16 Ocak 2017 10:19

İzmir'de 'Laik ve bilimsel eğitim' isteyenler yargılanıyor

İzmir’de ‘Laik ve bilimsel eğitim’ talebiyle yapılmak istenen yürüyüşte gözaltına alınan 94 kişiye açılan davanın ilk duruşması görüldü.

Paylaş

İzmir’de AKP’nin eğitim politikalarına karşı “Laik ve bilimsel eğitim” talebiyle Eğitim Sen, Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Alevi Dernekleri Federasyonu (ADF), Alevi Vakıflar Federasyonu (AVF), Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin çağrısıyla 13 Şubat 2015 günü gerçekleştirilmek istenen yürüyüşe yönelik polis saldırısı sonucu çok sayıda kişi darbedilerek gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan 94 kişi hakkında “Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması İzmir Adliyesi’nde görüldü. 

İzmir Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya sanıklar ile avukatları katılırken, mahkeme sanık sayısının fazla olması nedeniyle davayı üç güne böldü. Kimlik tespitinin ardından ifadelere geçilen duruşmada sanıklar, anadilde eğitim hakkını ve laik demokratik bir eğitimi savundukları için orada olduklarını söyledi. “Bu suçsa bu suçu işlemeye devam edeceğim. Hukuksal hakkımız engellenmiştir” diyen sanıklar, polis saldırısının planlı yapıldığını ve mağdurların yargılandığını söyledi. Ayrıca sanıklar o gün Türkiye genelinde aynı konuda başka eylemler yapıldığını ancak bir tek İzmir’de saldırı olduğuna da dikkat çekti. Sanıklar suçlamaları kabul etmeyerek, asıl yargılanması gerekenlerin demokratik haklarına müdahale eden kolluk kuvvetlerinin olduğunu söyleyerek berat kararı verilmesini talep etti. 

‘LAİKLİĞİN YARGILANMASINA DEVAM EDİLMEMELİDİR’

Sanık avukatlarından Hasan Hüseyin Evin müvekkillerinin meşru haklarını kullandığını ve şuan cemaat soruşturması sebebiyle tutuklu olan dönemin İzmir Emniyet Güvenlik Şube amiri Yusuf Uysal’ın toplanan kişileri tahrik ederek müdahale ettiğini söyledi. AİHM’nin gösterilerde müdahale edilenlerin “direnme hakkı” olduğuna dair kararının bulunduğunu hatırlatan Evin, “Bir suç varsa sanıklar değil, müdahale eden kolluk kuvvetleri suçludur. Bu tür eylem ve etkinliklerde polisin bir görevi de demokratik hakkını kullanan kişilerin güvenliğini sağlamaktır. Ama ülkemizde demokratik talebini kullananlara önce polis müdahale etmektedir. Anayasada tanımlanan laik, sosyal, demokratik devlet gerçekten varsa yargılanması gerekenler dönemim valisi, emniyet amiri ve dosyayı hazırlayan savcıdır. Biz insanlara, ‘neden demokratik hakkınızı kullandınız’ diyemeyiz. Böyle bir yargılama olmaz. Bir hukukçu olarak böyle bir yargılamada savunma yapmaktan utanıyorum. Sanıkların ifadelerinden sonra dosya aydınlanmıştır. Sanıklar demokratik haklarını kullanmışlardır. Bu kişilere daha fazla soru sorulmaması, hukuksuzluğa ve laikliğin yargılanmasına daha fazla devam edilmemesi için derhal berat kararı verilmelidir” dedi. 

‘SİZ BURADA LAİKLİĞİ YARGILIYORSUNUZ’

Avukatlardan Nedim Değirmenci de, müvekkillerinin, toplantı özgürlüğü kapsamında bir çağrı üzerine eyleme katıldıklarını belirterek, “Kolluk güçlerinin müdahalesine kadar hukuka aykırı herhangi bir eylemde bulunulmamıştır. Demokratik haklarını kullananlar hakkında hukuksal olmayan bir yolla dava açılmıştır. Bu dosya hukuksuzluk dosyasıdır. O gün emniyette yaşananları da gördük. Ortada bir suç işleme durumu yoktur. Sanıkların derhal baretine karar verilmesini talep ediyorum” diye konuştu. Savunma yapan diğer avukatlar ise Anayasada geçen “laiklik” ve “demokratik devlet” ibaresinin hiçe sayılarak bu yargılamanın yapıldığını belirterek, “Siz burada laikliği yargılıyorsunuz” dedi.                        

Öte yandan sanıkların birçoğuna polisin müdahalesi nedeniyle alanın trafiğe kapanmasından dolayı para cezası kesildiği de ortaya çıktı. Mahkeme bir kısım sanıkların dinlemesi için duruşmayı 17 Ocak’a (yarın) erteledi.  (İzmir/EVRENSEL)
 

ÖNCEKİ HABER

Burhan Sönmez, PEN Yönetim Kurulu’na girdi

SONRAKİ HABER

BTS: Yolcu güvenliği yandaşa kurban gidecek!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...