan kitaplar ve binlerce kişi ile beraber katıldığı eylemler yazılı. Ve daha ilk mahkemeye çıkması bile 9 ayı bulacak, geçecek hatta. 9 aydır ben babamı yalnız 2 kere görebildim, sadece birer saat.

Devletin bekası için bizim kısıtlı imkanlarla ve az görüşmemiz gerekiyormuş. Mesela herhangi sorunun üstesinden gelemeyip babamın aklına danışmak istemenin cevabı 3 haftayı bulabiliyormuş, ya da ‘Şimdi mezun olacağım, acaba hayatıma nasıl yön versem baba’ diye fikir istemenin cevabı 1 ayı bulabiliyormuş, her şey devlet bekası içinmiş. Bir kızın ilk kez üniversiteden mezun oluşunda babasının yanında olamaması, bir babanın ilk kez bir çocuğunu üniversiteden mezun ederken görememesi, göremeyecek olması devlet bekası içinmiş.  Yeni öğrendim. Tamam, kabul, duygusallaştırdım mevzuyu fakat işin bir de bu boyutu var. Hem de öyle bir boyut ki yukarıda kendimi de içine alarak o istatiksel olarak sayısallaştırdığım verilerin herbiri bir insan, bir hayat. Ve her birinin hayatında kendilerince önemli bir dolu an yaşanıyor her gün. 

Hayatın bu hızlı akışı içerisinde tek kaynağımız mektup olunca, mektuplaşmanın yaşattığı ‘acayip’ bir duygu ile sürüyor haberleşmemiz. Yeni yeni öğreniyorum mektup yazmayı aslında. Mektup deyip geçmemek lazım, zira ayrı bir disiplin içinde yazılan ve yaşanan zor bir işmiş. Hoş, bu duruma çok da alışmak istemiyorum ama her akşam televizyonu açtığımda da karşılaştığım siyasi süreç bana kendimi alıştırmam, daha da öğrenmem yönünde sinyal veriyor.  Cezaevi kontrollerinden de geçmeyi bekleyince bir mektubun elinize geçmesi 10 günü bulabiliyormuş mesela. Çoğu zaman üzerinde ki tarih öyle gösteriyor.  Yaşamın akışından, hızından bahsederken elimizde ki imkanların bu yavaşlığına rağmen yazılan şeylere bir cevap bulup sohbetimize devam edebiliyorsak ne mutlu! Zaten aslında amaç haber almak olduğundan bu denli önemli bir sorun bile sizin için sıra atlayabiliyor çoktan. Sağ mı, sağlığı yerinde mi, tamam!

F tipinde hapis yatan bir babanız olunca Babalar Gününün bile ne kadar öğretici olabileceğini yeni yeni tecrübe ediyorum. Daha güçlü olma dürtüsü her hamleme yansıyormuş yeni hissediyorum.  Sonuçta ben de böyle büyüyorum.

Ama biliyorum babam her ne yaptıysa onun yaptığını her an tekrarlayan binlerce kişi var ve var olmaya devam edecek. Bu demektir ki bu iş böyle gitmeyecek.  Konumuz Babalar Günü ise, çocuklarla babaların Babalar Günü’nü ayrı kutlamak zorunda kalmadığı günler de gelecektir. Buna inancım sonsuz.  

Son olarak babamın ve tüm siyasi tutuklu babaların Babalar Günü’nü kutluyorum. Babası tutuklu olan çocukların açısından baktım genelde ama çocukları tutuklu babaların da sayısı Türkiye’de her geçen gün artıyor. Bu sebeple kamuoyunda ‘taş atan çocuklar’ olarak bilinen TMK mağduru çocukların babalarının ve benim 9 aydır yaşadığım bu duyguları 32 yıldır yaşamak zorunda bırakılan Tahir Canan’ın da Babalar Günü’nü kutluyor, Tahir Canan’ın ve ailesinin  özgürlük mücadelesini desteklediğimi belirtmek istiyorum.

Canım Babam, iyi ki varsın, her ne yaptıysan iyi ki yaptın! Bu da Babalar Günü hediyem olsun sana. Zamanında ulaşan tek hediye!  Seni seviyorum.

*KCK davasından cezaevinde olan Aziz Tunç’un kızı

ÖNCEKİ HABER

Kadınlar birlikte güçlü

SONRAKİ HABER

Babamı umut ve özgürlük olarak görüyorum

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa