23 Şubat 2017 20:07

Ege üniversitesinde öğrencilere cezalar yağıyor

Ege Üniversitesi, 2017-2018 Bahar yılını öğrencilere katıldıkları çeşitli etkinlikler sebebiyle uzaklaştırmalar yağdırarak açtı.

Paylaş

Pınar ÇETİNKAYA
İzmir

2 yıldan bu yana adı konmamış bir OHAL yaşanan Ege Üniversitesi’nde daha önce de topluca kitap okuyan ve balon asan öğrencilere soruşturma açılmıştı. Üniversite yönetimi geçtiğimiz günlerde ise Ankara Katliamı’nı protesto etmek, tecavüz ve cinsel istismar yasasına karşı çıkmak, turnikeleri protesto etmek, ihraç edilen akademisyenlerin yanında olmak gibi sebeplerle 20'yi aşkın öğrenciye 6 ile 18 ay arasında değişen uzaklaştırma cezaları verdi. 

Yakın zamanda üniversitede akademisyenlerin de ihracından sonra öğrencilere yönelik bir tasfiye başlatılması dikkat çekti. Konuyla ilgili ceza alan öğrenciler ve ihraç edilen Akademisyen Serdar Tekin ile görüştük. 

'BARIŞI SAVUNAN HOCALARIMIZ GİBİ CEZALARA KARŞI DİK DURACAĞIZ'

Üniversite tarafından 1 dönem uzaklaştırma alan Psikoloji bölümü 3. Sınıf öğrencisi Erdal Kozan, okula giriş yaptığı 2013 yılından beri 6 adet soruşturma geçirmiş. Ege Üniversitesi’nde yaşanan durumun Türkiye genelinde yaşananlardan bağımsız olmadığını belirten Kozan, "Ülkenin her yerinde özgürlüklerin kısıtlandığı, insanların fikirlerini rahatça ifade edemediği, hukuki süreçlerin askıya alındığı bir dönem söz konusu. Ege üniversitesinde yaşananlarda bunun aslında bir yansıması gibi. Daha önce bize okulda toplu şekilde kitap okuduğumuz için ya da basın açıklaması yaptığımız için veya 10 Ekim Ankara katliamında katledilenleri andığımız için soruşturmalar açıldı. 10 Ekim Ankara katliamının hemen ardından, henüz 3 günlük yas devam ederken okulda hocalarımızla slogansız, sessiz bir yürüyüş gerçekleştirmiştik. Bu yürüyüşten yaklaşık 1 yıl sonra açılan soruşturmada bu dönem başlangıcından itibaren bize okuldan çeşitli sürelerde uzaklaştırma verildi" dedi. Yakın zamanda Ege Üniversitesi’nden KHK ile ihraç edilen akademisyenlerin öğrencileri olduklarını vurgulayan Kozan, barışı savunan hocalarının dik duruşu gibi bu cezalara karşı dik duracaklarını söyledi.  

'SORUŞTURMALARA KARŞI ‘HAYIR’I ÖRGÜTLEYECEĞİZ'

Hakkında açılan 4 soruşturmadan 4 dönem uzaklaştırma alan Deri Mühendisliği 1.sınıf öğrencisi Emine Akbaba, KHK'yle ihraç edilen akademisyenlerin ardından sürecin üniversitenin asıl sahipleri öğrencilere geldiğini söyledi. "Yeni gelen rektör Cüneyt Hoşcoşkun yeni dönemi üniversitelileri uzaklaştırarak başlattı. Bu uzaklaştırmaların toplamı üniversitenin ‘hayır’ demesinin, topyekün direnişe geçmesinin önünü kesme çalışmaları. Turnikeleri, tecavüz ve istismar yasasını protesto ettiğim, hocama dokunma dediğim, Reina katliamına karşı laikliği anlatan konuşmalar yaptığım için 4 dönem uzaklaştırma aldım. Sarayın rektörleri muhalif her sesi bastırmaya çalışıyor. Üniversitedeki bütün cezaların üst maddelerden verildiği, soruşturma komisyonlarının değiştirildiği bir dönemdeyiz" diyen Akbaba, soruşturmalara karşı 'Hayır’ın sesini yükselteceklerini ve özerk-demokratik üniversite için mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.

'SORUŞTURMALARA HAYIR DEMEK BAŞKANLIĞA HAYIR DEMEKTİR'

Seramik, Cam ve Çinicilik bölümü 1.sınıf öğrencisi Deniz Su Bingöl ise, turnikeleri, tecavüz ve istismar yasasını protesto ettiği ve KESK eylemine katıldığı için 3 dönem uzaklaştırma aldığını belirtti. Rektör değişse de zihniyetin aynı kaldığını vurgulayan Bingöl, "Bugün karşımıza çıkan tecavüzcüleri, tacizcileri aklayan bu eril zihniyet, tecavüz yasası ve cinsel istismar eyleminde de karşımıza çıktı. Aslında yasanın kadınların isyanıyla geri çekilmesi, kadın dayanışması Ege Üniversitesi rektörünü rahatsız etti. Zaten biliyorlar ki kadınlar üniversitelerine, kampüslerine sahip çıkarsa, tacizcilere, tecavüzlere hesap sormaya kalkarlarsa önüne geçemeyecekler" dedi. Uzaklaştırmalarla, cezalarla öğrencileri sindiremeyeceklerini söyleyen Bingöl, "Korkutsalar da bizi sindirmeye çalışsalar da biz hiçbir yere gitmeyeceğiz. Bunlara karşı çıkmaya, bütün kadınları isyana davet etmeye devam edeceğiz. Tecavüze, soruşturmalara hayır demek, laikliği savunmak, başkanlığa hayır demektir. Üniversiteliler bunu tartışıyor. Yapmamız gereken tek şey bir alanda toparlamaktır" şeklinde konuştu. 

UTANÇ SİCİLİNE YENİ SAYFALAR EKLENDİ

Yrd. Doç. Dr. Serdar Tekin (Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden KHK ile ihraç edilen barış için akademisyenlerden): Ege Üniversitesi iki yıldır zaten OHAL koşullarında yaşıyor ve bir istibdat kurumu olarak çalışıyor. Bunu en son bizim ihraçlarımızda da gördük. İki hafta boyunca odalarımızı boşaltmamıza bile izin verilmedi. Akademisyenler, öğrenciler ve çalışanlar, yani üniversitenin temel bileşenleri, ipe sapa gelmez soruşturmalarla ve polisiye uygulamalarla ağır bir baskı altına alınmış durumdalar. Çok sayıda öğrenciye yönelik son ceza dalgasıyla birlikte bu utanç siciline yeni bir sayfa daha eklendi. İşin belki de en vahim tarafı şu: Üniversite hayatının bu şekilde sürdürülebileceğini düşünüyorlar; akademik araştırma ve öğretimin böyle bir ortamda yapılabileceğini zannediyorlar. İzmir kamuoyu ne yazık ki Ege Üniversitesi'ndeki istibdat uygulamalarının yeterince farkında değil. Ama artık görülmesi gerekiyor: Ege Üniversitesi kampüsü bir üniversite kampüsü olmaktan çıktı ve bir ceza kolonisi haline getirildi. 

ÖNCEKİ HABER

Urfa'da 8 kişi tutuklandı

SONRAKİ HABER

İrlandalı asker YPG'ye katıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...