23 Şubat 2017 01:50

‘Kellem de kopsa hayır vereceğim, çünkü açım’

OSTİM’de referandum kararını sorduğumuz bir işçi, şimdiye kadar hep AKP'ye oy verdiğini belirterek ‘Kellem de kopsa hayır diyeceğim, çünkü açım’ dedi.

Paylaş

Deniz ORTAKÇI
Ankara

OSTİM ve İvedik Organize Sanayi Bölgeleri neredeyse yüz binleri aşkın işçi ve emekçinin çalıştığı bölgelerdir. Ankara’nın her semtinden gelen işçiler bu bölgede çalışmaktadır. Pursaklar’dan Sincan’a, Keçiören’den Mamak’a, Etimesgut’tan Yenimahalle’ye… Bu “uçsuz bucaksız deryanın” en azından belli bir bölümünde yaklaşık yüz kadar işçinin (daha çok yaşça genç işçilerin), 16 Nisan’da yapılacak olan referanduma dair ne düşündükleriyle ilgili bir nabız yoklaması yaptık. Bize “Denk geldiği kadarıyla”, burada öne çıkan, çarpıcı birkaç eğilimi de izlenim olarak paylaşalım istedik. 

‘HAYIR’ DİYENLER DAHA ÖZ GÜVENLİ

Atölye aralarında, otobüslerde, duraklarda işçiler arasındaki sohbetlerde konu bir şekilde anayasa değişikliği ve referanduma geliyor. Burada, “hayır” oyu kullanacağını beyan edenler daha baskın. Hem sayısal anlamda, hem de söylenilen şeylerin daha öz güvenli bir şekilde ifade edilmesi açısından bir baskınlıktan söz ediyoruz. Kimisiyle tartışmaya kapalı biçimde, köklü bir “hayır” tutumu sergilerken; kimisi gerekçelendiriyor. Anayasa paketinin içeriğini bilmese bile, Cumhurbaşkanına yönelik duyduğu öfkeden dolayı “hayır” vermeyi düşünen de çok sayıda emekçiden söz edebiliriz. Bunun yanı sıra özellikle dış politika ve ekonomik politikalar alanında AKP’yi başarısız bulduğunu ifade eden ve buna tepki göstererek, oyunun “hayır” olacağını söyleyenlerin sayısı da oldukça fazla.

“Evet” oyu vereceğini ifade edenler açısından da yine farklı eğilimlerden söz etmek mümkün. “Evet” oyu vermeyi düşünen ama kararsız olduğunu ifade eden işçilerin sayısı hiç azımsanamayacak ölçüde. Sessiz kalan, tartışmayı henüz daha hiç açmadan kapatmaya çalışan, “Ne olursa olsun, sadakatinden taviz veremeyeceği” için yıllardır oy verdiği AKP’den dönmeyeceğini ifade edenler de “evet” oyu vermeyi düşünenler arasında bahsedebileceğimiz bazı eğilimler. 

BAZI SOMUT ÖRNEKLER

İvedik OSB’de bir metal atölyesinde çay molası saatinde gerçekleşen bir tartışmaya dahil oluyoruz. CHP’ye yıllardır oy verdiğini söyleyen bir işçi şunları söylüyor: “İstikrar diye diye, memleketi ne hale getirdiler. Benim oyum net bir şekilde ‘hayır’ olacak. Bugün Kılıçdaroğlu çıkıp da meydanlardan şimdi ‘evet’ veriyoruz dese bile, benim oyum ‘hayır” olacak. Mesele parti meselesi değil, ülke meselesi.” Kendine din adamı diyen kesimlerin, “Hayır diyenler şeytana tapanlardır” gibi açıklamaları olduğunu söyleyen aynı işçi, bu açıklamaların insanları kışkırtmak ve birbirine düşman hale getirmeye çalışmak için yapıldığını söylüyor. 

