28 Ocak 2017 00:40

Bu müfredat da eğitime çare olmaz

Eğitim Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Özev, eğitimdeki müfredat değişikliğini kaleme aldı.

Paylaş

Hüseyin ÖZEV
Eğitim Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı 

Milli Eğitim Bakanlığı 13 Ocak 2017 tarihinde 53 farklı dersin müfredat program taslağını kamuoyu ile paylaştı ve tartışmalar başladı. MEB bu müfredatı nasıl hazırlık sürecinden geçirmiştir ve bu müfredat ile neyi amaçlamaktadır?

Yeni müfredat program taslağı iki yıllık bir hazırlık sürecinde yandaş sendika ve hükümete yakın akademisyenler tarafından hazırlanmıştır. Hazırlık sürecinde iktidardan farklı düşünen akademisyenlerden görüş alınmaması, Eğitim Sen’in özellikle sürecin dışında tutulması, asıl amaçlananın ne olduğu konusunda yeterince fikir veriyor.

Siyasi iktidarın eğitim sistemini kendi siyasal çıkarları doğrultusunda biçimlendirmek için bugüne kadar sayısız adım attığı biliniyor. Eğitim sisteminde laik bilimsel eğitim anlayışıyla çelişen uygulamaların artması, her alanda oluşan iktidar ya da otoriteye koşulsuz itaat eden bir toplum yapısı oluşturulmak isteniyor. Okulda kendilerine aktarılan bilgileri eleştirel bir süzgeçten geçirmeyen, değerlendirme, karşılaştırma ya da analiz yapmadan verilen bilgileri sunulanı sorgusuz sualsiz kabul eden nesiller yetiştirmek hedefleniyor.

Yeni müfredat taslağı 13 Ocak’tan beri çeşitli yönleri ile kamuoyu tarafından tartışılıyor. Müfredattan çıkartılan, görmezden gelinen konular değişik yönleri ile sürekli gündemde. İktidarın felsefe ve bilim derslerine yönelik olumsuz tutumu daha da ileri götürülürken, evrim kuramı gibi bilimsel eğitim açısından olmazsa olmaz olan konuların çıkarılması müfredatta yaşanan siyasallaşmanın geldiği son noktadır. Yeni Osmanlıcı bir mantıkla yazılan tarih ders kitaplarında milliyetçi söylemlerin daha da belirgin hale gelmesi, Türkiye’nin modernleşme adımlarına ilişkin bilgilerin azaltılması MEB’in müfredat değişikliklerindeki asıl muradını açığa çıkarıyor.
Eğitim tarihimizde önemli bir yeri olan köy enstitülerinden ve burada yetişerek ülkemizin demokratik geleceğine katkıda bulunan öğretmenler ve yazarlardan, Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç gibi tarihsel kişiliklerden hiç söz edilmemesi düşündürücüdür.
Türkiye’de müfredatının geneline 12 Eylül ürünü olan “Türk-İslamcı gelenek” damga vurmuş iken, yeni müfredatın egemen dini inancı daha ön plana çıkardığı görünüyor. Türkçe, sosyal bilgiler, tarih, seçmeli tarih dersleri; Türk dili ve edebiyat derslerinde önerilen konu içeriklerinde ve kazanımlarda dinci ve milliyetçi yaklaşımların daha belirgin olarak yer aldığını görüyoruz.
53 dersin müfredatını incelediğimizde değerler ve bu değerlerin aktarılmasında seçilen konu başlıkları MEB’in ülkeyi götürmek istediği hedefi açıkça ortaya koymaktadır. Bazı değerleri şöyle sıralayabiliriz: Adalet, aile, yardımseverlik, inan ve ibadet sabır, dua, din sevgisi, tahammül vb.

Eğitimcilerden halktan kaçırılan bir müfredatın ülkenin ihtiyaçlarına cevap vermek yerine siyasi iktidarın taleplerini karşılayan bir müfredat olmaktan öteye geçemeyeceği açıktır. Ülkenin geleceği ile yakından ilgili olan müfredat değişikliklerinin kamuoyundan adeta kaçırırcasına tartışmalardan ve önerilerden uzak tutularak hazırlandığı taslakta herhangi bir değişiklik yapılmadan uygulamaya başlanacağı söylenebilir.

İşçiler, emekçiler, öğrenciler, eğitimciler açısından MEB’in hazırladığı yeni müfredatın eğitimin içinde bulunduğu durumu ileriye değil, geriye doğru götüreceğini söylemek mümkündür. Bilimi dışlayan, eleştiri, analiz ve değerlendirmeyi dışlayan bir müfredat ile ne ülke içinde ne de PISA gibi uluslararası sınavlarda başarılı olmak mümkün değildir.

MEB’in yapması gereken bu taslak programları geri çekerek sendikaların demokratik çevrelerin, aydın ve yazarların içinde yer aldığı özgür bir tartışma ortamının sağlandığı koşullarda yeni bir müfredat hazırlamak olmalıdır. Bunun dışında eleştiri ve önerileri dikkate almayarak “Ben yaptım oldu” anlayışıyla uygulanacak bir müfredatın ne eğitim sistemine, ne de ülkeye bir faydası olmayacaktır.

ÖNCEKİ HABER

Müfredat değişiklikleri neden önemli

SONRAKİ HABER

'Erdoğan, mart ayında Rusya'yı ziyaret edecek'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...