Karabasan

Alper KAYA

Türkiye’de futbolun, özellikle alt liglerde yerel siyasetin oyuncağı haline geldiğini daha önce birkaç kez bu satırlarda yazmıştık. Ancak geride bıraktığımız haftada öyle net iki hadise oldu ki; bazı detayları güncellemek ve tarihe not düşmek adına yazmasam olmazdı.

74 YILLIK TAKIM, SAHİPSİZ KALDI

Çok değil iki sene evvel yer aldığı mahalli ligde bütün maçlarını kazanarak bir rekora imza atan ve Süper Amatör Lig’e yükselen 74 yıllık Efes Spor, geçtiğimiz yıl yapılan kongresinde ismini Selçuk Efes Belediye Spor olarak değiştirmiş ve bilhassa Selçuk’ta belediye koltuğuna kurulabilmiş olan AKP’nin kadrosundan pek çok isimle “güçlü” ve “zengin” bir yönetim imajı çizerek kadrosunu sıfırdan yaratmıştı. Üstelik belediye tarafından Şirince, Pamucak ve Efes’teki otoparkların bütün gelirleri bu kulübe aktarılmaya başlanmıştı. Turizm potansiyeli açısından ne kadar ‘verimli’ rakamların kulüp kasasına girdiğini söylemeye pek tabii ki lüzum yok.

Ancak bazı şeyler ters gitti. Belediye önce otopark gelirlerini kulüpten kesti. Ardından büyük vaatlerle ve “Selçuk sevdalısıyız” sloganıyla kulüp yönetimine gelmiş / getirilmiş isimler birer birer kaçtı. 74 yıllık Efes Spor, eğer yönetime talip birileri çıkmazsa kapatılacak. Peki iki yıldır otopark gelirleri nereye harcandı? Bu da, tarihin karanlık sayfalarında yer bulacak bir muamma olarak kayda geçti...

EGE DE BİR, KARADENİZ DE

Bu topraklarda siyasi anlayış ne derece çöreklenmişse, Türkiye rant konusunda adeta yek pare bir vücut halini almaya başladı. Efes Spor’un yer aldığı İzmir’in 1000 kilometre uzağındaki Ordu’dan da karanlık bir haber vardı bu hafta...

Ordu Belediyesinin istediği gibi yer alamadığı yönetimi yüzünden belediyenin kendi kurduğu suni takımların desteklendiği, hatta süper amatörde 20-0 yenilen takımlara primlerin belediye kasasından dağıtıldığı Ordu’da dört yıl öncesinin Süper Lig takımı, şimdinin 3. Lig temsilcisi Orduspor’da geçmiş dönem borçlar yüzünden tesislerin elektriği kesildi!

Böyle bir iklimde, 28 Ocak 2017’de Orduspor kongresi yapılacak. Elini vicdanına koyan herkes, bu şartlar altında yerel idarecilerin sırtından tutup da o koltuğa oturtacağı insanlar haricinde tek bir aday dahi bulamaz. Zaten sanırım, istenen de buydu...

ŞEYTANIN BACAĞI

100 yılı aşkın tarihi olan ve yukarıda saydığım iki örneğin katbekat ağırını yıllardır yaşayan Beykoz Spor, bu hafta tarihinin en kritik maçlarından birisine çıkacak. İstanbul’un en alt liglerinde mücadele eden Beykoz, ligin son haftasına ikinci sırada giriyor ve zirvede ezeli rakibi Feriköy var. Ligin üçüncüsü ile maç yapacak olan Feriköy’ün üçüncü sıradaki Avcılar ekibine yenilmesi halinde şampiyon Beykoz olacak ve Bölgesel Amatör Lig’e yükselme maçlarını oynamaya hak kazanacak.

Sahası zapt edilen ve yıkılan, tesisleri yıkılan, bizzat Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek tarafından “Beykoz halkından bir bok olmaz” sözleriyle destek verilmeyen; buna rağmen yıllardır taraftarının sırtladığı Beykoz 1908 kendi şeytanının bacağını kırmaya çalışacak bu pazar.

Kırarsa tesisleri zapt edilen, sırf o yıkılsın diye belediye eliyle yapay takımlara milyonlar akıtılan, anlamsız yaptırımlar ve ekonomik darboğazlarla boğuşan onlarca, hatta yüzlerce takıma ışık olacak. Kocaelispor’un başardığını Beykoz da başarırsa; bütün bu rant aleminde tam doksana gidecek goller.