24 Ocak 2017 20:42

Soma davasında ailelerin avukatlarının görüşlerine geçildi

23 Ocak'ta başlayan 15. duruşmanın ikinci gününde madenci ailelerinin avukatları davanın esasına ilişkin görüşlerini açıkladı.

Paylaş

Emine UYAR
Manisa

Soma katliamı davasında sona yaklaşılırken 23 Ocak'ta başlayan 15. duruşmanın ikinci gününde madenci ailelerinin avukatları davanın esasına ilişkin görüşlerini açıkladı.

Avukatlar katliamın temel sebebinin üretim zorlaması olduğunu, planlanandan kat kat fazla gerçekleşen üretimin emek yoğun bir teknikle hayata geçirildiğini, baskı ile işçilerin kapasitelerinin zorlandığını ve Soma Kömürleri'nin hiçbir zaman işçilerin sağlığını ve güvenliğini hedeflemediğini belirtti. 

Bütün şirket yöneticileri hakkında olası kasıtla adam öldürme suçundan ceza verilmesi gerektiğini belirttiler.   
Avukat Ahmet Altun, davada gelinen aşamada yöneticiler hakkında olası kasıt diğerlerinin bilinçli taksirlerinin ortaya konulduğunu söyledi.   

Altun, Soma katliamı davasında suç tarihinin Park Teknik'in devrinden itibaren başladığını belirterek, "Park Teknik devir protokolünde ocakta oluşan yangınlar, su birikimleri ve büyük atılımlı faylar sebebi ile sorun yaşadıklarını söylemiştir. Devralan şirket ise 'bunlar her madende olur' demiştir. Böyle olmadığı ortaya çıktı" dedi. 

METANDAN KAYNAKLI YANGIN TEHLİKESİ BİLİNİYORDU

Soma AŞ. Genel Müdürünün TKİ'ye yazı yazarak, "A panosunu bir daha açtık, sonra tekrar kapattık, orada metan var ve yangın tehlikesi var" dediğini belirten Altun, TKİ'nin ise "Bunlar normalde olan şeyler siz devam edin" içerikli bir cevap gönderdiğini dile getirdi. 

Sanıkların olayın neden çıktığını bilmemelerinin suçu kabul etmeleri anlamına geldiğini ifade eden Altun, "Genel Müdür aslında olayın sebebini bu yazısı ile kazadan önce ortaya koymuş" dedi. 

Madene dışarıdan bakıldığında evrak üzerinde varmış gibi görünen herşeyin gerçekte olmadığını, daimi nezaretçi defterinin, sensör kayıtlarının  gerçeğe aykırı tutulduğunu, TSE belgeli denilen kabloların yandığını dile getiren Altun, "S panosu açılmış ama sürülmesi gereken galeri sürülmemiş. 'Fay var galeriyi sürersek çöker' deniyor o zaman S panosunu açmayacaksın" dedi. 

S PANOSUNUN AÇILMAMASI GEREKİYORDU

Altun şunları söyledi; "Galeriyi sürmediniz, alternatif geliştirmediniz ve o kadar işçiyi oraya soktuysanız bu olası kasıttır. Sensör defterleri doğru şekilde doldrulsa belki bu olay yaşanmayacaktı. Tanıkların birçoğu 'beni işe şu çavuş aldı' dedi. İşe alımlar profesyonel olarak yapılmıyor. Kişiler kendi adamlarını getiriyor. Tatbikat hiç yapılmadı. İşgüvenliği ile ilgili görevlendirmelerin olaydan sonra yapıldığı ortaya çıktı. Maddi gerçekler işte bunlar. İçeride haberleşme olabilseydi belki işçiler kurtulabilirdi. Bunların hepsi ayrı ayrı sorumluluk gerektiren işler. Bütün ocağı gezmesi, herkesle konuşması gereken müfettişler bunu yapmamış. Dış denetim hiç gerçekleşmemiş. Maskeler çalışmamış, doğru maske seçilmemiş başlı başına bir maske katliamı denilebilir" dedi.

Altun, bütün yönetim kurulu üyelerinin olası kasıttan cezalandırılmaları gerektiğini, ocakta metan sebebiyle yangın olduğunu bildikleri ve mahkemeye hiçbir şekilde yardımcı olmadıkları için indirimden faydalandırılmamaları gerektiğini belirtti.

Avukat Denizer Şanlı ve Avukat Sercan Aran da, Avukat Seçil Ege ile hazırladıkları esasa ilişkin görüşleri sundu. 
Şanlı, Soma katliamının çok sayıda olayın bir sonucu olduğunu, "ne olursa olsun" mantığı ile yaklaşıldığını dile getirdi. 
Sanıkların bir bölümünün sonucu öngörmelerine rağmen, bütün bu davranışları daha fazla üretim için gerçekleştirdiğini söyledi. 

