30 Mart 2011 11:46

Bu yangın tüm ülkeyi ‘’sarar’’!

Hepimiz biliriz Mısır Piramitleri’nin şöhretini. O çağda o boyutta nasıl inşa edildiklerini, sırlarının hala neden çözülemediğini, hakkında ki efsaneleri hepimiz düşünürüz. Ya da hepimiz okumuşuzdur okullarımızda. Çin Seddi’nin uzunluğunu, Türk akınlarının korkusundan kilometrelerce nasıl set çek

Bu yangın tüm ülkeyi ‘’sarar’’!
Paylaş
Ozan Sevin


İşte o uzaylılar ta o yıllardan bugüne canını dişine takıp hala çalışmaktalar. Bir gecede olmasa bile, büyük stadlar yapmakta, gökdelenler dikmekte, uçaklar, arabalar, gemiler… Aklımıza gelebilecek her şeyi ama her şeyi üretmekteler.

Biliriz ki uzaylıları nadir insanlar görür ya da gördüğünü iddia eder. Yine biliriz ki hayatı yaratanlar hep görmezden gelinir ya da nadir insanlar, gördüğünü iddia eder. Mistisizmi bir kenara bırakacak olursak hayatı yaratanın insan emeği olduğu, arı gibi durmaksızın bal üreten işçiler olduğu alenen ortadadır. Ve bu bal yapıcı, yaratıcı arılar bir gün iğnesini çıkarırsa, o muazzam ürünler yaratanlar bir de yıkma gücünü ortaya koyarsa ne olur?

İşte bu üretim gücü, içinde bulunduğumuz şu günlerde kendini göstermeye başladı. Makinaların çarkı şu sıralar patrondan yana değil işçiden yana dönmeye başladı. Birleşik Metal-İş grev dedi. İlk ayağı olan Eskişehir’de  ve daha sonra Kocaeli’nde büyük bir coşkuyla işçiler grev sürecine girdiler. Dalga dalga büyüyecek olan grevde toplamda 15.000 işçi greve gidecek. Grev başarıya ulaşırsa bundan etkilenecek işçi sayısının 50.000 civarında olması bekleniyor. İlk bakışta grevin çıkış sebebi yapılan % 5.35’lik zammı kabul etmeme gibi görünse de sendika temsilcisinin dediği gibi: Bu mesele üç-beş kuruşun hesabı değildir. Onurlu ve özgürce bir yaşam isteğinin, hayatı yaratanların hak ettiği değeri kendi elleriyle söküp alma meselesidir.Tekel mücadelesinde ‘’bu direniş ideolojiktir.’’ Diyen sermayedarların sözcüsü Erdoğan, her an bu grevede aynı şeyi söyleyebilir. O söylemeden ben cevaplamak istiyorum: Evet bu mücadelede ideolojiktir. Nasıl ki bir avuç örgütlü asalak milyonlarca örgütsüz insanın kanını emiyorsa, nasıl ki bu sistemli sömürü ideolojikse, buna: ‘’dur!’’ demekte o kadar ideolojiktir.

Gazetemiz Evrensel, geçen günlerde bu grevi manşetine ‘’Tüm İşçilerin Grevi’’ şeklinde taşıyarak duyurmuştu.

Neden Tüm İşçiler?

Greve giden Süsler fabrikasının tam karşısında Sarar fabrikası vardır. Geçenlerde okulumuzda başarısının sırlarını anlatmaya gelen bu fabrikanın patronuna göre oradaki işçiler çok mutludurlar. Dertleri tasaları yoktur, çünkü kriz fabrikayı ‘’teğet geçmiştir.’’ Hiçbir iş yerinde olmayan imkanlar onlara sağlanmış, hayırsever patron Bay Sarar büyük lütuf göstererek onlara iş imkanı sağlamıştır. 12 metrekarelik bir terzi dükkanıyla  işe başlayan şimdi sektöre hükmeden bu başarı abidesine göre onlar işlerini severek, güler yüzle yaparlar. Çünkü Sarar’dadırlar. Bay Sarar’ın şakalarıyla bu pek bilindik Napolyon* masalı, dinleyicisi olan öğrencileri ve hocaları mest ederek rahat bir uykuya hazırlamak üzereyken arkadaşlarımızdan birisi kalkıp zili çalar ve şöyle der: Peki siz bunca yıl zenginliğinize zenginlik katıp büyürken, 600 tl ile çalışan işçileriniz ne durumda? Masalına devam ederken az önce gülen yüzü şimdi hafif pembeleşerek pişmiş kelleyi andırmakta. O şakacı ve masumane yönüyle,o safdil ağzıyla ama der: 700-750 lira alanda var. Ve salon büyük bir kahkaha patlatır. Neden mi tüm işçilerin grevi? Cevap grevdeki fabrikanın komşusu Sarar’da. Grev başladığı andan itibaren fabrikada müzik yayınına başlayan, pencereden bakanı işten atarım tehdidini savuran Bay Sarar’ın işçisinde. Binlerce kaliteli palto dikerken aldığı ücret 2 palto parası dahi etmeyen Sarar işçisinde. Okuluna geçen gün gelen patronlar kulübünün ve Ali Babacan’ın verdiği konferansa katılma hakkı elinden alınan ve kendi okulunda söz söyleme yetkisi elinde bulunmayan, en azından ‘bu okul patronların değil öğrencilerindir.’’ Şeklinde basın açıklaması yapmak isterken dayak yiyen öğrencide.Cevap kitabı yayımlanmadan toplanan Türkiye aydınında. Dili yasaklanan Kürt halkında. Susturulmuş ve sindirilmeye çalışılan emekçi Türk halkında. Kısacası tüm bileşenleriyle cevabı Türkiye halkları verecektir.

Yaratıcı arılar bir gün iğnesini çıkarırsa, o muazzam ürünler yaratanlar birde yıkma gücünü ortaya koyarsa ne olur?  Elbette ki –hadi bakalım, bekleyip göreceğiz.- demeyeceğim. Çünkü bize düşen önce bu grevi duymayanlara duyurmaktır. Çünkü medyada halen haber değeri taşımadığı için yayınlanmamaktadır. Yani grev büyürse sermayedar medya patronlarını da etkileyeceğinden yayınlanmamaktadır.

Okullarımızda kol,kulüp ve temsilciliklerle diğer kurum ve sivil toplum kuruluşlarınında katılacağı grevle dayanışma platformları oluşturup greve destek vermeli, en yakınımızdan başlayarak çevremizde kamuoyu oluşturmalıyız. Sanayiler genelde kent dışında gözden uzakta olduğundan grevi kent merkezine taşımalı, ateşe körükle gitmeliyiz ki yangın büyümeli, onurlu ve özgür bir yaşamı ancak  bütün bir halk birlikte olabilirsek kazanabiliriz. Çünkü örgütlü bir avuç asalak demiştim, milyonlarca örgütsüzün kanını emiyor.

*Napoleon Bonaparte Fransız ordusuna er olarak katılmış ancak daha sonra kademe kademe yükselerek imparatorluğa çıkmıştır. Bu da bir Napoleon mitinin oluşmasına sebep olmuş, liberalizmin fırsat eşitliği getirdiği safsatasını doğurarak o dönem iş adamlarında kendi alanlarının mali Napoleon’ları olma iddiaları taşımalarına yol açmıştır.

ÖNCEKİ HABER

"İnandığınız bir şeyi yapıyorsanız enerjiniz asla tükenmez"

SONRAKİ HABER

BDP’li Binici yoğun bakımdan çıkarıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa