Dostları arttıran bir mecra: Ekmek ve Gül
İstanbul Kartal'da yaşayan Zahide Kiper, Ekmek ve Gül'ü anlattı.
Zahide KİPER
Yalnızlık hissinin verdiği hüznü çoğumuz biliriz. Hani böyle bütün dünya yok olup gitmiş de, bir sen kalmışsın gibi olanından. Bu hissin geldiği yeri biliyorum, bizimki gibi ülkelerde yaşayanlar, özellikle de kadınlar bu hissin geldiği yeri bilirler. Geleceği ellerinden alınmak istenen, farkındalık sahibi kadınlardır onlar. Yürüdüğümüz yolların nereye varacağını anlayabilmek en fazla bizlerin işi olsa gerek...
Sanırım en zor zamanlar, en çok çare aranan zamanlar oluyor. Bu dönemler ülkemiz için en zor zamanlardan biri. Bu sıralar bu dergi ile tanışmama vesile olan bir arkadaşım ile zihnimin ve duygularımın açıldığını, hareketlendiğine şahitlik ediyorum. İnsan şifa verendir. İçerisinde güzellikleri büyütmüşse, dostluğun bilgesidir diye düşünürüm. Arkadaşlıkların dostluklara evrilmesi zamanla olur fakat bazen öyle insanlarla karşılaşırsınız ki sanki yıllardır onları tanırsınız...
İyi dostlar biriktirirseniz gerçek bir insan ve gerçek bir kadın olmanın ayrıcalığına erişirsiniz. Aksi halde bu ataerkil düzen, eril zihniyetin peşine takar ve tuzaklar barındırır.
O yüzden Ekmek ve Gül’ün varlığı önemlidir. Ekmek ve Gül ile tanışmam yeni sayılır, belki yıllar evvel de bir kez karşılaşmış olabilirim. Ama onu saymıyorum. Bu ismi kapatılan Hayat TV ekranlarından duyduğumda çok hoşuma gitmişti.
Yalnızlığın bizi buluşturduğu mecralardan biri Ekmek ve Gül... Ne kadar da kadın, ne kadar da umut ve ne kadar da güzellik kokuyor. Sıcacık anlatımlar, hüznüne, gözyaşına rağmen “bana benzer birileri daha var” dedirten yazılar barındırır. Dostları arttırır.
Her farkındalık ya da gelişen dostluk seslerin gür çıkmasına neden olur, oradan da fırtınalar ve afetler patlar zulmedenlerin üzerine üzerine .... Sevgi ve dostlukla en önemlisi de dayanışma ile zulüm koşarak kaçar yeryüzünden...
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
