30 Ocak 2017 00:30

Gerçeğe doğru bakmak ya da Yamuk Hakikat

Meltem Akyol, Yrd. Doç. Nevin Yıldız Tahincioğlu’nun editörlüğünü yaptığı, basın ve ifade özgürlüğü konu alan 'Yamuk Hakikat' kitabını ele aldı.

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

Gazetecilik yapmak, ama gerçekten gazetecilik yapmak, Türkiye’de hiç bir dönem kolay olmadı. Gazete binaları basıldı, gazeteciler gözaltına alındı, tutuklandı, öldürüldü... Gerçek her dönem iktidarla ve onun politikalarıyla sınandı. 90’lı yıllarda bu dönemler için çok anılır... Türkiye’nin en laranlık günlerinin yaşandığı o günlerde tarih gazetecilik yapanları da, iktidarın yanında hizalananları da yazdı.

HAKİKATİN YAMULMUŞ HALİ....

Medyanın hali malum, bir elin parmağı etmiyoruz artık gerçeğin peşine düşen gazeteler olarak. İçinde bulunduğumuz hal haliyle geleceği beklemeden kitapların konusu oluyor. Onlardan biri Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Yrd. Doç. Nevin Yıldız Tahincioğlu’nun editörlüğünü yaptığı “Yamuk Hakikat”. Kitap raflardaki yerini alalı epey oldu. Ütopya Yayınları’ndan çıkan kitapta Yıldız, akademisyenleri ve deneyimli gazetecileri bir araya getirmiş. Memleketin pek de iyi sınav vermediği ifade özgürlüğü, çocuk hakları, toplumsal cinsiyet gibi konuları ele alarak günümüz medyasının halini gözler önüne seriyor.

ASPARAGAS HABER ARTIK GERÇEKLİK OLARAK SUNULUYOR

Kitabın ismi hayli dikkat çekici, malum memlekette yamulmayan hakikat kalmadı gibi. Yıldız, memleketin hakikatle imtihanına ilişkin şöyle diyor: “Haber gerçekliği yansıtır, eğer yansıtmıyorsa ortada bu gerçekliği bilinçli ya da bilinçsiz bir biçimde büken bir dizi aktör veya mekanizma vardır. Biz Türkiye özelinde artık asparagas haberin gerçeklik olarak sunulduğu bir dönemdeyiz. Asparagas diyorum çünkü eskiden bu haberler nadir görünür, göründüğünde tanınır, bunları yapan gazeteci en başta gazeteciliğin profesyonel ilkelerine ve etik kurallarına uymadığı için kendi meslektaşları tarafından eleştirilirdi. Basın için istisna sayılabilecek bu tür haberler altına imza atacak gazeteci olmadığı için genelde isimsiz çıkardı, oysa günümüzde artık bu haberlerin altında koca koca gazetecilerin imzaları var. Özetle asparagas olarak tanımlanan mesnetsiz haber normalleşti ve biz artık yamultulmuş bir hakikatle daha yakın daha iç içe yaşıyoruz.”

HAKİKAT YAMULDUKTAN SONRA...

Peki, bu yamultuluş hakikat ona maruz kalanın bilincinde neye yol açıyor. Bu soru sanırız bugün açısından çok kritik bir yere otuyor. Zira hakikat gözümüzün önünde yamultuluyor ve ona maruz kalanlar ise bir süre sonra bu “Yamuk Hakikat”e gerçekmiş gibi inanıyor.

Yıldız’dan dinleyelim biraz: “Biz yamultulmuş hakikatlere maruz kaldıktan sonra kendi hakikatlerimizi yamuk olana uydurmaya başlıyoruz, sonuç olarak ve en mühimi çevremizde olup bitenleri bu doğrultuda ve hakkaniyetsiz bir biçimde kavrıyor, anlıyor ve anlamlandırıyoruz. Buradaki esas vurgu gerçekliğimizi yamultulmuş hakikatlere uydurmamız üzerineydi, gündelik hayatımızda temas ettiğimiz olayları veya olguları tam da böylesi bir gerçeklik algısı üzerinden kurarak haksızlıkları, eşitsizlikleri meşru ve hatta doğal görmemiz...”

BİR MUZ VE HAKİKAT HİKAYESİ

Aslında bütün bu anlattığımız hikayeyi bir örnekle berraklaştırıyor da Yıldız. Kitabın ‘editörden’ bölümünde bir dönem Kanal D’de yayınlanan Galip Derviş dizisinden bir bölüm aktarılıyor. Benim de yayınlandığı dönemde ilgiyle takip ettiğim diziden alınan kısım özetle şöyle şeyler oluyor. Dizide Galip Derviş, izleyenler hatırlar, deha bir komiserdir ancak görevden uzaklaştırılmıştır. Hikayesi uzun, merak edenler bakarlar. Bu deha komiserimiz bir bölümde kendisini yetersiz hissedince psikologunun önerisi ile bir hobi edinerek resim yapmaya başlar ve bir natürmort  resim çizer. Resmi bir ressam çok beğenir ve almaya karar verir. Resim esasında bir muz resmidir, dizide Derviş ile resmi satın alan ressam arasında  bu resmin nasıl okunması gerektiğine ilişkin bir tartışma başlar. Resimdeki muz, ki muz olduğunu ancak Galip Derviş söyleyince anlıyoruz, son derece yamuktur. Derviş, muzun zaten yamuk olduğu için yamuk çizildiği bilgisine sahiptir. Oysa gerçek öyle değildir. Muzu Galip Derviş’in asistanı yamultmuştur. Özetle muz yamuk değildir,  Galip Derviş onu yamuk çizdiği için ezilerek yamultulmuştur.

ÖNCEKİ HABER

İngiltere ‘Türkiye pazarı’nı güvenceye aldı

SONRAKİ HABER

Levent Gültekin: 50-0 da başlasak ‘hayır’ın şansı var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa