13 Ocak 2017 02:02

'Tek ses medya, işçileri gerçeklerden uzaklaştırıyor'

İşçilerle başkanlık sistemini konuştuk. Kimi ‘dış güçlerin oyunu diyor’, kimi bilgilendirilmemekten şikayet ediyor, ama çoğu işçi gelecekten kaygılı.

Paylaş

Vedat YALVAÇ
İstanbul

Başkanlık sistemi tartışılıyor bugünlerde? Ne düşünüyorsun bu konuda?

Bilmiyoruz onu biz. Tamamen açıklamasını yaparlarsa bir şey söyleyebiliriz ama şimdi ne diyelim. Herkesin bir pencereden bakması gibi bir şey mi olacak bu? Herkes milletvekillerini seçecek başkan bir tane olacak. Herkes o kişiye çalışacak öyle mi? Ben hiçbir zaman devletime zara gelmesini istemem. Devletim de bana zarar vermesin. Karşılıklı. Başkanlık bize faydalı olacak mı? Aslına bakarsan hem iyi hem kötü. İyi tarafı Cumhurbaşkanı işçiler için ne derse o olacak.

Şu anda da o gücü yok mu? Mesela Cumhurbaşkanı istese asgari ücret senin dediğin gibi 1600 lira yapılmaz mıydı?

Bilmiyorum patron veremem diyor?

Öyle mi gerçekten?

Veremez olur mu? Kazanıyorlar ama işçiye vermek istemiyorlar. Geçen bir toplantıda Cumhurbaşkanımız ‘Bütün parayı cebinize koymayın işçinize de dağıtın’ dedi. Tabii kanuna dökülmesi gerekir. Lafla olmuyor.

Karadenizli olan Serapool işçisi kadın işçi, başkanlığın kendince iyi tarafını böyle anlatırken kötü tarafları için şunları söyledi: “Bu yetkilerin Erdoğan dışında başkasına geçtiğini düşünsenize. 15 Temmuz’da FETÖ’cülerin kazandığını getirin aklınıza bir an için. Çocuklarımızı dışarı bile çıkaramazdık. Şimdi parayı az alıyoruz ama rahatız. O kazansa sokakta polis olacak asker olacak bana hükmedecek.”

İŞYERİNDE İKNA OLUYOR AMA...

“Etraftan ne duyuyorsak o var aklımızda. Başka bir bilgimiz yok” diyen kadın işçinin “etraf” diye kastettiğine LC Waikiki işçisi açıklık getiriyor: “Şu an bir basın kalmamış ki zaten. O yüzden herkes havuz medyasına göre değerlendiriyor. Herkes televizyonu açıyor onlar ne diyorsa doğrudur diyor. Onlara göre kendini biçimlendiriyor. O yüzden sağlıklı olarak fikir edinemiyor ki. Bağımsız bir basın kalmadığı için onlar da ona göre değerlendirme yaptığı için adamın açığını görmüyor. Eğer basın özgür olsaydı kendisi değerlendirebilirdi. Çoğu kişi yapılanları konuştuğun zaman söyleyecek sözü olmuyor. Susuyor. Söyleyecek lafı yok.”

Melek Tekstil işçisi de fabrika içerisinde konuşarak ikna ettikleri AKP’li işçilerin eve gidip işe geri döndüklerinde eski hallerine döndüklerini söyledi. “Herkesin kaygısı var. Patlamalar, artan ölümler, Suriye’de yürütülen savaştan kaynaklı çok büyük kaygılar var fakat bunları dışarı yansıtmıyorlar. Çünkü evlerine gidip yalnızca A haber ile atv’yi izliyorlar. Bunları izleyerek içindeki bu kaygıları bastırıyorlar. Genelde birebir konuşmalarımızdan edindiğim izlenim bu” diyen tekstil işçisi şöyle devam etti: “Kendi içinde kendisini eleştiriyor. Yani birebir konuşuyorsun yapılan haksızlıkları kabulleniyor. Söylediklerini de kabulleniyor. Ama toplu bir şekilde konuştuğun zaman kabullenmiyor. Çünkü diğer AKP’li arkadaşlarından tepki alacağından korkuyor. Birebir kabul ediyordun diyorum şimdi neden kabul etmiyorsun diyorum. Sessiz kalıyor. Çünkü diğer AKP’li arkadaşı tepki gösterecek ona. Baskılanma oluşuyor. AKP’li arkadaşlarımın yüzde 60, 70’i birebir konuşulduğunda hem iç hem de dış politikada yanlış yapıldığını söylüyor. Ama… Bu kanallar ‘Onlar bombaladıkça bizim daha da kenetlenmemiz lazım’ diyor. Böyle deyince işyerinde oluşan kaygılar eve gidip gelince değişiyor. Bu kanalların etkisinde kalarak tekrar o fikirleri savunmaya başlıyor. 3 gün sonra yine bomba patlıyor bu duyguları yine dışa çıkıyor. Bomba patladığı zaman bir anda isyan ediyor. ‘Yine şehit sayısı arttı. Son yılların büyük şehitlerini veriyoruz.  Nasıl olacak’ diyerek kendi kendine sorular soruyor. Ancak çözüm bulamıyor. Eve gidince de A Haber’in çözümleri ile fabrikaya dönüyor. Yoksa haberleri soruyor yoksa sormuyor değil. Ancak ona cevap bulacak bir vakti yok. Çünkü zamanı yok. Çünkü sabah 8’de işe gidiyor. Akşam 10’da eve geliyor. Çok düşünemiyor. Çok irdeleyemiyor. Eve gittiğinde en fazla yaptığı televizyon izlemek oluyor.”

‘DIŞ GÜÇLERİN OYUNU’

“Yaşanan patlamalar, doların yükselmesi… Bu yaşananların hepsi dış güçlerin oyunu…” AKP’li işçilerin pek çoğunda hakim olan fikir bu. “A Haber ne diyor: Bunlar dış güçlerin oyunu!” diyen Melek Tekstil işçisi “Mesela Reina’daki terör saldırısından söz ediyoruz. ‘Tayip Erdoğan üzerine oynanıyor. Erdoğan aldı başını gidiyor, büyüyoruz, gelişiyoruz. Bunun önüne geçmek istiyorlar.Tayyip’i durdurmak istiyorlar. Bunun için de emperyalist ülkeler kendi aralarında iş birliği yapmış. Hedef şu an ilerlemekte olan Türkiye’yi durdurmak’ diyorlar. Patlamaları tamamen dışarının oyunu olarak görüyorlar” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

‘Yaşananlar geleceğimizin turnusolü’

SONRAKİ HABER

Obama'dan Biden'a 'Devlet Başkanlığı Özgürlük Madalyası'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...