13 Haziran 2012 10:28

Kadıköy'de güneş tutuklu öğrenciler için parladı

Kadıköy izlenimleriÜLKEMİZDE ADALET SADECE BİR BAKANLIK9 Haziran Cumartesi günü puşi takmak, parasız eğitim istemek ve Newroz’a katılmak gibi sebeplerden dolayı tutuklu bulunan öğrencilere özgürlük talebiyle biraraya geldik. Mitinge katılanlar arasında “Öğrencime Dokunma” ve “Eğitim Sen 6 No’lu &Uu

Kadıköy'de güneş tutuklu öğrenciler için parladı
Paylaş

Kadıköy izlenimleri

ÜLKEMİZDE ADALET SADECE BİR BAKANLIK

9 Haziran Cumartesi günü puşi takmak, parasız eğitim istemek ve Newroz’a katılmak gibi sebeplerden dolayı tutuklu bulunan öğrencilere özgürlük talebiyle biraraya geldik. Mitinge katılanlar arasında “Öğrencime Dokunma” ve “Eğitim Sen 6 No’lu Üniversiteler Şubesi” de vardı. Öğrenciler öğretmenleriyle birlikte eğitim hakkının gasp edilmesine karşı birlikte yürüdüler. Yürüyüş esnasında temsili parmaklık da taşındı.

Gençlik örgütlerinin de katıldığı coşkulu ve kalabalık bir yürüyüşün ardından mitingin yapılacağı alana girildi. Hukuksuzluğun kaynağı ÖYM ve TMY’nin kaldırılmasını isteyen gençler taleplerini Kürtçe ve Türkçe olarak belirtti. Adaletin sadece bir bakanlık adı olarak kaldığı bir dönemde bir araya geldiğimiz mitingde öğrencilerin serbest bırakılmasını istedik.

Tutuklu öğrencilerin ailelerinin yanında milletvekillerinin, sanatçıların ve aydınların da katıldığı miting Bandista’nın şarkılarıyla sona erdi


TALEPLER NEDENİYLE İÇERİ ALINIYORUZ

İki gün önce adliye önündeydik. 6 Kürt arkadaşımız tutuklandı, 2 “gizli tanık” eşliğinde. Gizli tanık da moda oldu. Bir şey olmayınca sokuyorlar dosya içine bir iki gizli tanık; oluyor bitiyor işte. Tutuklu öğrencilere özgürlük mitingine gidecektik oysa hep birlikte. Şimdi onlar için de mitinge gitmiş olduk. Geniş bir kesimin temsiliyeti vardı.  Tutuklu öğrenciler insiyatifi, HDK, ve çeşitli sosyalist yapılar gelmişti. Daha dün 6 arkadaşımız tutuklanmış; 90 tıp öğrencisi gözaltına alınmıştı. Katılım zayıftı ama konuşmalar iyiydi. Tutuklu öğrencilerin ailelerinin de orda olması ve çıkıp konuşmaları mitingin en anlamlı ve en güzel anıydı bence. Öncelikle çok güzel bir şekilde sahneye davet edildiler: Sultan anne ve Emine anne. Evet onlar bizim de annelerimizdi. Zaten konuşmalarında onlarda vurgulayıp durdular: “bizim çocuklarımızı aldılar ama dışarıda binlerce çocuğumuz var daha”. Onları yanımızda görmek çok mutlu etti bizi. “Ben artık Eren’in bir adım ilerisinde mücadele ediyorum” sözleriyle mitingi noktaladı aslında Sultan anne.  Ve iki annemizde aslında durumu atılan sloganlardan açılan pankartlardan daha iyi anlattılar. Çocuklarının içeri alınmasına sebep olan taleplerini bir kez de onlardan işittik. Evet biz taleplerimizden, mücadelemizden dolayı alınıyoruz, o halde gittiğimiz her mitingte, bulunduğumuz her alanda taleplerimizin en ön sıralarda yer alması lazım.


YA ÖZGÜRLÜK YA ÖZGÜRLÜK!

İmran Kurt-İstanbul

Bu aralar ülkenin en yoğun gündemlerinden biri de öğrencisiyle, siyasisiyle, avukatlıyla, gazetecisiyle, belediye başkanı ve milletvekilleriyle tutuklamalardı. AKP hükümeti bir baskı ve zorbalık ülkesi yaratmaya çalışırken bunun bir aracı olarak da sesi çıkan, muhalif, hükümet ve sistem karşıtı kesimlerin “sesini kısarım” umuduyla cezaevi yolunu göstermesi. Öyle bir araç ki bu Van gibi bir şehri belediye başkansız bırakabiliyor; tıp okuyan geleceğin doktorlarına bu ülkeye, bu halka hizmet edecek öğrencileri tıkıveriyor içeri. Gündem bu olunca ülke de bununla ilgili birçok da şey yapılmaya devam ediyor. Bu kapsamda da İstanbul’da ‘Tutuklu öğrencilere özgürlük’ mitingi gerçekleşti. HDK, TÖDİ ve siyasi kurumların birlikte gerçekleştirdiği bu miting aslında bir son değil bir başlangıçtı. Çünkü her sabah kalktığınızda siz, en yakın arkadaşınız, hocanız, gittiğiniz doktorunuzun tutuklu olduğunu öğrenebilirsiniz. Bu ülkede 7 bin siyasetçi, 700 üniversite ve 1500 lise öğrencisi tutuklu. “Terör örgütüne” üye olmaktan, poşu takmaktan, limon taşımaktan, kitap okumaktan.. Derler ya hani dünyada en fazla ‘terörist’ barındıran ülkeyiz diye. Hükümet bu tutuklular için ‘tecavüzden’, ‘cinayetten’ hapis yatıyorlar derken; bugün Van belediyesinin önünde sabahlayan binler ve Tutuklu öğrencilere özgürlük mitinginde  Kadıköy’de bir araya gelenler gösterdi aslında her şeyi.  Mitingde yapılan açıklamada, ‘Ya biz arkadaşlarımızı dışarı çıkaracağız. Ya da bütün bir halkı içeri alacaksınız.’ denildi. Aslında mesele özetlendi:‘ Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz’  Milletvekilleri, aydınlar, hocalar, anneler, öğrenciler o alandaydı. Hepsinin derdi birdi aslında ‘bu meseleye çözüm bulunsun’ diyorlardı. En etkileyen yanı ise Eren Yurt’un annesinin konuşmasıydı. “Oğlum iş, ekmek, özgürlük istediği için, parasız eğitim istediği için tutuklandı. Zannetmesinler ki onu tutuklayarak susturacaklar, ben şimdi onun bir adım önünde mücadele ediyorum” dedi Sultan Anne. Bir adım önündeyim diyerek de verdi cevabını hükümete. Eren’i aldılar ama annesi de artık bu mücadelede bizimle. Bizde öğrenciler olarak “ ya özgürlük ya özgürlük”demeye devam edeceğiz.


BİR KADIKÖY HİKAYESİ

Çınar Göktaş- YTÜ

Güneş en tepeye varmıştı. Bir arabanın üstünde konuşan bir kadın ve yanında birçok kişi... kadın elinde tuttuğu kağıttan bir şeyler diyordu: “Kürt” diyor,” puşi” diyor ,”özgürlük” diyor, “devrimci” diyor, “tutsaklar” diyor, “biz bunları hatırlıyoruz!” dedi. Onun sesine karışan küçük bir çocuğun sesi oldu. “Su… Su…”diye bağırıyordu. O bizim için gelmişti ve  biz ise onun için oradaydık. İkimiz, birbirimiz için aynı alanda buluşmuştuk. Üstelik kimseler çağırmadığı halde; biz aynı gökyüzünün çocukları olduğumuzu bilerek , aynı gökyüzünün altında buluşmuştuk güneşin eşlik etmesi ile…Sonra arabanın üstüne yaşlı iki kadın çıktı. beyaz saçları ile bize yukardan bakan iki çift göz vardı. Eline mikrofon almasına lüzum kalmadan ve içinde ki sesini alandaki tüm  kulaklara yayacağını, kalplerden geçerek, gözlere geleceğini bildiği için gür ve net bir sesle: “Ben sadece Deniz’in annesi değilim, ben o 700 tutuklunun annesiyim” demişti. O cümle herkesin gözlerini doldurmuş; daha büyük bir inançla  “tutsak yoldaşlarımız onurumuzdur” diye  hep bir ağızdan bağırılmıştı. Yanıma su satmak için gelen küçük çocuğun esmer teninde iki zeytin gibi duran o meraklı gözleriyle bana bakıp soru sorması  ile yüzümü ona döndüm, gülümsedim ve “efendim” der anlamında bir bakış attım. Bana “aslında matematiğim iyi; ama yine de anlamadım, 700 çok mu teyze?​” dedi. Cevap veremedim. Arkamda duran genç bir erkek arkadaşım: “çoktur tabi ama merak etme onlar bir alır biz bin doğarız” dedi. Biraz içim rahatladı ve daha çok umut etmeye başladım. Güneş coşmuştu artık ve  çok sıcak olmuştu. Belki de bize güneşli günlerin yakın olduğunu söylemek için gelmişti. Küçük çocuk ile konuşmaya dalarken ikimizin sesine eşlik eden bir ses yükselmişti arabanın üzerinden: ”oysa benim oğlum sadece hepimizin eşit olmasını istedi.”dedi o ses. Üniversite öğrencisi olan ve şimdi tutuklu olan Eren’in annesine aitti bu ses. Tüm mesele buydu. Biz gökyüzüne ve güneşe ait çocuklardık; ama birileri bizi birbirimizden ayırıp gökyüzümüzü yıkıp; güneşimize kelepçeler vurmak istiyordu. Biz inatla bağırıyorduk “ÖZGÜRLÜK!”diye. Biz dedikçe güneş coşuyor ve gökyüzü maviliklerini ortaya çıkarıp, bizi koruyordu.


KAÇ ÖĞRENCİYE DİSİPLİN SORUŞTURMASI AÇILDI?
AKP hükümetinin iktidarı boyunca, Türkiye'de disiplin soruşturması açılan öğrenci sayısı yıllara göre şöyle:
2000 yılında 2601, 2001 yılında 3525, 2002 yılında 3089, 2003 yılında 3019, 2004 yılında 3553, 2005 yılında 3625, 2006 yılında 4027, 2007 yılında 4194, 2008 yılında 4444, 2009 yılında 5308, 2010 yılında 6001, 2011 yılında 5871, 2012 yılında da 1612 idi.


İKİ BAKANLIĞA GÖRE DE TUTUKLU ÖĞRENCİ SAYISI FARKLI
CHP Milletvekili Veli Ağbaba, Milli Eğitim Bakanlığının yanıtındaki tutuklu öğrenci sayısı ile Adalet Bakanlığı'ndan aldıkları sayı arasında da ciddi fark bulunduğunu belirterek şöyle demişti:
"Adalet Bakanlığının 11.04.2012 tarihli soru önergemize verdiği cevapta tutuklu öğrenci sayısı 209 olarak verilirken MEB'in söz konusu cevabında bu sayı 107 olarak belirtilmiştir. Çelişkiler ve yanlışlar tutuklu veya disiplin soruşturması açılmış öğrencilerle ilgili AKP’nin gözünü kararttığının açıkça göstergesi olmuştur. TMK kapsamında tutuklanan öğrenci sayısının 22 olduğunu iddia eden Adalet Bakanı yanı başındaki Sincan Cezaevinde bile çok daha fazlasının olduğunu bilmiyor. 102 farklı suçlamayla açılan disiplin soruşturması da Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yanlışlarla, belirsizliklerle ve çelişkilerle doludur. Söz konusu 102 suç arasında,  güven sarsıcı harekette bulunmak ve niteliği bilinmeyen nesne bulundurmak gibi yoruma açık 'suç' tanımları bulunduğu gibi izinsiz dergi dağıtmak, Kürtçe ders talebinde bulunmak, YÖK'ü protesto etmek, türbanla olarak binalara ve derse girmek gibi pek çok 'suç' yer almaktadır.


2200 ÖĞRENCİ TUTUKLU BULUNUYOR

Çeşitli kaynaklar ise kaç tutuklu öğrenci olduğu hakkında çarpıcı örnekler ortaya koyuyor. AKP hükümetinin tutukladığı 700 üniversite öğrencisi ve 1500’ü aşkın lise öğrencisi bulunuyor.


BİR AYDA 130'A YAKIN ÖĞRENCİ GÖZALTINA ALINDI

AKP hükümetinin muhalif öğrencilere karşı gözaltı ve tutuklama terörü, Türk cumhuriyeti tarihinde görülmemiş bir düzeyde devam ediyor. Mayıs ayı içerisinde en az 127 öğrenci gözaltına alınırken, son üç ayda bu sayısı 340’ı geçti. Mayıs ayının ilk on gününde gözaltına alınan en az 88 öğrenci ile birlikte bir ay içinde bu sayı toplam 127’ye ulaştı. Gerçek sayının daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. Nisan ayında 116, Mart ayında ise 100’e yakın öğrenci gözaltına alınmıştı. Bu da öğrencilere yönelik baskının giderek tırmandığını gösteriyor. Gözaltına alınan öğrencilerin onlarcası da tutuklanarak, ağır cezalara konu oluyor. Sadece Nisan ayında 29 ayrı öğrenciye toplam 346 yıl hapis cezası verildi.


ÜNİVERSİTE YÖNETİMLERİ DE İŞ BAŞINDA

Polisin eksik kaldığı yerlerde ise boşluğu okul yönetimleri dolduruyor. Hatay’daki Mustafa Kemal Üniversitesi'nde (MKÜ) son bir dönemde toplam 200 öğrenci demokratik ve anayasal haklarını kullandıkları için üniversite yönetimi tarafından soruşturmaya tabi tutulurken, bunlardan 54’ü bir ve iki dönem okuldan uzaklaştırıldı, 9’u ise okuldan atıldı. Mersin Üniversitesi’nde de 3 Mayıs’ta ülkücülerin saldırısı sonucu yaralanan muhalif 100 öğrenciye emniyet ve okul yönetimi tarafından soruşturma açıldı.

 

 

 

 

 

 

ÖNCEKİ HABER

Nasıl deriz vatan haini diye?

SONRAKİ HABER

DDK: Özal’ın ölümü şüpheli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...