11 Haziran 2012 09:29

Görmez’in gördüğü kadınlar ve gör(e)mediği çocuklar

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez günün aktüel konusu kürtajla ilgili bir açıklama yaptı. Günümüzde milletvekilleri ve bakanların da içinde bulunduğu önemli bir kesimin Diyanet İşleri Başkanından önce çeşitli tarikat ve cemaat şeyhlerini dinlemeyi tercih ediyor oluşu, hayatın pratiği içerisinde mil

Görmez’in gördüğü kadınlar ve gör(e)mediği çocuklar
Paylaş
Ersan Çarkı

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez günün aktüel konusu kürtajla ilgili bir açıklama yaptı. Günümüzde milletvekilleri ve bakanların da içinde bulunduğu önemli bir kesimin Diyanet İşleri Başkanından önce çeşitli tarikat ve cemaat şeyhlerini dinlemeyi tercih ediyor oluşu, hayatın pratiği içerisinde milyonlarca insanın “Diyanet ne diyor bir bakayım” diye bir derdinin olmadığını bildiğimizden,  Alevilerin de diyanetin açıklamasına kulak asmayacağını kabul edersek başkanın işi zor gibi.
Ama tartışmamız bu olmayacak.
Konunun bizi ilgilendiren tarafı patron sınıfının çocuk bakma, doğum, doğum kontrolü vs sorunları olmadığından, olsa bile her türlü yasa ve yasağı paranın gücüyle delebilme olanak “ve yeteneğine” sahip olduklarından gerçekte tartışılan konu, işçi, emekçi ve yoksul halkın çocuklarıdır. Üremesidir.
Eski bir Sümerbank işçisi ve ileri demokrasi icadı 4-C’li olarak öğrendiğim kadarıyla, dünyada bir avuç patronun düzeni olan bu kapitalist emperyalist sistem, ucuz emek gücü için yedek açlar ordusuna ihtiyaç duyar.
Diyanet işleri başkanının açıklamasını bu çerçevede ele aldığımızda düzene yani kapitalist emperyalist sisteme bir katkı olarak değerlendirebiliriz.
 İşte inanç soslu AKP’nin kapitalizmi de kürtaj ve sezaryen yanıyla gece yarısı yola düşüverdi. Üstelik bu kameraya yakalanabileni.
7 Haziranda gazeteler bir çocuk annenin yeni doğmuş çocuğunu sokak ortasında eteğinin altından düşürdükten sonra, ailesiyle birlikte hiçbir şey olmamış gibi yollarına gittiklerini yazdı. Ve büyük ihtimal bu emekçi aile AKP ye oy vermiş, fakir fukara, garip gureba propaganda bombardımanı kurbanıydı.
Ve inançlı nesillere inanmıştı.
O çocuğun, çocuğunu düşürdüğü o yoldan, o gün binlerce çocuk aç, yoksul ve yoksun geçmişti.
Orada çocukların oynayabileceği yeterli alan hiç olmadı,
Orada çocuklar hiçbir zaman 20-30 kişilik sınıflarda okuyamadı, öğretmenleri hep eksikti, “ücretli” öğretmen kadrolu öğretmen kadardı her zaman.
Orada çocuklar her sokaktan “Burada top oynamayın” diye kovulurdu.
Evet, o Bağcılar’da da işçiler gündelikçi olarak da çalıştırılıyor bu gün.
Artık sigorta “maliyetleri” de yok patronlara.
Orada HEY TEKSTİL işçileri 3 aylık maaşlarını ve 10 ila 20 yıllık kıdem tazminatlarını alabilmek için 4 ayı geçkin süredir çocuklarının ekmeği, sütü, ayakkabısı ve çorabı için süründürülürken devlet ve hükümet adına bu güne kadar sadece polisi gördüler.
Alın teri göz nuru emeklerinin karşılığını alabilmek için mahkemeye gittiklerinde “Mahkemeye para yatırmak “ zorunda olduklarını öğrendiler.
O yolların ve kaldırımların pisliğini 700 ila 1000 lira maaş alan TAŞERON emekçiler temizliyor her saat.
Ve bu emekçilerin çocukları var,
 Ve ezici çoğunluğu kirada sürünüyor.
Ve Siz bu emekçiler her adım attığında vergi alıyorsunuz.
 Para üstü gibi.
Üstelik hastanelerinize selam verdiklerinde en az 4 ya da 5 ekmeklerinin parasını alıyorsunuz o çocukların.
O sokaklarda yaşayıp denizi görmemiş çocuklar var.
Ama gökdelenlerinizi görebiliyorlar aç mideleri ve yalınayaklarıyla.
Annelerinin çalışabilmesi için hiçbir yere kreş yaptırmadınız,
Haşa kreş sizin için maliyeti yükselten bir unsurdur.
Çorap, tekstil vb. atölyelerde çocuklar 12-16 saat çalıştırılıyor midelerine “ekmek” girmesi için,
Bir de bayramda şeker tadabilmek için.
O çocukların anne ve babalarının yarısından fazlası kayıtsız çalıştırılıyor, kayıt dışı ekonominizde.
Sizde bal gibi biliyorsunuz “kayıtlı” çalıştırılanların çoğunluğu da asgari ücretten sigortalı gösteriliyor, ölmez de emekli olursa “aç emekli” olsun diye.  
Bütün patronların yanı sıra dindar nesil patronlar da işyerlerinde çalışan kadınlara hamile kalmayı yasaklıyor, bu çelişkide size dert olur mu bilmem.
Bu anne ve babalar gibi çocuklarının da sizin düzeninizde, yarı aç yaşayarak ölene kadar “gün yüzü görmeme” özgürlüğünden başka verdiğiniz hiçbir şey olmadı olamayacak da.
Hükümetiniz Çin’den sonra en hızlı büyüyen ekonomi oluşuyla övünüyor, uluslararası sermayeye çağrı yaparken iş gücünün genç ve ucuz oluşu gerçeğini haklı olarak öne çıkarıyor.
Kapitalizmin gerçeği bu. Vahşetini, insanlığa düşman yüzünü her hareketinde, bütün yalan makinelerine rağmen açığa vuruyor.
Şimdi Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet GÖRMEZ’e sormak isteriz; hangi ilahi dinin mensubu, hangi ahlaki sistemin savunucusu çok azını yazdığımız, yukarıdaki gerçekleri görmezden gelebilir. Hangi toplumsal temsiliyet bu vahşetin karşısına çıkmadan uzun süre insanlık indinde meşruiyetini sürdürebilir.  
Doğmuş çocukları kaldırımlardan toplayan, köprü altları, merdiven altları çocuklarla dolu, yüz kızartan ceza evleri, mahkeme kararları suratımıza vururken doğacak çocukları yarışa sokmak bu rezilliğe biat etme, sahip çıkma değil midir?
Şimdi Bağcılarda kaldırımda gördüğümüz çocuk anne ve onun 4 günlük yavrusu ve bu çocuk annenin anne ve babasını bir zifiri karanlıkta aç ve yoksul ve de yoksun yaşatan, buna mahkum eden para babalarının kapitalist- emperyalist düzeninden bağımsız düşünülebilir mi?     

*Emekli İşçi

ÖNCEKİ HABER

Ruhi Su Londra’daydı

SONRAKİ HABER

Isparta gülünü koklamadan ölmeyin!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...