Av. Turgut Kazan: Türkiye Anayasasızlaştırılıyor
İzmir Gazeteciler Cemiyeti anayasa değişikliği paneli düzenledi.

İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) OHAL, Anayasa değişikliği ve basına etkilerine ilişkin panel düzenledi. İzmir Mimarlık Merkezi Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen paneli İGC Başkanı Misket Dikmen yönetirken, panele Avukat Turgut Kazan ile gazeteciler Nahit Duru, Doğan Satmış da konuşmacı olarak katıldı. Panelde, anayasa değişikliğinin basını daha da gerilere götüreceği ve ülkenin tek adam yönetimine gireceği uyarısı yapıldı.
Panelde konuşan İGC Başkanı Misket Dikmen, basın özgürlüğünün her geçen daha kötüye gittiğini vurgulayarak “Büyük baskı altındaki basın haber yapmakta zorlanıyor” dedi. TÜİK rakamlarına göre geçen yıldan bu yana 590 bin kişinin işsiz kaldığını belirten Dikmen, “Türkiye'de 3 milyon 715 bin kişi işsiz. Basın sektörü işsizliğin en yoğun olduğu alan. İzmir'de her 3 gazeteciden biri işsiz. 2016'da 11 bini aşkın çocuk istismara uğradı. Tüm bunları öğrenebileceğimiz yegâne yer basın. Ama içinde bulunduğumuz koşullarda neyi ne kadar nasıl aktarabiliyoruz” sorusunu yöneltti.
‘DARBE DÖNEMLERİNDEN BERBAT GÜNLER YAŞANIYOR’
Gazeteci Nahit Duru, 1960 yılından bu yana muhtıralar ve darbeler sırasında gazetecilik yaptığını, bunların içinde her zaman kendisinin darbe yediğini söyledi. “Türkiye ne yazık ki, en az o darbeler kadar berbat günler yaşıyor” diyen Duru, iktidarın kanun hükmünde kararname ile meclisin yetkilerini elinden aldığını belirtti ve “Anayasa değişikliğine hayır oyu verecekler terörist ilan edildi. Bu mantığı kabul etmek mümkün değil” dedi.
Gazeteci Doğan Satmış da, OHAL sürecinde en büyük darbeyi basının yediğini belirterek, “Pek çok gazeteci tutuklanma endişesiyle yurtdışında yaşamaya başladı. Bu dönemde otosansür artış gösterdi. Orhan Pamuk'un verdiği röportaj görüşünden dolayı yayınlanmadı. Basın özgürlüğü açısından dünyanın en kötü ülkeleri arasında yer alıyoruz. Çin'i bile sollamayı başardık. Gazetecilerin tutuklu olmaları yetmiyor, avukatları kısıtlanıyor, kitap yasağı getiriliyor. Basın ilan kurumu aracılığıyla gazetelere ilan cezası uygulanıyor. Yerel gazeteler korkutuluyor. RTÜK aracılığıyla televizyonlara sopa gösteriliyor. Yayınlarına müdahale ediliyor. Gazetecilerin basın kartları iptal ediliyor” dedi.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ BASINI DAHA DA GERİYE GÖTÜRECEK
Anayasa değişikliği ile kuvvetler ayrılığının tehlikede olduğunu bu durumda medyanın da sessiz kalmasının mümkün olmadığını kaydeden Satmış, “TBMM bilgi edinme ve denetim yolları artık olmayacak, Bakanlığa sözlü soru hakkı da ortadan kaldırılıyor. Çok önemli haber kaynağımız da bu sorular. Basın İlan Kurumu yönetmeliği ve birçok yönetmelik gazetecileri ilgilendiriyor. Artık onları da cumhurbaşkanı çıkartacak. Anayasa değişikliği basını daha da geriye götürecek” dedi.
Avukat Turgut Kazan da, OHAL ve KHK’lerin belli bir hukuk çerçevesinde olması gerektiğini belirterek, “Şu anda çıkarılan KHK'ler keyfi özellikler taşıyor. Bir cümle yazıp arkasına bir sürü isim sıralayarak kanun hükmünde kararname çıkaramazsınız. Bunların yarısı meclise gelmedi” dedi.
Yapılmak istenilen değişikliklerden krallık, padişahlık rejiminin çıktığını ifade eden Kazan, “Bu kesinlikle başkanlık değil. Başkanlık, kuvvetler ayrılığının en keskin olduğu rejimdir. Türkiye Anayasasızlaştırılıyor. Bu bir felakettir. Bu frensiz yetkilerle kim olsa, sonu felakettir. Mutlak iktidar mutlak felakettir” diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et