12 Şubat 2017 00:30

'Duruşmanın seyri artık değişmiştir'

10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukatı İlke Işık, yargılamanın sadece 36 IŞİD'li üzerinde süremeyeceğini söyledi.

Paylaş

Cem GURBETOĞLU
Ankara

10 Ekim Ankara Garı Katliamı’na ilişkin davada önceki gün verilen ara kararla, daha önce “İşleme konulmama kararı verilen” kamu görevlilerin ihmal veya kastı olabileceğine ilişkin iddialar bir kez daha incelenecek. Avukat İlke Işık, bunun kamu görevlilerin katliamda sorumluluğunun araştırılması için önemli bir karar olduğunu, 125 müştekinin ifadesine rağmen ilgili savcılığın tekrar “İşleme koymama” yönünde karar vermemesi gerektiğini söyledi. Işık, yargılamanın sadece 36 IŞİD’li üzerinde süremeyeceğini söyledi. 

Ankara’da 10 Ekim 2015 tarihinde Emek Barış Demokrasi Mitingi için Gar önünde toplananların arasında iki canlı bombanın kendini patlatması sonucu 101 kişi hayatını kaybetmiş, 400’e yakın kişi yaralanmıştı. Patlamanın ardından polisin yaralıların olduğu alana gaz bombasıyla müdahalesi, çevik kuvvet amirinin yaralılara yardım edenlere yönelik “süpürün” talimatı vermesi ilk günden beri tartışılmıştı. Ambulansların alana geç geldiği, polislerin ambulans geçişlerini engellediği iddiası da kayıtlar ve tanık anlatımlarına rağmen dönemin Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu tarafından yalanlanmıştı. Diğer yandan sabah saatlerinden itibaren mitinge gelenlerin Gar önünde toplanacağı bilinmesine rağmen toplanma yerinde herhangi bir güvenlik önlemi alınmadığı ortaya çıkmıştı. 

Üstelik bombacıları taşıyan araca gözcülük yapan araç aynı noktada iki kez trafik kontrolüne takıldığı, ancak bombalı aracın filmli camlarına rağmen aramaya takılmaması da şüphe yaratmıştı. 

İşte bu nedenle katliamın ilk gününden beri hem emniyet görevlileri, hem de Sağlık Bakanlığı yetkilileri hakkında ihmal veya olası kasıtları olabileceği gerekçesiyle çeşitli suç duyularında bulunulmuş, ancak ilgili savcılık tarafından “İşleme konulmama” kararı verilmişti. 

VALİLİK SORUŞTURMA İZNİ VERMEMİŞTİ

Ardından ortaya çıkan İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişlerinin ön inceleme raporunda ise olaya ilişkin onlarca istihbarat alındığı, mitinglerin birden çok canlı bombayla hedef alınabileceğine dair istihbaratın Valilik ve ilgili emniyet birimleriyle paylaşılmadığı ortaya çıkmıştı. Ayrıca bombacılardan Yunus Emre Alagöz’ün Türkiye’de olduğu ve muhtemel canlı bomba eylemi hazırlığında olduğuna dair patlamadan iki gün önce elde edilen istihbaratın ise Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından patlamadan sadece yarım saat önce şubelerle paylaşıldığı da raporda yer alan belgelerle açığa çıkmıştı. Raporda müfettişler bu duruma dikkat çekerek kimi emniyet amirleri hakkında soruşturma açılmasında kamu yararı olduğunu belirtmişlerdi. Ayrıca Müfettişler, Antep’ten Ankara’ya gelmelerine ilişkin bildirim eksikliği olup olmadığı konusunda ayrıca bir araştırma yapılmasını talep etmişti. Ancak tüm bunlara rağmen Ankara Valiliği soruşturma açılmasına izin vermemiş, savcılık da Valiliğin izin vermemesini gerekçe göstererek işleme koymama yönünde karar vermişti. 

İLK ADIM ATILMIŞ OLDU

İşte son duruşmada, bu ön inceleme raporunda yer alan tespitler müşteki avukatları tarafından mahkeme heyetine sunularak, Antep’ten başlayarak emniyet görevlilerinin sorumluluğunun olup olmadığı yönünde davanın genişletilmesini talep ettiler. Katliamdan yaralı kurtulanlar ve olay yerinde olanların mahkemedeki ifadelerinin tamamında Gar önüne gelene kadar, önceki mitinglerin aksine alana rahatlıkla girdiklerini anlattıklarına dikkat çekerek, bu konuda ihmal veya kastı olabilecek görevlilerin tespit edilmesini istediler. 

Konuşan 125 müştekinin tamamının polisin gazlı saldırısı nedeniyle yaralılara yardım edilemediğine, oluşan kaos nedeniyle ambulansların alana girişinin engellendiğini, kimi yaralıların müdahaleden sonra hayatını kaybettiğini, ambulansların olaydan çok uzun bir süre sonra yardıma geldiğini anlattıklarını hatırlatan avukatlar, bu durumdan sorumluluğu olanların yargılanması gerektiğini belirttiler. 

İLK ADIM

Savcı da aynı yönde görüş belirterek, memur suçlarıyla ilgili savcılığa müşteki ifadeleri ve basına yansıyan ön inceleme raporu tespitlerinin, görüntü kayıtlarıyla birlikte iletilmesini istedi. Mahkeme heyeti de, müşteki ifadelerini yeni delil kabul ederek ilgili savcılığa gönderilmesi yönünde karar verdi. Böylece kamu görevlilerinin katliamın gerçekleşmesi ve sonuçlarının ağırlaşması konusunda sorumluluğunun araştırılması için ilk adım atılmış oldu.

ARTIK SADECE 36 IŞİD’Lİ ÜZERİNDEN YÜRÜNEMEZ

AVUKAT İLKE IŞIK: Beş gün boyunca müştekiler dinlendi. 125 müşteki ifade verdi. İfadelerin ortak yanı, çok somut noktalara işaret ediyordu. Mitingden önce önlemlerin az oluşu, polisin gaz kullanımı ve ardından yaşananlar nedeniyle hastaneye gidemeyenler, müdahale edilemeyenler, ambulansların alana ulaşmasının engellenmesi, sağlık hizmetinin koordine edinilememesine ilişkin somut beyanlardı bunlar. Şimdi ihmali bulunan, sebebiyet veren görevlilerin araştırılması yönünde karar verildi. İlgili savcılığa gönderilecek bu evraklar. 16 ay sonra ilk kez bu yönde bir karar alabilmiş olduk ama bu bir giriş. Daha önce müfettiş raporlarıyla ilgili çok somut suç duyurularında bulunduğumuzda savcılık işleme koymama kararı vermişti çok kısa süre içerisinde. Şimdi bunu yapmayacaklarını umuyoruz. Çok somut beyan ve deliller var. O dosyayı da takip edeceğiz. Bu 5 günden sonra duruşmanın seyri değişmiştir. Artık 36 IŞİD’li üzerinden sürmemesi gerekir kovuşturmanın. Sadece Ankara emniyetinden sorumlularla sınırlı değil, çok büyük ve geniş bir sorumluluk ağı var kamu görevlileri açısından. Tamamının açığa çıkması için çabamız devam edecek. 

ÖNCEKİ HABER

KESK Aydın Şubeler Platformu ihraçları protesto etti

SONRAKİ HABER

‘Hayır’ diyen Türk Büro-Sen Genel Başkanı'na silahlı saldırı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...