AKP’li bir işçi ise şunları ifade ediyor: “Herkesin oyu kendini bağlar. Kimse kimseye baskı kuramaz. Ama bugün ‘evetçiler’ de ‘hayırcılar’ da birbirinin aynısı. Benim oyum ‘evet’ olacak, ama bu sadece beni bağlar. Ama meseleyi çok abartanlar var. Mesela geçenlerde bir haberde adamın biri yeni doğmuş çocuğuna ‘evet’ ismini koymuş. Bu kadar da saçmalanamaz. Ben bunu eleştiririm, bunu eleştirdiğim için geçen gün babamdan çok tepki aldım ama düşüncelerim aynı” diyor. 

“Hayır” oyu vereceğini söyleyen AKP’li bir işçi “Bu kadar yetkinin, tek bir kişiye verilmesinin sonuçlarının ağır olacağı; Tayyip Erdoğan’dan sonra gelecek kişinin de aynı yetkilerle donatılacağı ve bunu kötüye kullanabileceği” söylendiğinde “Bu konuda haklısınız. Bu kadar yetkinin verilmesi iyi niyetli biri için çok iyi, kötü niyetli biri için çok kötü olur. Burada bizim yapacağımız tek şey hep iyi birilerinin yönetmesi için dua etmek olacak” yanıtını verdi.

HAYATIN PAHALILAŞMASININ SORUMLUSU AKP

OSTİM tarafında küçük bir hurdalıkta çalışan işçilerle sohbet ettiğimizde aralarından yaşça daha büyük olan bir işçinin söyledikleri çarpıcıydı. 50’li yaşlarında olan işçi, bütün seçimlerde AKP’ye oy verdiğini ama bu sefer “kellesi kopsa” vermeyeceğini söylüyor. Nedenini sorduğumuzda, yanıtı kısa ve net oluyor: “Çünkü açım.” Özellikle asgari ücretin bu ekonomik kriz ortamında böyle düşük olarak ilan edilmesi, hayatın pahalılaşması ve geçim derdinin artmasının sorumlusu olarak AKP’yi gördüğünü söylüyor. 

Yine OSTİM’de küçük bir çayevine girip oradaki işçilerle tartışmaya oturduğumuzda bir masada yürüttüğümüz tartışmanın, hızla bütün masalar tarafından bir anda izlenmeye başladığına şahit olduk. İçeriğinden haberi olmadığını ve kararsız olduğunu söyleyen bir işçi grubuna bazı maddelerin içeriğini anlattığımızda, etrafımızdakilerin bizi büyük bir dikkatle dinlediğini fark ettik. Yani referanduma sayılı günler kalmasına rağmen çoğunluğun içeriği net olarak bilinmediğini görmüş olduk.

PATRONDAN ‘MİLYAR KERE EVET’

Dikkatimizi çeken ve yazmayı istediğimiz bir başka örnek, bir atölyenin önünde bir işçi grubuyla tartışırken işyerinin patronunun gelip, “Milyon kere ‘evet’, milyar kere ‘evet’” demesi oldu. Bunu dedikten sonra patron arabasına atlayıp uzaklaşırken, işçiler de tartışmaktan vazgeçip tekrar atölyeye döndüler. 

Bir başka örnek de AKP’ye yıllardır oy verdiğini söyleyen bir işçinin, 18 maddenin çıktısını alıp işyerine getirdiğini bize göstererek bu maddelerin işçilere nasıl bir faydası olacağını anlamadığından yakınması. Başka bir genç işçi, “Bütün krizlerin bu anayasayla çözüleceği” iddiasına ilişkin “10 senedir ben çalışıyorum, 15 senedir bu adamlar iktidarda. Ben kendi halime bakıyorum, ileri gideceğime hep geri gitmişim. Borçlar almış başını gitmiş. Bu sürede sadece hayat zengine güzel” diyor ve bu iddianın gerçekçi olmadığını ifade ediyor.

İnteraktif Sayfa: Anayasa değişikliği paketinin madde madde ayrıntılı değerlendirmesi...

ÖNCEKİ HABER

‘Ülkeyi ikiye böldüler, ne yapacağımızı biz de bilmiyoruz’

SONRAKİ HABER

Diyarbakır'da pazar esnafı kadınlar: Barış yoksa ‘Evet’ yok!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa