Hükümet yandaşı haberler yapmıyorsan suçlusun!

Görkem Kınacı / Eda Yıldırım

Tanıklık için ilk konuşmayı yapan Gazeteci Murat Çelikkan “Basın üzerinde her dönem baskı oldu. Ancak AKP Hükümeti dönemi basın üzerindeki baskıların yaşandığı en kötü dönemdir” dedi. Çelikkan, Hükümetin yeni yasalarla basın üzerindeki baskı ve cezaları arttırmaya çalıştığını belirtti. Hükümetin yandaşlığını yapmayan gazetecilerin ya işten atıldığını, ya ceza yediğini ya da tutuklandığını söyleyen Çelikkan, gazeteciler serbest bırakılmadıkça Türkiye’de asla bir demokratikleşmeden söz edilemeyeceğini kaydetti. Gazetecilerin iddianamesinin tutarsızlıklarla dolu olduğunu dile getiren Çelikkan, “Biz gazeteci olarak böyle tutarsızlıklarla dolu bir haber yapsak işten atılırız. Ama savcılar, bu tutarsızlıktan muaflar” diye konuştu.

İNSANİ ÖZGÜRLÜKLERE SALDIRI VAR

24 Aralık 2011’de tutuklanan DİHA Yazı İşleri Müdürü Fatma Koçak’ın tanıklığını kardeşi Rahmi Koçak yaptı. Fatma Koçak’ın yaptığı haberler sebebiyle tutuklandığını belirten Koçak, “Gazetecilere yönelik ciddi saldırılar var. Ama bundan ziyade insani özgürlüklere yönelik saldırılar vardır” dedi. Devrimci Karargah davasından yargılanan Devrimci Hareket Dergisi Yazarı Mehmet Yeşiltepe’nin tanıklığını ablası Faika Boztepe, Avukatı Erman Öztürk ve Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi yaptı. Yeşiltepe’nin ablası Faika Boztepe, kardeşi gözaltında olduğu sırada medyada hakkında birçok yalan haber yapıldığını söyledi. Devrimci Karargah davasının 23 Şubat 2010 tarihli duruşmasında kardeşinin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını ancak medya ve emniyetin asılsız haberlerle yarattığı olumsuz hava sebebiyle eski bir davasının mahkumiyete dönüştüğünü bu yüzden tutukluluk halinin devam ettiğini anlattı. Boztepe, “Görüldü ki, bu ülkede yapılan yalan haberler yüzünden insanlar kolayca tutuklanabiliyor” diye tepki gösterdi.

TARİH, TUTUKLU GAZETECİLERE TANIK

Yeşiltepe’nin Avukatı Erman Öztürk de, Yeşiltepe’nin uydurma delillerle tutuklandığını belirtti.  “Biz Yeşiltepe’nin ve içerdeki diğer gazetecilerin gazeteciliğine tanığız. Tarih de tanıktır” diyen Öztürk, herkesin basın ve ifade özgürlüğüne sahip çıkması gerektiğini söyledi.  TGS Başkanı Ercan İpekçi Yeşiltepe’nin Adalet Bakanlığına gönderdiği açık mektubunu paylaştı. Türkiye’de sadece gazetecilerin değil, aydın, yazar ve öğrencilerin de tutuklu bulunduğunu dile getiren İpekçi, “Medya kafasını kuma gömmüş ama biz içeride ve dışarıda bu kavgayı vermeye devam edeceğiz” dedi.

GERÇEKLER İKTİDARI RAHATSIZ ETTİ

24 Aralık 2011 tarihinde tutuklanan DİHA Muhabiri Nilgün Yıldız’ın tanıklığını çalışma arkadaşı Nagihan Akarsel yaptı. Yıldız’ın ve Koçak’ın yaptığı haberlerin iktidarı rahatsız etmesinden dolayı tutuklandığını vurgulayan Akarsel, “Çünkü onlar gerçeği yazdılar” dedi. Napolyon’un “3 gazete beni binlerce sancaktan daha da korkutur” sözlerine atıfta bulunan Akarsel, gerçeği yazmaya devam edeceklerini belirtti.

‘BU GAZETECİLERİN ONURLANDIRILMASI GEREKİR’

Odatv davasından tutuklu bulunan  Aydınlık Gazetesi Yazarı Yalçın Küçük’ün tanıklığını çalışma arkadaşı Halil Nebiler yaptı. Küçük’le beraber tutuklu bulunan 102 gazeteciye tanıklık yaptığını söyleyen Nebiler, “30 yıldır bu işi yapıyorum. Metin Göktepe’den Zeynep Kuray’a kadar herkesi tanıyorum. Bu kişilerin içeriye atmak yerine onurlandırılması gerekir” diye konuştu. Tutuklu gazetecilerin gerçeği yazmak amacıyla yola çıktığını söyleyen Nebiler, “Gazeteciyim diye yola çıkan ama gerçeği yazmayanlar var. Tasmalarından yeni kurtulanlar ya da yeni tasmalar takanlar var. Onlar bugün nerede” diye sordu. (İstanbul/EVRENSEL)