Hugo Boss aynı: Sendikalı 2 işçi daha işten çıkarıldı

Metehan UD
İzmir

İzmir'in Gaziemir ilçesindeki Ege Serbest Bölgesi’nde (ESBAŞ) kurulu, binlerce işçinin çalıştığı ve dünyanın en tanınmış tekstil firmalarında biri olan Almanya menşeli Hugo Boss’ta sendika karşıtı tutum devam ediyor. 

Sendikalı işçilere yönelik düşmanca tutumu uluslararası denetim örgütlerinin raporları ve mahkeme kararları ile belgelenen fabrikanın genel merkezi, kaybettiği imajını düzeltmek için harekete geçmiş ve fabrikanın genel müdürünü değiştirmişti. Yeni gelen gelen müdür ise işçilerle yaptığı toplantılarda sendikal haklara saygı duyacağını açıklamıştı. 

Şirket yönetiminin bu adımına rağmen, hâlâ fabrikada örgütlenme çalışması yürüten TEKSİF üyesi sendikalı işçiler, mobbing, yer değiştirme, temsilci görevinden alınma, yalnızlaştırılma gibi idari kadrolarca çeşitli baskılara maruz kalıyor. Yönetim, son olarak sendikalı işçilere gözdağı vermek için aralık ayının sonunda İrem Körken ve Ziya Kozan isimli sendika üyesi 2 işçiyi çeşitli gerekçelerle haksız yere işten çıkardı.

‘ÇOK SEVİLEN BİR ELEMANDIM’

İşçilerden İrem Körken, 6 yıldır fabrikada çalışıyordu. Sendikalı olduğu öğrenildiğinden itibaren yöneticilerin kendisine olan tavrını değiştiğini dile getiren Körken şunları söyledi: “Çok sevilen bir çalışandım. Esnek kariyeye yükseltildim. 14 tane yetkin olduğum bölüm vardı. Sendikalı olduktan sonra yöneticiler beni tehdit etmeye başladı. ‘Örgütlenme görürsem görevini değiştiririm’ dendi. Bu şikayetimi FLA’ya da bildirdim, kayıt altına alındı. Daha sonra hiç bir şey yokken yerim değiştirildi. Verimlilik birimi düşük olan bir yere gönderdiler, performansımı düşük göstermek için. Daha öncesinde üstüme gelebilecek bir sebepleri yoktu, sebep yaratmaya çalıştılar. Çıkartmak istedikleri işçiye bu şekilde davranıyorlar. Sonrasında da savunma istiyor verimlilik düşük diye.”

‘SUÇLU GİBİ DAVRANDILAR’

Yakın tarihte bir kez daha yerinin değiştirildiğini ifade eden Körken, “Boynumdaki rahatsızlığımdan kaynaklı o bölüme gitmek istemedim ama sonrasında tazminatla işten çıkarmayı önerdiler. Ben de kabul etmeyince o bölüme gittim. Benim kabul etmememi bekliyorlardı herhalde, 3 gün sonrasında da işten çıkardılar. Benim servis kullanmama izin vermeden güvenlik eşliğinde sanki hırsızmışım gibi dolabımı boşalttırdılar, sonrasında güvenlikte beklettiler ve bütün servisler gittikten sonra beni o şekilde gönderdiler arka kapıdan” diye konuştu.

‘BİZİ TEHDİT OLARAK GÖRÜYORLARDI’

İçeride sendika çalışması yürüttüğü için işten çıkarıldığını vurgulayan Körken devam etti: “Ben etrafımdaki işçilere haklarını öğretiyordum. Sendikalı olmaya çağırıyordum. Tabii ki bunu istemiyorlardı. Bizi tehdit unsuru olarak görüyorlardı. Pasif, sindirilmiş işçi istiyordu. Beni de yalnızlaştırmaya çalıştılar, göz hapsinde tutuyorlardı. Konuştuğum işçileri sorguya çekiyorlardı. İçerideki işçiler kesinlikle haklarını korusunlar, kendilerine dayatılan baskıyı kabul etmesinler. Sendikaya danışsınlar, birlik olsunlar. Hiç bir şeyden korkmasınlar, örgütlü bir gücün arkasında kimse duramaz.” 

SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARINA SAVUNMA

Engelli kadrosunda çalışan bir yıllık işçi Ziya Kozan da sendika üyesi olduğu öğrenildikten sonra zor işlere gönderildiğini belirtti. Kozan işten çıkarılma sürecini şu sözlerle anlattı: “Sendikayı duyduktan sonra baskı kurmaya başladılar. Baskı uygulamak için sürekli bahane arıyorlardı, sosyal medya paylaşımlarımızdan bile savunma istediler. Savunmamı temsilci aracılığıyla genel müdüre de yolladım. Çıkartmak istediklerini düşündüğüm için genel müdürün de süreçten bilgisi olmasını istedim ama savunmamı verdikten 15 dakika sonra işten çıkardılar. Performans düşüklüğünü gerekçe gösterdiler. Engelli olmama rağmen beni zor işlere sürüyorlardı. Kasten, sendikalı olduğum için yapıyorlardı. Sendikaya üye olduktan sonra bir yerden vurmaya çalışıyorlar. İşe ihtiyacım vardı çıkardılar, kış vakti işsiz kaldım.” 

YÜZLERCE İŞÇİ ÇIKARILMIŞTI

TEKSİF’in örgütlenme çalışmalarına başladığı 2010 yılında fabrikadan yüzlerce işçi işten çıkarılmış, işten çıkarılan işçiler serbest bölge girişinde kurdukları direniş çadırlarında aylarca kalmışlardı. Bu süreçte açılan işe iade davalarının tamamına yakına Yargıtay tarafından işçiler lehine onanmış ve şirket işçilere tazminat ödemeye mahkum bırakılmıştı. Öte yandan uluslarası denetim kurumu Adil Çalışma Örgütü de (FLA) yayımladığı raporda fabrikada sendikal hakların çiğnendiğini belirtmişti. Yeni gelen genel müdür sendikal hakları tanıyacağını açıklasa da fabrikada son olarak geçtiğimiz yıl Süleyman Budak ve Abdullah Satan isimli iki sendika üyesi işçi daha işten çıkarıldı.