03 Şubat 2017 00:42

Desa Deri işçileri: Patronlar gücünü hükümetten alıyor

Evrensel'i ziyaret ederek yaşadıklarını sorunları anlatan Desa Deri işçileri, patronların bu pervasızca gücü hükümetten aldığını söyledi.

Paylaş

Vedat YALVAÇ
İstanbul

Patronların insafı yok. Ne kadar fedakarlık yapsan, işini iyi ve hızlı yapmaya çalışsan da hak istedin mi kapı önüne koyarlar. Desa deri de bu kuralın işlediği fabrikalardan biri. Yıllar önce Emine Arslan’ın sendikalaşma nedeniyle işten atılmasının ardından başlattığı direnişi sessizlikle karşılayan işçiler, şimdi hak istedikleri için kapının önüne kondular. Üstelik tazminatlarının ne olacağı da belirsiz. Evrensel'i ziyaret ederek yaşadıklarını anlatan işçiler patronların bu gücü hükümetten aldığını belirterek bu durumdan kurtulmanın tek yolunun işçinin birliği olduğunu söyledi.

İlk sözü Serhat Tezer alıyor. Üzerine basarak AKP üyesi olduğunu söylüyor. “Tezer, şöyle devam ediyor: “Bir mahkeme 2 sene sürer mi? Türkiye’de işçi çok vahim bir durumda. Patronlar bir pinpon topu gibi işçiyle oynuyor. Ak Parti biz işçilere destek verseydi buraya gelmezdim zaten. Ama Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız 15 Temmuz’da dışarı çıkın dediğinde 10 dakika içinde dışarı çıktım. Ak Parti’nin patronlara bu gücü tanıdığını düşünüyorum” diyor. Tezer, sorunun kaynağını hükümette görse de referanduma ilişkin soruya şöyle karşılık veriyor: “Ak Parti binasına da gideceğiz artık. Kısır bir döngü içerisindeyiz bu doğru.” “Patronu hükümet, hükümeti de sen güçlendiriyorsun. Peki bu durum da patronu asıl güçlendiren sen olmuyor musun?​” sorusuna ise, şu yanıtı veriyor: “Tabii ki tabii ki... Ne bileyim insanlar da bir çelişki var yani. Ak Parti’liyiz diyoruz. Ak Parti’ye oy veriyoruz. Bu durum da patrona destek vermiş oluyoruz bu da doğru. Çünkü hükümet çok fazla patronlardan yana. Ama her şeye rağmen işçi bekliyor ki devlet de bir şeyler yapsın. Bize de biraz haklar sunsun.” 

HANGİ HÜKÜMET İŞÇİDEN YANA OLDU Kİ?

“Hangi hükümetler işçiden yana oldu? Mitinglerinde işçileri destekler gibi vaatlerde bulunuyorlar ama sonuçta kim gelse hep işçi mağdur” diyerek konuşmaya dahil olan Ferdi Durçe de AKP’li. “İşçilerin yüz de 80’i de zaten haklarını bilmiyor. Partiler zenginler kulübü gibi. Kaç tane işçi var bu partiler içinde? Hepsi zaten patron. Savunacak var mı?​” diyor. “Bu konuda ben de kendi öz eleştirimi vereyim” diyerek söze başlayan CHP’li işçi Yıldırım Talay da şöyle devam ediyor: “Benim bulunduğum parti de diğer ilçelerdeki temsilcilerinin hiçbiri işçi değil. Tek işçisi benim. Olayın içerisinde olduğum için mücadele ediyorum zaten. Düşünsenize emek komisyonunu bir patron savunuyor. Ne kadar mücadele eder işçi için.” “Sorunun cevabı bence burada” diyerek söze dahil olan Ferdi Durçe de, “Patron yeri bazen yüzde 4, bazen ise hiç zam yapmadı. Biz işçilerde de hata var. Birlik olup hakkımızı aramıyoruz” diyor.

