14 Ocak 2017 07:38

‘Çıkış yolu, Suriyeli ve Türkiyeli işçilerin birliğinde’

'Ölüm Koridorundan Mülteci Pazarlığına – Sığınamayanlar' kitabının yazarı Ercüment Akdeniz İzmir'de okurlarıyla bir araya geldi.

Paylaş

İzmir’de okuyucuları ile bir araya gelen Sığınamayanlar kitabının yazarı Ercüment Akdeniz, hem büyütülmek istenen savaşın hem de toplumun içindeki kutuplaşmanın çözümünün Suriyeli ve Türkiyeli işçilerin birlikte hareket etmesinden geçtiğini vurguladı. 

Konak Kent Konseyi Mülteci Meclisi, düzenlediği kitap söyleşisi ile Evrensel Basım Yayın tarafından yayınlanan “Ölüm Koridorundan Mülteci Pazarlığına – Sığınamayanlar” kitabının yazarı gazeteci Ercüment Akdeniz’i konuk etti. 

Kent Konseyinin toplantı salonunda gerçekleşen söyleşide, bölgede devam eden savaş, Türkiye, AB arasındaki mülteci pazarlığı, Türkiye’deki mültecilerin yaşam koşulları, toplumun farklı kesimlerinin mültecilere bakış açısı, mülteci sorununun sınıfsal boyutu konuşuldu. 

Dünyayı mevcut haliyle sürdürmenin çok mümkün olmadığı ve tıkanıklığı aşmak için küresel çok uluslu şirketler ile ve devletlerin dünyayı yeniden paylaşmak istediğini belirten Akdeniz“6 yıldır Suriye’de devam eden savaş emperyalistler arası çatışmanın bir satranç tahtası idi. 3. Dünya Savaşı’nın, Suriye’de başlamış olabileceğine dair de düşünceler de var. Şu anda ekonomik kriz ve siyasal ortam, 1. Dünya Savaşı’nın hemen öncesine benziyor. Büyük göç ve katliamların yaşandığı 2. Dünya Savaşı’nın ardından kurulan BM, bozulan uluslararası ilişkileri düzenlemek üzere bazı sözleşmeler imzaladı. Bu sözleşmelerden en önemlilerin de biri de göç ve mültecileri ilgilendiren 1951 Cenevre Sözleşmesi. Şu anda Cenevre Sözleşmesi’ni eleştirmekle beraber arar hale geldik. Şu anki siyasal ortamdan dolayı uygulanmıyor” dedi. 

‘BİZ DE SORUNA SİYASAL OLARAK YAKLAŞMALIYIZ’

Suriye’de başlayan savaşın ardından çizilen sınırların, imzalanan anlaşmaların geçersizliği üzerine politikacıların daha yüksek sesli konuşmalara başladığını da ifade eden Akdeniz şunları söyledi: “Liderler, yeni bir yüzyılda olunduğunu ve 20. Yüzyılın kanunlarının kendilerini bağlamayacağını dile getirmeye başladı. Şu anda da yaşanan göçün ardında bu durum var. Sınırlar tanınmadığı sürece savaşın ve göçün başlaması kaçınılmazdır. Ortadaki göç bu kadar siyasallaşmışsa, bizim de siyasal olarak yaklaşmamız gerekiyor. Dünya yeni bir konsepte doğru gidiyor. Dünyanın bütün mültecilerinin, işçiler ile ezilenler ile buluşacağı yeni bir çıkış yakalamamız gerekiyor yoksa hepimiz mülteci oluruz ama şu anda Suriye’deki kutuplaşma ile Türkiye’de kutuplaşmayı bir araya getirmiş durumdayız. Toplumun zaten büyük bir kesimi Suriyeliler ile temas etmiyor. Onun dışında belirli yapılaşmaların ise kendi Suriyelisi var ve ötekisine dokunmuyor.”

‘ARAPÇA, KÜRTÇE BİLEN SOSYALİSTLERE İHTİYAÇ VAR’

Kitabında da bahsettiği çıkış yoluna değinen Akdeniz “Ülkedeki mültecilerin resmi rakamlara göre 400 bini işçi ama gerçekteki sayı daha fazladır. Türkiye’ye adım atar atmaz proleterleşmek zorunda kalan, çalışmaya başlayan bir kitle var. İşte çıkış da burada.Suriye’de birbiriyle çatışma içinde olan farklı taraflardan insanlar aynı tezgah başında. Suriyeliler ile Türkiyeliler aynı işyerinde çalışması sınıf birliğini, sınıf kardeşliğini getiriyor. Türkiyeli işçiler Arapça öğreniyor, Suriyeli işçiler Türkçe öğreniyor. Ekmeğini beraber paylaşıyorlar. Evet, Türkiye’de genel olarak işçiler, Suriyeli işçileri istemiyor, işlerini elinden aldığını düşünüyor ama aynı tezgahta, aynı fabrikada çalışan işçiler için durum öyle değil. Bu işyerleri ne kadar örgütlenirse bu olumsuz yapı değişecektir. Şu anda Arapça, Kürtçe bilen sosyalistlere, Türkçe’nin yanı sıra Arapça, Kürtçe bildiri basıp dağıtan sosyalist örgütlere, sendikalara ihtiyaç var. Öte yandan elbette, her mahallede dayanışma içinde olunmalı. Başka bir çıkışımız yok” dedi. (İzmir/EVRENSEL)
 

ÖNCEKİ HABER

HDP milletvekili Ferhat Encu için şimdi de 22 yıl istendi

SONRAKİ HABER

Munzur Vadisi'nde HES ve baraj için acele kamulaştırma

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa