Ekranlar ‘hayır’ diyenlere kapanacak

Referanduma giderken televizyonlara da KHK ayarı geldi. Bundan sonra YSK, eşitlik ilkesine aykırı yayın yapan özel radyo ve TV’lere ceza veremeyecek. Karara hem muhalefet partileri, hem de basın meslek örgütleri tepkili: Artık, muhalefete 1 dakika bile söz süresi vermeyecekler, vatandaşlara tek taraflı yayın dayatılıyor.

OHAL kapsamında çıkarılan 687 sayılı Kanun Hükmünde Kararname Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. KHK ile 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 149/A maddesi yürürlükten kaldırıldı. Siyasi partilerin anayasa değişikliği referandumu için hazırlandığı dönemde çıkarılan KHK bu nedenle dikkat çekti . KHK ile getirilen yeni düzenlemeye göre, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) eşitlik ilkesini de içeren esaslara aykırı olarak yayın yapması halinde özel TV ve radyolara verilmesi öngörülen yayın durdurma ve para cezaları veremeyecek. 1 Kasım seçim sürecinde cezaların büyük bölümü muhalefete yer vermeyen kanallara verilmişti.

Seçim döneminde TV kanalları YSK'nin denetiminden çıkarıldı

‘YANDAŞ MEDYA DENETİM DIŞINA ÇIKARILDI’

Referandum arifesinde yapılan düzenleme hem muhalefet partilerinin hem de basın örgütlerinin tepkisini çekti. Gece yarısı yapılan düzenlemeyle radyo ve TV’lerin “siyasi partilere eşit sürede söz hakkı” vermesi ilkesinin ortadan kaldırıldığını söyleyen CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, “Son çıkarılan KHK ile yandaş medya denetim dışına çıkarıldı. Artık, muhalefete 1 dakika bile söz süresi vermeyecekler. Çünkü; eşitlik ilkesi de yok edildi” dedi. Kaldırılan maddeyle TV ve radyoların YSK denetimi olmadan; istedikleri gibi, istedikleri süre seçim yayını yapmasının önünün açıldığını belirten Yarkadaş, “Bunun açıklaması ise şudur: Referanduma giden Türkiye’de muhalefete yayın yoluyla baskının giderek artacağı ve her türlü hakaret-iftiranın rahatlıkla yapılabileceğidir. Bu maddenin kaldırılması AKP’nin referandum kampanyasının boyutunu da ortaya çıkarıyor. Sınırsız ve istedikleri gibi bir yayın ve YSK denetimi yok. Yandaş medya artık muhalefete tek bir dakika bile söz hakkı vermemekte serbest bırakıldı. Medyanın yüzde 85’lik kısmını elinde tutan AKP hükümetinin gözü doymamış olacak ki böyle bir karar almıştır” dedi.

'FIRSAT EŞİTLİĞİNE İMKAN TANIMIYORLAR'

Düzenlemeye bir tepki de HDP'den geldi. Daha önce RTÜK üyeliği yapan HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Yıldırım, "Asla fırsat eşitliğine imkan tanımıyorlar. RTÜK, seçim dönemlerinde seçim takvimi başladıktan sonra YSK ile  ortak çalışma yürütülür. Ancak son KHK'de hiç utanmadan, sıkılmadan şöyle bir kavram kullanılmış: "Fırsat eşitliğine aykırı yayın yapan yayıncı kuruluşlara dönük müeyyide uygulanması yetkisi YSK'dan alınıyor. Üyelerini belirledikleri YSK'ya dahi güven güvenmiyorlar. Bir yargı kurumundan fırsat eşitsizliğine ceza verme ehliyetini alıp siyaset kurumuna veriyorsunuz. Bu kabul edilemez" dedi.

9 Şubat 2017'de yayınlanan 687 sayılı KHK'nin tam metni

‘VATANDAŞLARA TEK TARAFLI YAYIN DAYATILIYOR’

Çıkarılan KHK’ye ilişkin Evrensel’e konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş da kararla vatandaşa tek taraflı yayın dayatıldığını söyledi. Durmuş, “Gazetecilik hak ve sorumlulukları bildirgesinde “Herkes, bilgi edinme ve haber alma, özgür düşünce, ifade ve serbest eleştiri hakkına sahiptir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanılmasının başlıca yolu olan basın ve yayın özgürlüğü temel insan haklarındandır. Bu hakların demokratik hukuk devletinde anayasal güvence altında olması esastır” denilmektedir. KHK ile yapılan bu değişiklik siyasi partilere eşit durmayan televizyon kanalları yaratacağı gibi aynı zamanda halkın haber alma hakkını da ortadan kaldıracaktır. KHK’ler ile 170 medya kuruluşu kapatılmış bir ülkenin vatandaşlarına tam da sandık başına gideceğimiz bir dönemde tek taraflı bir yayın dayatılmaktadır” dedi. İktidar, basın ve ifade özgürlüğünü baskılamaya devam ettiği sürece Türkiye’nin demokrasiden de hızla uzaklaştığının altını çizen Durmuş gazetecilere de şöyle seslendi: “Her ne kadar siyasi iktidar bunun yasal düzenlemesini yapmış olsa da bizler basın meslek ilkelerine uygun habercilik yapmaya devam edelim. Bizler mesleğimizi en iyi şekilde yaptığımız zaman ülkemizdeki demokrasiyi de geliştirmiş oluruz”.

‘MEDYADAKİ DERİN EŞİTSİZLİK ALKIŞLANDI’

Düzenlemenin Türkiye’de seçimlerde ve medyada temsil açısından bu zamana kadar ortaya çıkmış derin eşitsizliklerin alkışlanması anlamına geldiğini söyleyen Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ise şu değerlendirmeleri yaptı: KHK’lerle hukuk devleti olmaktan çıktığımız için bu tür adaletsiz ve kayırmacı düzenlemeler kimseyi şaşırtmıyor. Neden, bir iktidar seçim döneminde dengeli yayıncılık ilkesini kaldırsın ki? Çünkü Türkiye’de en çok izlenen 10 televizyon kanalından 7’sinin sahibinin iktidarla mali çıkar ve ideolojik olarak yakın bağı var. Düzenleme, seçimlerde ve medyada temsil açısından bu zamana kadar ortaya çıkmış derin eşitsizliklerin alkışlanmasıdır. Geçmişteki sorumlu yayıncılığa dair nutukların da sahteliğini gösterir.” (MEDYA SERVİSİ)