Cumhurbaşkanı gerçekten yargılanabilecek mi?
Kamu Hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker Anayasa değişikliğinde yer alan Cumhurbaşkanının yargılanmasına dair maddeyi Evrensel'e değerlendirdi.

Şerif KARATAŞ
İstanbul
Kamu Hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker, referanduma sunulan Anayasa değişikliğiyle “Cumhurbaşkanının yargılanması için TBMM’nin karar alma koşulları ağırlaştırılmıştır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın referandum için alanlarda konuşmasına ilişkin de Köker, “Cumhurbaşkanlığı makamını belirli bir süre için elinde bulunduranların da tarafsız olmaları gerekir” ifadesini kullandı.
Referanduma sunulan anayasa değişikliğinde cumhurbaşkanının yargılanmasına ilişkin maddeyi Prof. Dr. Levent Köker'e sorduk. Köker, mevcut anayasayı işaret ederek, “Bugünkü sisteme göre Cumhurbaşkanı görevi ile ilgili olarak TBMM tarafından ‘vatana ihanet’ ile suçlanabilmekte; görevi ile ilgili olmayan suçlardan dolayı ise Cumhurbaşkanı sıfatı sona erdiği andan itibaren yargılanabilmektedir” dedi.
Referanduma sunulan değişiklik metninde Cumhurbaşkanının yargılanmasının “Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir” şeklinde ifade edildiğini anlatan Köker şunları söyledi: “Buradaki ‘bir suç işlediği iddiası’ teriminden anlaşılan, Cumhurbaşkanının sadece vatana ihanet ile değil, her türlü suç ile itham edilebileceğidir. Bu bakımdan değişiklik, Cumhurbaşkanının yargılanabileceği fiillerin kapsamını genişletmiş olmaktadır. Ancak, önemli bir sorun şudur: Burada kastedilen ‘suç’, Cumhurbaşkanının görevi ile ilgili olan suçlar mıdır yoksa görevi ile ilgili olmayan, her türlü kişisel hareketini de kapsamakta mıdır? Konu açık değildir ve Cumhurbaşkanının ‘kişisel suçlarından’ dolayı yargılanmasını da kapsamakta olduğu yorumu yapılabilecektir. Nitekim, halk oylamasına sunulan metnin 10. maddesi, değişiklik ile getirilmek istenen bu düzenlemelerin ‘Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar’ için de geçerli olacağını öngörmekte ancak bunu ‘görevleriyle ilgili olan suçlar’ kapsamında olmak ve görevleriyle ilgili olmayan suçlar bakımından, görevleri süresince ‘dokunulmazlık’ sahibi olmaları kaydıyla. Buradan da anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanı için görevi ile ilgili olan ve olmayan suçlar diye bir ayrım yapılmamakta ve Cumhurbaşkanını görev süresi boyunca işlediği tüm suçlardan ötürü ömür boyu TBMM’nin nitelikli çoğunluklarla alacağı kararlara tabi kılmak hedeflenmektedir.”
Yargılanma usulüne dikkat çekilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Köker, “Mevcut düzenlemeye göre Cumhurbaşkanı, TBMM üye tam sayısının ‘üçte biri’nin teklifi ve ‘dörtte üçü’nün kararı ile ‘vatana ihanet’ten dolayı Yüce Divan’da yargılanabilecektir. Değişikliğe göre ise Cumhurbaşkanı, TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğunun önerisi ve beşte üçünün kararı ile soruşturulacak ve sonuçta üçte ikisinin kararıyla yargılanabilecektir. Bu durumda, şu sonuca varmamız gerekmektedir: Anayasa değişikliği halk oylaması ile kabul edilirse, Cumhurbaşkanı, vatana ihanet de dahil her türlü suçtan ötürü yargılanabilecektir ama yargılanabilmesi için TBMM’nin karar alma koşulları ağırlaştırılmıştır.”
CUMHURBAŞKANININ EVET DEMESİ TARAFSIZLIĞIN İHLALİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın referandum sürecindeki tavrına ilişkin de konuşan Levent Köker, yürürlükteki Anayasa’daki Cumhurbaşkanlığı ile ilgili düzenlemeyi hatırlatarak, “Cumhurbaşkanlığı makamını belirli bir süre için elinde bulunduranların da tarafsız olmaları gerekir.” Siyasi partilerin ancak belirli bir görüşü temsil edebileceğini, bütün toplumu temsil edemeyeceğini belirten Köker, halk oyuna sunulan anayasa değişikliğine evet ya da hayır diyen partiler olduğunu hatırlatarak, “Zaten böyle olmasaydı, halk oylamasına da gerek kalmazdı. Cumhurbaşkanlığı makamının bu süreçte AK Parti-MHP teklifi (evet) lehinde veya aleyhinde (hayır) bir tavır koyması, kanımca makamın Anayasa’da düzenlenen ve halen yürürlükte olan tarafsızlık niteliği ile bağdaşmamaktadır. Ancak, siyasi tarihimizde sıkça rastladığımız, ‘fiilî durum’ oluşturan bu tarz davranışların siyasi ve manevî olanlar dışında herhangi bir müeyyidesi de bulunmamaktadır” diye konuştu.
Evrensel'i Takip Et