02 Şubat 2017 23:34

Bosch işçileri sözleşmede aynı başkanlıkta farklı düşünüyor

Bosch işçileri, fabrikada artan baskılar ve sözleşme talepleri konusunda birleşiyor, başkanlık referandumu gündeme geldiğinde ise ayrı görüştüler.

Paylaş

Uğur ÖKDEMİR
Bursa

2017 MESS grup sözleşmeleri Bosch işçileri arasında daha fazla gündem oluyor. Sendikaları Türk Metal’in kıdeme göre zam açıklamalarının kafa karıştırdığına dikkat çeken işçiler, fabrikada artan üretim baskısına da tepkili. Yeni kurulan patron sendikası EMİS’e (Elektromekanik Metal İşverenleri Sendikası) bağlı fabrikalarda grev yasağına karşın Birleşik Metal-İş üyesi işçilerin verdiği fiili mücadelenin örnek olduğunu anlatan işçiler, MESS sözleşmesi döneminde de bu yoldan yürünmesi gerektiğini ifade etti. Fabrikada artan baskılar ve sözleşme talepleri konusunda tüm işçilerin birleştiğini anlatan işçiler, iş referanduma geldiğinde ise görüşlerin ayrıldığını anlattı.

Türk Metal’in örgütlü olduğu fabrikada üretim baskısının iyice arttığını söylen bir işçi, “Sürekli bir göz seni izliyor. Üretim takım lideri sürekli teslimat baskısı yapıyor, boğulacak duruma getirdi resmen bizi. Az insanla çok iş yaptırmayı amaçlıyorlar” dedi. İşçi şöyle devam etti: “Böyle baskı yaparak işçiyi kontrol altına almak, robot insan haline getirmek istiyorlar.”

EMİS’TE VERİLEN MÜCADELE ÇOK ÖNEMLİ

EMİS’e bağlı fabrikalarda grev yasağına karşı verilen fiili mücadelenin önemli olduğunu söyleyen bir başka işçi, “Bu grevden haberi olmayan, EMİS’i bir fabrika olarak görenler dahi var. Ama dikkatle takip eden de var. Grevin yasaklanmasına rağmen işçilerin vermiş olduğu mücadele çok değerli ve alkışlanması gerek. Türk Metal ‘Bunu 10 kuruş için mi yaptılar’ diye propaganda yapıyor şu an ama burada önemli olan 10 kuruş değil, işçilerin her türlü baskıya rağmen vermiş oldukları mücadele. Sonuçta orada yaşananlar MESS (Metal Eşya İşverenleri Sendikası) grup sözleşmesinde yaşanacaklara örnek olacak. Biz de biliyoruz artış çok az ama kararlı duruş ve birlik içinde verilen mücadele grevi yasaklayanları masaya tekrar oturttu. Bizde de yasaklama olursa alacağımız tutum EMİS’te işçilerin vermiş olduğu mücadele olmalıdır” diye konuştu.

Türk Metal Genel Başkanı Pevrul Kavlak’ın aynı zamanda Türk-İş Genel Sekreteri olduğunu hatırlatan bir başka işçi, buna rağmen grev yasaklarına tepki göstermediğini belirterek şunları söyledi: “Bursa’da yine Türk-İş’e bağlı Gemlik Gübre’de aylardır süren grev var. Pevrul Kavlak da bu konfederasyonun genel sekreteri ama bu grev için bir şey yaptıklarını görmedik. Destek amaçlı örgütlü olduğun fabrikalarda düdük çalma eylemi yap bari, dayanışmadan bahsediyor ama lafın ötesine bir türlü geçmiyor.”

KIDEME GÖRE ZAM ÇÖZÜM DEĞİL

MESS ve Türk Metal’in fabrikalarda yeni bir gruplandırma yaptığına dikkat çeken bir başka işçi, “İşin tanımlamasına göre gruplandırmalar 9’a ayrılmış. Biz bu gruplandırmada 5. grubuz neye göre bu oldu bilmiyoruz. Ama asıl sorun yan sanayide olacak gibi duruyor. MAKO, OTOTİRİM, ÇOŞKUNÖZ gibi fabrikalar 3. grup olarak geçiyor. Bu fabrikalar da aynı zammı almak istiyor ama bu gruplandırmayla alınan zam oranının yansıması hiçbir şekilde aynı olmayacak. Çok karışık bir durum var ortada. Kıdeme göre yapılan zam çözüm olmayacak” diye konuştu. İşçi şöyle devam etti: “Temsilciler de bu gruplandırma hakkında hep kafa karıştırıcı şeyler söylüyor. Çünkü net bir şey demiyorlar” dedi.

İŞÇİ GÖZÜYLE BAKARAK BAŞKANLIĞA HAYIR DİYORUM

“Fabrikadaki baskılara karşı tepkimiz ve sözleşmeden beklentimiz aynı ama başkanlık konusunda arkadaşlarla aynı düşünmüyorum” diyen bir başka işçi, şunları dile getirdi: “Ben başkanlığın gelmesiyle ülkeye demokrasinin tam anlamıyla geleceğini düşünüyorum. Türkiye’nin en kötü günleri hep koalisyon dönemlerinde oldu. Amerika’daki gibi güçlü bir başkanlık olmalı bu şekilde bütün sorunların önüne geçebiliriz.” İşçi “anayasa değişikliğindeki 18 maddeyi açıkçası bilmiyorum. İnsanların çoğu da bilmiyor zaten. Bizde böyle kötü bir alışkanlık var tuttuğun takımın tüm kadrosunu bilirsin, transferlerini bilirsin ama bu konularda hiçbir şey bilmezsin bizim durum da biraz böyle. Numan Kurtulmuş’un evet derseniz terör biter sözlerine katılmıyorum ama olayı buradan açıklamak doğru değil. Zaten birçok şeyi tek başına yapabiliyorlar. Yanlış bir söylem oldu bu bence” diye konuştu.

SINIRSIZ YETKİ SINIRSIZ BASKI DEMEK

Geçtiğimiz dönem grev yasaklamaları sonrası AKP’ye kızıp oy vermeyen işçinin bir sonraki seçimde tekrar AKP’ye oy verdiğini söyleyen bir başka işçi ise şunları dile getirdi: “Yaşanananlar ve sosyal medyada dönen videolar kara propagandalar bu dönüşlerde çok etkili oluyor. Ve bu videolar doğruluğuna yanlışlığına bakılmadan çok hızlı bir şekilde işçiler içinde yayılıyor. Ben başkanlık sistemine karşıyım, tüm yetkileri gücü bir kişinin elinde toplarsan bu bir intihar olur. Her söylediğinin kanun olduğunu ve kimsenin hesap soramaz olması kabul edilir bir durum değil. Zaten şu an her istediğini yapabilir durumda ve en güzel örneğini grevlerin yasaklanmasıyla gördük. Yarın başkanlık geldiğinde grevlerin hepsini yasaklıyorum, sendikaları da kapatıyorum dediğinde kim ne diyebilecek. Ben olaylara işçi gözünden bakıyorum. En büyük baskı ve yasaklar bizlerin üzerinde uygulanacak. Sonuçta patronları koruyacaklar, işçileri de ezecekler. Bu kadar sınırsız bir yetkiye sahip olan kişi her şeyi yapabilir bu da beni korkutuyor.”

ÖNCEKİ HABER

Stephen King: Başkanımız, düşüncesiz, huysuz bir ahmak

SONRAKİ HABER

'Barış için tek yol Ukrayna’nın askerlerini geri çekmesi'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...