23 Şubat 2017 02:22

Referandumda Kürt oyları skoru belirler!

Gazeteci Naci Sapan 16 Nisan'da yapılacak anayasa değişikliği referandumu sürecini değerlendirdi.

Paylaş

Naci SAPAN
Gazeteci

‘Vatanseverlik’ ve ‘ihanet’ kelimelerine sıkıştırılmış bir referandum Türkiye’nin sağlıklı geleceğine işaret etmiyor. ‘Evet’ diyecek olanların vatansever, ‘hayır’ diyecek olanların ‘ihanetçi’, ‘terörist’ olarak ilan edilmesinin yarışa başlamadan toplumu ayrıştırmış olmasından başlayarak durumu değerlendirirsek, bize ‘provokasyon’ ortamının sunulmuş olduğunu kabul etmek sanırım yanlış bir değerlendirme olmaz. Gelişmeler de bunun böyle olduğunu çok net gösteriyor.  

Adına ne denilirse denilsin, başkanlık, cumhurbaşkanlığı, sistem değişikliği, rejim değişikliği, bunların hiç biri için toplumun bir talebi söz konusu değildi. Talep, Saray-iktidar-MHP üçlüsü tarafından gündeme getirildi, referandum denildi. Bir referandum sunumu söz konusu ise, iki demokratik seçenek vardır, biri ‘evet’, diğeri ise ‘hayır’dır. Bu iki seçeneği topluma sunan egemenler, ‘hayır’ seçeneğinin yüksek performansından ürkünce farklı düşünce ve ideolojik yaklaşımlarına rağmen, ‘hayır’ diyecek olan kesimleri ‘terörist, vatan haini’ ilan etti.

Kim bu kesimler; PKK-HDP-DHKP-C-CHP-FETÖ (Bunlar telaffuz edilenler), ‘terörist’ algısı yaratıyorlar.

Telaffuz edemedikleri ise, MHP tabanının önemli bir kesimi, SP, BBP gibi partiler (Onlardan yana hâ1â umutları var, ‘evet’ beklentileri var). Şimdilik ‘terörist’ hanesinden uzak tutuyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde ‘hayır’ diyenlerin, diyecek olanların ‘terörist’ ilan edilmesinin mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz.

İNGİLTERE VE KOLOMBİYA

İki örnekle duruma açıklık getirelim;

- İngiltere’de gerçekleştirilen AB referandumunda seçmenler yüzde 48’e karşı Yüzde 52 oyla AB’den ayrılma yönünde oy kullandı. Yani yüzde 52 hayır çıktı kimse kimseyi ihanetle, vatan hainliği ile suçlamadı, karara saygı gösterildi.
- Kolombiya’da devlet ile solcu Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) örgütü arasında varılan barış anlaşmasının oylandığı referandumda sandıktan ‘hayır’ sonucu çıktı. Çok hassas bir durum olmasına rağmen, 50 yıllık silahlı çatışmanın daha da şiddetleneceği kaygıları vardı, ancak, iki tarafta sandıktan çıkan sonuçlara saygı gösterdi, barış görüşmelerinin devam edeceğini açıkladılar.

Taraflar birbirini suçlamadı, iki tarafın da yönetenleri ‘hayır’a rağmen barıştan yana tavırlarının süreceğini, görüşmelere devam edeceklerini açıkladılar, barışa giden yolda görüşmelerini sürdürüyorlar.

ORTAĞINI SOL’A YAMAMAK

Devleti birlikte yönettikleri için FETÖ ile, ‘barış ve çözüm süreci’ yürüttükleri için PKK ve HDP ile uzun süre birlikte hareket eden bir siyasi partinin liderinin yakın tarihteki bu gerçeği inkar ederek bu kesimler ‘hayır’ dediği için ‘evet’ diyeceğiz açıklamasının hiçbir inandırıcı tarafı olmamasına rağmen, toplumu buna inandırma çabasını irdelediğimizde ki hiç irdelemeye analiz etmeye de gerek yok, durum çok açık. Bu çaba, ‘hayır’ diyen bütün kesimleri ‘terör örgütleri’ ile bağlantılı, yakın gösterme çabaları, korkunun dışa vurumunun net göstergeleridir.

Onların anlamadığı bir şey var; toplumun farklı kesimlerinin ‘HAYIR’ demek için o kadar çok nedeni var ki. Bunun için aynı düşüncede, aynı fikirde, aynı dünya görüşünde olmak gerekmiyor.

Asgari müşterek; ülkenin, halkın, halkların geleceği, cumhuriyet, parlamenter rejim, yeterli sebep değil mi?

2010-2017 REFERANDUMLARI ARASINDAKİ FARK

2010’da farklı kesimlerin oylarını alan iktidar şimdi kendi oyları ve bir miktar MHP oyuyla ‘evet’i arayacak gibi. Kürt oyları ise bu kez çantada keklik gibi görünmüyor. HDP’ye, Milletvekillerine, belediyelere, başkanlarına yönelik operasyon ve tutuklamalar ‘hayır’ diyecek bir potansiyeli bloklaştırdı. O nedenle Kürt oylarının rengi referandum için büyük önem arz ediyor.

Rejim değişikliği istemeyen kesimin sandıklara yüklenmesi, katılım oranının yüksekliği tabloyu ‘hayır’dan yana sonuca taşıyabilir. Ancak, kesin sonuçlar açısından şimdiden net bir tahminde bulunmak mümkün değil, çünkü siyasi gelişmelerin önümüzdeki günlerde nasıl yansıyacağı konusunda net analizlerimiz yok. Ancak şunu söyleyebiliriz; 2010 tablosu 2017’ye yansımaz, ‘hayır’lı Kürt oyları skorda etkili olur.

Kürt seçmenin ‘HAYIR’ demek için nedenleri giderek katlanıyor.

1- İktidar tarafından çözüm ve barış süreci’ adı altında kandırılmış olmak!

2- Bütün belediyelere el konulması, başkanlarının tutuklanması.

3- Eş Başkanlardan Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesi, Selahattin Demirtaş’ın 5 ay hapis cezasına çarptırılmış olması.

Üç net örnek verdim ancak, 3’üncü örnek sanırım bardağı taşıran son nokta oldu.

7 Haziran 2016 tarihinden bu yana yaratılan kaos ortamına mahkum edilmiş olmaları ise alınacak/alınması gereken tavrın ne olacağına işaret ediyor olmasını ise uzun uzun anlatmaya gerek yok sanırım.

Boykotu ise tartışmak istemiyorum. Hatta tartışmamak gerekir diye düşünüyorum. Boykot, katılım düşüklüğüne neden olacağı için ‘evet’çi anlayışın ekmeğine yağ sürer.

 

İnteraktif Sayfa: Anayasa değişikliği paketinin madde madde ayrıntılı değerlendirmesi...

ÖNCEKİ HABER

Diyarbakır'da pazar esnafı kadınlar: Barış yoksa ‘Evet’ yok!

SONRAKİ HABER

Belediyeden atıldı, tostçuluğa başladı!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...