11 Haziran 2012 08:25

Söz kadınlarda!

Merhaba! Yıllardır çocuklarını konu komşuya, annelerine kayınvalidelerine teslim edip en ağır koşullarda, saatlerce nefes bile aldırılmadan çalışan işçi kadınlar… Sabahtan akşama bir çamaşır, bir bulaşık, bir yemek koşuşturan, çocuğuna, gencine, yaşlısına, hastasına bakan ev kadınları…  Aldıkları üç

Söz kadınlarda!
Paylaş

HERKES KADINLAR ADINA KONUŞUYOR

Malumumuz, yine kadınlar üzerinden yapılan siyaset nedeniyle kürtaj hakkı, bir anda ülke gündeminin en sıcak konularından biri oldu. “Kadından anneliği çıkar geriye ne kalır” diyen ama aslında, izlediği politikalarla “ayaklarının altı öpülür” diye seslendiği anneleri herkesten çok mağdur eden Başbakan, kürtaja karşı olduğunu söyledi. Yetinmedi, “Her kürtaj bir Uludere’dir” diyerek hepimizin kanını dondurdu. O gün bugündür her konuşmasında kürtaj seçeneğine başvurmak zorunda kalmış, bunun için kendini zaten kötü hisseden bütün kadınlara “cinayet işlediniz” demeye devam ediyor. Bununla da kalmıyor, bakanlardan belediye başkanlarına, diyanet işleri başkanına herkes, birbirinden pervasız söylemlerle kürtajın yasaklanması gerektiğini söylüyor. Başta AKP hükümeti ve onun destekçisi siyasetçiler, yazarlar, çizerler olmak üzere, herkes birden bire kürtaj uzmanı kesiliverdi. Yine büyük bir erkek egemen koro oluştu. Hepsi, en temel haklarımızdan birinin, yasaklanması için bir sürü laf ebeliği yapıyor. Yine kadınlar adına konuşup, nasıl bir hayat süreceğimize karar veriyorlar. Mesela 13 yaşında zorla alıkonulup onlarca adama satılan, onlarca adam tarafından tecavüz edilen bir kız çocuğunun bunu kendi rızasıyla yaptığını söyleyen yargıçlar konuşuyor. Ya da Fethiye’de tecavüze uğradığı adli tıp ve psikiyatri raporuyla kanıtlanıp belgelenen genç bir kadına tecavüze edenlerin avukatlığını üstlenen ve tüm delillere rağmen “Sanıkların hepsi toplum içinde saygı gören adamlardır” diyerek tecavüzcüleri beraat ettiren baro başkanları konuşuyor. “Kriz bizi vurdu, kârımız düştü, size verecek paramız yok, sendikaya üye olursanız sizi işten atarım” diyen patronlar konuşuyor. “Kır dizini otur evinde, okumak senin neyine!” diyen babalar… “Evlendikten sonra çalışmanı istemiyorum” diyen nişanlılar… “Ha bire hamile kalıp duruyorsun” diye eşlerini suçlayan kocalar… “Çocuğu öldüreceğine kadın gitsin kendini öldürsün” diyen belediye başkanları… “Beni gördüğüne sevindiysen takla at bakalım” diyerek halkla dalga geçen bakanlar… Hepsi ağızlarındaki adap, edep, hak hukuk geminden kurtulmuş konuşuyorlar.

KADINLAR NE DİYOR?

Hiçbir kadının güle oynaya gitmediği, başka seçeneği olmadığı için başvurmak zorunda kaldığı kürtaj bir haktır. Ulaşılabilir, nitelikli ve parasız sağlık hakkının bir parçasıdır. Bu hak, yasaklama yoluyla kadınların elinden alınmak isteniyor. Kadınlar sokaklarda, meydanlarda bu yasağa karşı çıkıyor. Peki, ama kürtajı yasaklama girişimi, “kürtaj cinayettir” sözleri bize ne hissettiriyor? Kürtaj neden yasaklanmak isteniyor? Kürtajın yasaklanması durumunda kadınları nasıl bir tablo bekliyor? Kürtaj yaptırmak zorunda kalmış kadınlar ne hissettiler? Kadınlar, neden siyasetin öznesi değil de, nesnesi kılınıyor? Ne düşündüğümüz, ne hissettiğimiz neden bize sorulmuyor? Başbakan neden sürekli doğurmamızı söylüyor? Çok çocuk yapınca yoksulluğumuz ne olacak? Beş çocuk yapınca örneğin her mahalleye ücretsiz kreş açılacak mı? Katkı paylarını kim ödeyecek mesela? Gelecek endişemiz kaybolacak mı? Bu ve daha birçok sorunun esas muhatabı kadınlardır. Bu köşenin derdi de kadınların hislerine, düşüncelerine kürsü olmaktır. İşte bu nedenle “SÖZ KADINLARIN” diyoruz. Bu köşe nasıl olacak? Biz nasıl yaparsak öyle olacak. Kendi deneyimlerimiz, anılarımız olacak. Kimi zaman sevgimiz, kimi zaman korkumuz, kimi zaman öfkemiz konuşacak. “Benim başıma şöyle bir şey gelmişti…”, “Ben bir kitapta şöyle bir şey okumuştum…”, “Bir keresinde şöyle bir şey duymuştum…”, “Ben şunu bilmek istiyorum…” diye başlayan yazılarınız olacak. İsteyen Başbakan’a mektup yazacak, isteyen kocasına, babasına… Sağlık emekçisi kadınlar, avukat kadınlar bildiklerini bizlerle paylaşacak. Dünyadan deneyimler veriler, tepkiler, düşünceler aktaracağız. Süre belirlemiyoruz, bu köşe biz ihtiyaç duydukça devam edecek. İstemeyenin ismi yazılmayacak, sadece sözü olacak. İsteyen imzasını atacak. İsteyen bilmediklerini, aklına takılanları soracak; isteyen resim, fotoğraf yollayacak, karikatür çizecek. Haydi kadınlar! Can bizim, hak bizim, çocuk bizim, beden bizim, SÖZ BİZİM!

[email protected]

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan'ın hedefinde yine gazeteciler var

SONRAKİ HABER

Dış hatlardan destek!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...