02 Şubat 2017 00:17

Göç filmi çekerken göç mağduru oldu

Diyarbakır’da göç filmi çeken Sinemacı Hasan Yıldız’ın filmi sokağa çıkma yasaklarıyla yarım kaldı, kendisi ise göç mağduru oldu.

Paylaş

Fırat TOPAL
Diyarbakır

Sinemacı Hasan Yıldız kendi filminin konusu oldu. Diyarbakır’da bir yandan tercümanlık yapıp diğer yandan sinemayla ilgilenen  Hasan Yıldız’ın ‘Büyük Göç’ adındaki filminin çekimleri sokağa çıkma yasağı ve OHAL ile yarıda kaldı. Yıldız, film çekimlerinin tamamlanamamasının yanı sıra Sur’da yaşadığı için evinden de oldu. Evini terk etmek zorunda kalan Yıldız, “Göç filmi çekerken göç mağduru oldum” dedi.

‘BÜYÜK GÖÇ’

Yıldız, sinemaya gençliğinden beri ilgisinin olduğunu, fakat ekonomik olarak durumunun iyi olmamasından kaynaklı uzun bir süre sinemadan uzak kaldığını ifade ederek, “Yaklaşık 30 yıl sonra içimde ukde olarak kalan sinema dünyasına girmeye karar verdim. Belediyedeki ücretsiz sinema kurslarından birine başvurdum. 2 yıllık eğitimden sonra  kendimi pratik alanda geliştirmeye karar verdim. Gücümün yettiği çekim malzemelerini aldım. ‘Büyük Göç’ adında bir senaryo yazdım ve onu  çekmeye karar verdim” dedi. Yıldız, filminin çekimlerine Sur’da başladığı dönemde çatışmaların ve sokağa çıkma yasaklarının  patlak verdiğini ve kısa sürede bitirebileceği filmini hâlâ tamamlayamadığını belirterek, “Filmi 8 ayda bitiremedim. Bir ayın içinde bir veya iki gün çalışabiliyorduk. Çatışmalar bittikten sonra bu kez OHAL ilan edildi. Yine çekimlere başlayamadık. Şimdi nasıl çekebilirim bilmiyorum” dedi.

Evi Sur’da olan Yıldız, sokağa çıkma yasağı ve çatışmalar sırasında bir süre ilçede mahsur kaldıklarını belirterek şunları ifade etti:  “Biz 4-5 güne ‘her şey biter, normale döner, evden çıkabiliriz’ diye düşünüyorduk. Ama evde tüm yiyecekler tükendi, torunlarım bendeydi, ölsek de evden çıkmamız gerekiyordu. Çıkarken sadece kameram ve bilgisayarımı alabildim. Polislerin bize verdiği komutlarla, eller havada çıktık dışarı. Biz canımızı kurtardığımız düşünüyorduk ama yeni bir çile başladı. Artık filmi unuttum, kendi derdimize düştük. O zaman da kışın ortasıydı. Ev arıyoruz, ev yok. Şehrin dışında yeşil kartlılar için yapılmış bir TOKİ vardı. Para yok, iş yok, biz de oraya gittik.  2 ay sonra Hükümet Sur’dan çıkanlara kira bedeli şeklinde 1000 TL’lik ödeme yapacağını duyurdu. Bu 1000 TL ile orada yarı aç yarı tok yaşamaya çalıştık. Belediye tarafından da yatacak döşek ve gıda verildi. Hala o döşek üzerinde yatıyoruz.  Aradan bir yıl geçti, ancak hâlâ toparlanamadım. Sur’da kalan sinema malzemelerim de çalınmış.

Şimdi teknik malzemelerim olmadığı için hiçbir şey yapamıyorum. Göç filmi çekerken göç mağduru oldum. Gerçekten insanlar artık ölmesin, her şeyin normale dönmesini istiyorum.”

ÖNCEKİ HABER

10 Ekim siyasi hesaplardan bağımsız ele alınamaz

SONRAKİ HABER

450 kovan arı JES'lerin saldığı gazdan zehirlenerek öldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...