AŞIRI KAR ELDE EDEN YÖNETİCİLER BİRİNCİ DERECEDEN SORUMLU

En temel işçi sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyeti düşürmek için alınmadığını, diğer şirketlere kaynak aktarıldığını belirten Şanlı, "Ocağın altyapısının bunu kaldırmayacağını bile bile aşırı kar elde eden şirket yöneticileri olayın birinci sorumlularıdır" dedi.
Avukat Sercan Aran da, temel nedenin daha fazla kâr için üretim zorlaması olduğunu belirtti. 

Madendeki üretimin yüzde 16'sının mekanize sistemle üretildiğini, geri kalanın ise emek yoğun ve zorlamaya dayalı üretim olduğunu söyleyen Aran, Soma Kömürleri'nin hiçbir zaman işçi sağlığı ve güvenliğini amaç edinmediğini söyledi.  

Aran şöyle devam etti: "S panosunda, havalandırma ve kurtarma amaçlı olarak açılması planlanan yol açılsa idi bu panoda çalışan 268 kişi bugün yaşıyor olacaktı. Artan havalandırma ihtiyacı için gerekli olan vantilatör kurulmadan üretime geçildi. Sadece bir tane sıcaklık sensörü vardı ve olaydan bir gün önce sıcaklık 46 dereceye kadar çıkmıştı. İşe başlamadan önce verilmesi gereken eğitimler verilmemiş, periyodik eğitimler verilmemiş. Yerüstü eğitimi alan işçi yeraltında çalıştırılmış. Acil eylem planı kağıt üzerinde. Tahliye planı yok. Bu planda yangına karşı önlem yok. Havayı ters çevirme duman S panosuna ulaştıktan, işçiler yaşamını yitirdikten sora yapılmıştır. Zonguldak gibi dışarıdan gelen tahlisiye ekipleri yönlendirilememiştir".

OLAYIN NEDENİ BİLİRKİŞİ RAPORUNDA VAR

Olayın gerçekleşme sebebinin bilirkişi raporunda, eski üretim bölgelerinden, topukların aşındırılması sonucu sızan gazların, karbonmonoksit ve metanın olduğunun açıkca belirtildiğini söyleyen Aran, karaot sondajların da külleme ve barajlama işlemlerinin nitelikli yapılmadığını gösterdiğini ifade etti. Aran,"bilerek ve isteyerek katlettiler" dedi. 

Aran, Alp Gürkan, Can Gürkan ve Mustafa Yiğit'in “gerekli alt yapının oluşturulmaksızın üretimin zorlanması” ana nedeninin ve bu ana amacı gerçekleştirmek için bu amaca bağlı tüm fiillerin faili durumunda olduğunu belirtti.   

SONUÇLARINI ÖNGÖRMÜŞLERDİ

Sanıkların, fiillerinin ulaşacağı vahim sonuçları “bildikleri ve öngördükleri” için sorumluluklarını sanık Ramazan Doğru’ya devretmek ve bu devri “sahte yolla” yasal  biçime büründürmek istediklerini belirtti. 

Aran, sanıklardan genel müdür Ramazan Doğru, Genel müdür teknik yardımcısı Hayri Kebapçılar, işletme müdürü Akın Çelik, işletme müdür yardımcısı ve teknik müdür İsmail Adalı ve  teknik nezaretçi Ertan Ersoy ile şirketin iş güvenliği üç vardiya amiri Memet Ali Günay Çelik'in, şirketin ana stratejisinin gerektirdiği suç fiillerini işletme düzeyinde gerçekleştiren sanıklar durumunda olduklarını, şirket idaresinin karar ve yönelimlerinin  maden ocağındaki uygulayıcıları oldukalrını, üst düzeydeki şirket yetkilileri ve işveren vekilleri olduklarını belirtti. 

İş güvenliği vardiya amirleri Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık’ın da “olası kasıt” hükümleri uyarınca cezalandırılmaları gerektiğini belirten Aran, yine dosyadaki bilgi ve belgelere göre Eynez, Atabacı ve Işıklar İşletmesi’nin tamamından sorumlu bölge müdürü ve Eynez ocağı acil durum eylem plan yöneticisi olan Haluk Evinç ile havalandırma Mühendisi Fuat Ünal Aydın, Elektrik Baş Mühendisi Ümit Şahin’in, Eğitim Mühendisi Murat Bodur'un da olası kasıtla cezalandırılmaları gerektiğini belirtti. 

ÖNCEKİ HABER

Meltem Cumbul: Aydınlık bir Türkiye için #Hayır

SONRAKİ HABER

Akın İpek'in tüm mal varlığına el konuldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa