17 Şubat 2011 20:06

Tek kusur o kalsın!

Anlatayım mı bilmiyorum? Komşular “sen yaz, olacakları göğüsleriz” dediler, ama yine de tedirginim. Olur ya, gazeteyi okuyan bir operatör şirket, işgüzarlık etmeye kalkarsa? Koca profesör komşum, az ilerimizdeki okulun önüne diktiklerini kaldırtmak için az mı uğraştı. Bizim sokağın okulu da yok.  Onun için baş

Tek  kusur o kalsın!
Paylaş
Ayla Belek

Anlatayım mı bilmiyorum? Komşular “sen yaz, olacakları göğüsleriz” dediler, ama yine de tedirginim. Olur ya, gazeteyi okuyan bir operatör şirket, işgüzarlık etmeye kalkarsa? Koca profesör komşum, az ilerimizdeki okulun önüne diktiklerini kaldırtmak için az mı uğraştı. Bizim sokağın okulu da yok.  
Onun için baştan söylüyorum, sakın şikayet ettiğimizi sanmayın. Tam tersi bu durum, bizim sokak halkının kaynaşmasını sağladı. Kimsenin gizlisi saklısı yok. Hepimiz birbirimizin derdinden anında haberdar oluyoruz. Sevinçlerimizi ortaklaştırıyoruz. İşini bitiren camını hemen kapatmıyor. Diğerinin konuşmasının bitmesini bekliyor. Sonra gelsin karşıdan karşıya ya da yan apartmandan öbür yana sohbet. Biraz bağırmak gerekiyor ama razıyız.
Her halde anlamışsınızdır. Bizim evlerimizde, cep telefonları çekmiyor. Örneğin ben, evin birkaç noktasından rahat konuşabiliyorum. O noktalardan azıcık kaydım mı hat kesiliveriyor. Eğer dışarıda işim varsa, tüm telefonlarımı edip eve giriyorum. Evden konuşmam ancak yarı belime kadar pencereden sarkarak mümkün olabiliyor. Evin içinde şekilden şekle girene kadar pencereyi açıp rahat rahat sohbet etmek kolayıma geliyor.
Tüm komşular da benim gibi. Yalnız havalar soğuksa biraz üşüyoruz. Hepimizin pencere önünde hırkası var. Hemen sarınıverdik mi tamam! İstediğin kadar konuş. Esas sohbet telefondan sonra koyulaşıyor. Yoldan geçen, yan komşu, karşı komşu, konuya dahil oluveriyor. Hiç bilmediğim yemek tariflerinden birini bu sohbetlerde aldım. Arkadaşıma, yaptığı diyetin onu hasta edeceğini söylediğim bir konuşmadan sonra yoldan geçen, tanımadığım bir kadıncağıza, mecbur kalıp diyetin reçetesini verdim. Kadın, arkadaşımın çok kilo verdiğini duymuş, konuşmam bitsin diye beni beklemiş. Aman yapmayın, etmeyin dememe aldırmadı. İlle de ne diyetiymiş öğrenecek. O sırada yan apartman komşum da konuşmamıza katıldı. Yan komşu, karşı komşu derken sohbet ağı büyüdü de büyüdü... Korkarım, bizim sokağın hatunları, bu zor diyeti uygulayıp, tığ gibi olacaklar, bir ben XL kalacağım. Olsun, baz istasyonuyla kanser olacağıma kilolarımla mutlu yaşarım razıyım.
Geçen gün de evde işlere dalmışım, arkadaşlardan biri aradı; “Duydun mu, bin Ali kaçmış” dedi. Ben de daha iyi duyurabilmek için camdan biraz daha sarkarak, “Yaşasın Tunus halkı, işte halk bir kez uyanmaya görsün, gerisi gelir” dedim. Galiba yumruğumu da kaldırıp indirmişim, sonradan komşular söyledi. Bu, hayatımın en güzel telefon konuşmasıydı. Çünkü camı kapatmadan önce bizim sokakta “Yaşasın Tunus” sesleri yankılanıyordu. Yoldan geçenlerden de pencere önündekilere eşlik edenler vardı. Yalnız tek kusurumuz, henüz hep bir ağızdan söyleyemiyoruz.
Telefon şirketleri bu yazıyı okuyup da bizim sokağa baz istasyonu kurmaya kalkarlarsa onu da becereceğimize eminim!

ÖNCEKİ HABER

Pornografi ve erkek kardeşi cinsel şiddet

SONRAKİ HABER

Kendimiz için bir adım...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...