6 Şubat 2017 20:56

Avam Kamarası Başkanı: Trump Parlamento'da konuşamaz

İngiltere Başbakanı Theresa May, Washington'a geçen ay gerçekleştirdiği resmi ziyaretin ardından Başkan Trump'ı ülkeye davet etmişti.

Davetin geri çekilmesi için internet üzerinden açılan imza kampanyasını 1.8 milyon kişi imzaladı. Milletvekilleri 20 Şubat'ta kampanyayı görüşecek.

BBC Türkçe’nin haberine göre, Trump'ın konuşma yapmasının tüzüğe uygun olup olmadığına ilişkin bir soruya yanıt veren Bercow, Avam ve Lordlar Kamarası'nda konuşma yapmanın "otomatik olarak verilen bir hak" değil "kazanılmış bir onur" olduğunu söyledi.

'GÖÇMEN YASASINDAN ÖNCE KARŞIYDIM, ŞİMDİ DAHA ÇOK KARŞIYIM'

ABD Başkanı'nın göçmenlere ve 7 ülkenin vatandaşlarına yönelik vize yasağı hakkında John Bercow şöyle konuştu:

"Göçmen yasağının dayatılmasından önce, Başkan Trump'ın Westminister Sarayı'nda (Parlamento Binası) konuşma yapmasına şiddetle karşıydım.

"Göçmen yasağınının dayatılmasından sonra Başkan Trump'ın Westminister Sarayı'nda konuşma yapmasına daha da karşıyım."

"Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerimize değer veriyoruz" diyen John Bercow sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer resmi bir ziyaret söz konusu ise bu Avam Kamarası Başkanı'nın yetkisinin dışındadır.

"Ancak burası (Parlamento) söz konusu olduğunda, ırkçılık ve cinsiyetçiliğe karşı çıkmamız ve hukun önünde eşitlik ile bağımsız bir yargıyı desteklememiz Avam Kamarası için son derece önemli kaygılardır."

Bercow'un açıklaması ziyaretin ertelenmesi çağrısı yapan İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn ve Trump'ın ziyaretinin "istenmediğini" söyleyen Liberal Demokrat Partisi lideri Tim Farron tarafından desteklendi.

Ancak aşırı sağcı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi'nin (UKIP) eski lideri Nigel Farage Başkan'ın "tarafsız olması gerektiğini" savundu.

Başbakan Theresa May, eleştirilere ve protesto gösterilerine rağmen Trump'a yönelik davetini geri çekmeyeceğini açıklamıştı. (DIŞ HABERLER)
 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et