SENDİKA GÜVENCE AMA...

İşçiler sendikayı güvence olarak görüyor ama büyük bir korku da var. “Tazminatsız işten atmaların artması üzerine ben de kendimi güvence altına almak için sendikalı oldum birkaç ay önce sendikaya üye oldum” diyen Serhat Tezer şöyle devam ediyor: “İşçiler sendikaya neden üye olamıyor biliyor musun? Sendikaya girdikten sonra duyulduğu anda kapının önüne koyuluyorsun. Daha önce Desa’da 3-4 sefer sendikalaşma girişimi oldu. Ama sendikalaşanların hepsi 5-6 kişi olamadan işten atıldı. Sonra Cumhurbaşkanı çıkmış ‘Birden fazla sendikaya üye olabilirsin’ diyor. Ya kardeşim sendikaya üye olabilirsin de patron senin sendikalı olduğunu duyduğu anda kapının önüne koymaz mı? Emine Aslan günlerce direndi. Sendikadan dolayı bir sürü arkadaşımız işten atıldı. Biz de çıkıp destek veremez miydik? Destek versen anında kapının önüne koyulursun. Tabii destek vermedik ne oldu? Şimdi yine çıkarıldık. Bir 10 yıl daha çalışmış olduk yalnızca.” 13 yıllık İşçi Hüseyin Erol da “Fabrika küçülecek, patron inşaat işine girecek” söylentileri üzerine 3-4 ay önce sendikaya üye olmuş. “Gece gündüz çalış bir anda tuzla buz olsun bu kadar fedakarlık” sözleriyle sitem eden Erol, “İşimizden olmamak için hep uzak durduk sendikadan” diyor. 12 yıllık İşçi Ümit Tekin de sendikalaşma sürecini şu şekilde anlatıyor: “Bu yaz çocuğumu Tekirdağ’da üniversiteye yazdırmam gerekiyordu. İzin istesem vermeyecekler. Ben de izin almadan gittim. Çünkü çocuğu yazdıracak başka kimse yok. Bunun üzerine diğer gün işe geldiğimde hakkımda tutanak tutuldu ve savunmam istendi. İki tutanak yiyen işten atılıyor. Ben de bunun üzerine kendimi güvene almak için gidip DERİTEKS’e üye oldum” Sendikalı oldukları için işten atıldığını söyleyen İbrahim İbiş de “Üye olduğumuz öğrenilince bizi işten çıkardılar” diye konuştu.

BU KISIR DÖNGÜDEN ÇIKMANIN YOLU BİRLİK

Bu kısır döngüden çıkmanın yolunun birlik olmaktan geçtiğini vurgulayan Yıldırım Talay şöyle devam ediyor: “İşçinin haklarını alabilmesi için örgütlenip sendikalı olması gerekir. Birlik olsa patron yapamaz bugün yaptıklarını. Biz 700 kişiyiz. Yüzde 50’nin altında olsak bile pek çok hakkımız birlik olarak alabiliriz. Ama bize sendikalar PKK’lı, terörist olarak anlatılıyor. Ne alakası var. Üstelik bir çok sendikanın başındakiler MHP’li ve AKP’li. O yüzden tüm bu ayrımları ortadan kaldırarak birlik olmamız gerekir.”

İŞİNİ YAPARSAN İYİSİN AMA EN UFAK HATADA...

15 yıllık İşçi Serhat Tezer, “Buradaki herkes sabahlara karşı çalıştı. Öğlenden kalma kokmuş makarna yiyerek fazla mesaiye kaldığımız günler oldu. Yaptığımız ürünleri yapıştırmak için sıktığımız bir sprey kimyasal olduğu için çok fazla zarar veriyor. Hatta denetimler olduğu zamanlarda bu ilaçları kaldırıyorlar. Tuvaletler desen hijyen sıfır zaten. Böyle bir ortamda çalışıyoruz yani. Desa’da işini yaparsan iyisin. En ufak hatanda kimseyi tanımıyorlar. Maaş günü her ayın 5’i. Ancak her ay 15-16’sı gibi veriliyor. ‘Maaşım ne zaman yatacak’ diye soran arkadaşlarımızdan 4’ü kapının önüne koyuldu” dedi.  

126 GÜN BİRİKMİŞ SENELİK İZNİM VAR

Çalışma o kadar yoğun ki yıllık izin olarak güç bela 1 hafta kullanabiliyorlar. Bu nedenle biriken yıllık izinleri iki ayı bulmuş. 126 günlük birikmiş izni olan Serhat Tezer şimdi birikmiş bu izinlerin ücretini alıp alamayacağını düşünüyor. İşten atılan işçilerin hak gasplarına, kuralsız ve yoğun çalışmaya karşı çıkanlardan seçildiğine dikkat çeken işçiler, atılan 196 işçinin çoğunun böyle olduğunu söylüyor. 6 yıllık İşçi Erol Aslan’ın deyimiyle, “Sivri dilli olan ve sesi çıkanların kafasını kesmişler.” Sorun işten atılmayla da bitmemiş. Tazminatlarının çeklere bölünerek ve eksik ödenmek istendiğini söyleyen işçiler, kendilerine bu yönde kağıt imzalatılmak istendiğini anlatıyor. Bir ay önce imzalatılan bu kağıtlarda hakların peşin ödeneceğinin yazıldığını ifade eden Serhat Tezer “Bize bir kağıt imzalatıldı. Fotokopisini bağıra çağıra ancak alabildim. Sivri dilli olanları, itiraz edenleri en son çağırdılar. Çoğu işçiyi de kandırarak imzayı attırmışlar” dedi. Çeklerin ödeme tarihinin söylenmediğini söyleyen İbrahim İbiş de “Bir genel müdür, insan kaynakları müdürü bilmez mi? Ben de bilmiyorum tarihini der mi?​” diyerek tepki gösterdi. 

HESAPLADIKLARI TAZMİNATLAR DÜŞÜK

Tazminatın çıplak ücret üzerinden hesaplandığını belirten Serhat Tezer, “Ben doküman çıkardım. Evrakımda belli, ikramiyem var, normalde yol parası, yemek parası dahil edilmesi gerekiyor. Ama hiçbiri yok. Dokümanın fotokopisini istiyoruz.  ‘Veremeyiz’ diyorlar. İmzala sonra gel, ne zaman gelirsen gel. Ama işte patronlar hükümetten güç alıyor. Hükümetten güç almasa bu kağıdı bize imzalattırıp bizi böyle mağdur edemezler” dedi.

Fethi Durçe de, muhasebeciye “İkramiyenin, yolun buna yansıması gerekmiyor mu?​” diye sorduğunda “Çok ufak bir miktar o. Onu da mağaza çalışanlarına veriyoruz” yanıtını aldığını aktardı.

EK İŞ YAPARAK GEÇİNİYORUM

15 yıldır çalışmasına rağmen hiçbir birikim yapamadığını dile getiren Serhat Tezer, “Ben 15 senedir Desa’da çalışıyorum. Şu anda AGİ hariç 1300 lira alıyorum. Ben bu Desa’ya sıfır maaşla girsem her yıl 100 lira zam alsam 1500 lira olurdu şimdi maaşım. Desa’nın işçisine ne kadar değer verdiğini buradan anlayabilirsin. Düğün salonlarında çalışıp ailemi geçindirmeye çalışıyorum. Gece gündüzümden fedakarlık yapıyorum ki ailem geçinsin. 15 yıldır çalışıyorum. Şu an sıfır. Sanki hiç çalışmamışım. Ama yıllarımı verdim” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Düzce’de 3.4 büyüklüğünde deprem

SONRAKİ HABER

‘Başkanlık işçileri daha da köleleştirecek’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa