13 Ocak 2017 02:32

‘Yeni yılı işsizlikle karşıladık’

Yılbaşı arefesinde Avon’da işten atılan iki kadın işçi Evrensel’e yazdı. İşçiler Avon’un çalışma koşullarını ve işsizlik sürecini anlatıyor.

Paylaş

Avon’dan atılan iki kadın işçi
İstanbul

Merhaba Evrensel okurları...

Biz Avon bünyesinde taşeron olarak çalışan iki kadın işçi olarak, 30’a yakın kadın arkadaşımızla birlikte, yeni yıla işsiz olarak girdik. Sizlerle işten çıkarılışımızı ve çalışma koşullarımızı paylaşmak istedik.

Bir kozmetik fabrikası olan Avon’da işçi arandığını duyduk ve iş başvurusu yaptık. Avon fabrikası yaklaşık 200-250 çalışanı olan ve çoğunluğunu kadın işçilerin oluşturduğu iki vardiya olarak çalışan bir fabrika. İş görüşmesine gittiğimizde bize, Avon çatısı altında çalışacak takım arkadaşları aradıklarını, iş kurallarına ve kaliteli çalışma koşullarına uyduğumuz sürece beraber çalışabileceğimizi, 10 yıldır fabrikada çalışan işçiler olduğunu söyleyerek bir süre belirtmeden sözleşme yaptılar ve işe aldılar. Fabrikada bant sisteminde, tek kişilik hatlarda çalışıyorduk. İzin almanın zor olduğu çalışma ortamında tuvalete hatta su içmeye bile gidemiyorduk. Bu çalışma koşullarına sırf işten çıkarılmamak için aylarca katlanmak zorunda kaldık. Çünkü Avon’dan önce çalıştığımız işlerde hasta olduğumuz için bir gün işe gidemediğimizde bu durum performansımızın düşük olduğuna gerekçe gösterildi. İş bulmanın ne kadar zor olduğunu iş aradığımız süre boyunca gördük. Yeniden işsiz kalmamak için Avon’da bu zor koşullarda çalışmaya devam ettik.

HASTA OLSAN DAHİ İŞE GİDİYORSUN

Kozmetik fabrikası olduğu için hatta çalışanların tamamını kadınlar oluşturuyor. Bir hatta genellikle 6 kadın işçi bir de hattan sorumlu “joker” işçi oluyordu. Sadece malları ve kolileri getiren işçiler erkek. Ama çoğu zaman kadın işçiler olarak işi yetiştirmek için ağır kolileri taşımak zorunda kalıyorduk. Çünkü hattı durdurmamıza izin verilmiyordu. Bu koşullardan ötürü çoğu işçi belinde ve boynundaki sürekli ağrılardan şikayetçi olduğunu söylüyordu. Hattı durdurduğumuzda dakika tutuyorlardı. Ürün yetişmediğinde ise mesaiye kalıyorduk. Sürekli hızlı çalışın diye baskı yapıyorlardı. Eğer hat yavaş ilerlerse joker olarak adlandırılan işçinin ‘bonus’undan kesiliyordu. Bonus bir ay boyunca sürekli izin almadan, mesailere kaldığında hatasız çalıştığında verilen 150-200 TL arasında bir ödüllendirme sistemi. Ama diyelim bir ay boyunca çalıştın, mesailere de kaldın ama hastalandığında işe gidemediğinde bonusun iptal oluyor. O emeğin, yorulmuşluğun tamamen boşa gidiyor. Emeğinin çok altında kaldığı halde işçiler bu 150 TL’yi alabilmek için hasta dahi olsa işe gelmek ve mesaiye kalmak zorunda.

Yeni yıl yaklaşırken sürekli olarak keyfi uyarılarla karşılaşmaya başladık. Örneğin; bize ürün getiren erkek işçilerle konuşmamız yasaklandı. Molaya çıkmamıza 1 dakika kalsa bile yerimizden ayrılmamıza izin verilmiyordu. Bu uyarılar daha çok yeni işe giren ve yevmiye ile çalışan işçilere yapılıyordu.

İŞTEN ATMALARI GİZLEDİLER

Yeni yıldan birkaç gün önce bizlere eksik evraklarınız var diye imza attırdılar. Bizler de ustabaşına ‘İşten çıkarılma olacak mı?’ diye sorduk ama cevap vermedi. Bir sonraki hafta gece vardiyasında olacağımızı söyleyip yanımızdan ayrıldı. Cumartesi günü çalışmadığımız halde bizleri tek tek arayarak emrivaki yaparak bir saat içinde fabrikada olmamızı, bölge müdürünün bizimle konuşacağını söylediler. Neden diye sorduğumuzda açıklama yapmadılar ısrar edince de bölge müdürünün açıklama yapacağını söylediler. Fabrikada bütün işçileri bir salona topladılar. İki kişi şeklinde görüşmeye alıyorlardı. Salondaki kadın arkadaşlara tek tek görüşmeyelim, bize burada bir açıklama yapsınlar dedik. Salonda bizimle görüşmeye çalışan kişiye bu talebimizi söylediğimiz halde dikkate alınmadı. Görüşmeye gidenler bir daha salona dönmüyor, direkt çıkışa yönlendirildikleri için ne konuşulduğunu da merak ediyorduk. Bize içeri giden işçilerden birinin bölümünün değiştirildiğini söylediler. Biz de bölümümüz değişir diye bir umut beklemeye başladık. İçeri girdiğimizde bize işten çıkarıldığımızı söylediler. Sürekli işe geldiğimiz, hatasız çalıştığımız, mesailere kaldığımız halde neden işten çıkarıldığımızı sorduğumuzda cevap vermediler. 15 gün önceden bize haber vermeleri gerektiğini, iş arama hakkımızı elden aldıklarını söylediğimizde ‘Bizim de yeni haberimiz oldu’ dediler. İşe girerken doldurduğumuz formlarda kredi ödediğimiz borçlarımızın olduğunu bildiklerini söylediğimizde ‘Sizin ihbar tazminatınızı ödüyoruz’ diyerek bizi susturmaya çalıştılar. Aslında işten çıkarılma olacağını bildikleri halde bizden gizlediler. Çünkü işten çıkarılacağımızı bilseydik tepki göstereceğimizi, mesaiye kalmayacağımızı ya da çalışmayı yavaşlatacağımızı biliyorlardı. Çalışmanın yavaşlaması, hele de yılbaşı öncesi yoğunluğun olduğu bir dönemde onların işine gelmezdi.

KİRALIK İŞÇİLİKLE İŞ BULMAK ZORLAŞTI

Birdenbire işten çıkarıldığını duymak hepimizi etkiledi. Bizi işten çıkarılmanın dışında en çok üzen ise; devamsızlık yapmadan, mesailere kaldığı, hatasız çalıştığı halde işten çıkarılan kadın arkadaşımızın işsiz kaldığını duyduğunda o öfke ve kızgınlıkla ağladığı için temsilciden özür dilemesi oldu. İşe aldıklarında da herhangi bir süre belirtmeden belirsiz iş sözleşmesi yapıyorlar. İşçiler de süre belirtilmediği için sürekli çalışacağını düşünüyor ve borcunu kapatmak için kredi çekiyor ya da kredi borcunu ödeyebileceğini düşünüyor. Evliysen, kirada oturuyorsan ya da bekar olsan da evi geçindirmek zorundaysan bu çalışma koşullarında ve ücretlerle borcun olmak zorunda çünkü başka türlü geçinemiyorsun.

İşten çıkarıldığımızdan beri borçlarımızı nasıl ödeyeceğimizi düşünüyoruz. Kredi borçlarının günü geliyor ve nasıl ödeme yapacağımızı bilmiyoruz. Çünkü iş bulmak artık o kadar kolay değil. Birçok fabrikada kriz bahane edilerek işçi çıkarılıyor. Kiralık işçilik yasasından sonra iş bulmak daha da zorlaştı. Bir fabrikaya girsen bile en fazla 2 ay çalışabiliyorsun. Yasalar tamamen patrondan yana ve işsiz sayısı bu kadar yüksekken bizleri kötü koşullarda çalışmaya mahkum ediyorlar. İş başvurusu için fabrikalara gidebilmek için de cebimizdeki son parayı yol parası olarak harcamak zorundayız. O yüzden arkadaşımla karar verdik. Ben iş başvurusu için gittiğim yerlerde alım olup olmadığını ona haber veriyorum böylece o bir daha yol parası vermek zorunda kalmıyor. Ama bu ekonomik kriz ortamında ne kadar daha idare edebiliriz bilmiyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Görüşmelerin 4. gününde Meclis kendini topal bıraktı

SONRAKİ HABER

'Birlikte hareket edersek TİS istediğimiz gibi biter'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa