12 Ocak 2017 00:53

Hüseyin Düzgün yoldaş değerlerini ve mücadeleni yaşatacağız!

Yıldız Eren, geçtiğimiz günlerde Paris’te yaşamını yitiren DİDF üyesi ve işçi sınıfı mücadelesi neferlerinden Hüseyin Düzgün'ün (Şixo) ardından yazdı.

Paylaş

Yıldız EREN
Paris

Kürt ve Ermeni bir ailenin çocuğu olarak Dersim bölgesinde dünyaya geldi. Genç yaşta önce annesini, sonra da babasını kaybetti. Küçük yaştan itibaren yaşamın gerçekleri ve acımasızlığıyla büyüdü. Ezilen, hor görülen, kıyıma uğrayan bir halkın evladı olarak kısa sürede ezilmişliğe, sefalete karşı mücadele fikirleriyle buluşunca bunların saflarında yer alarak büyüdü.

İşçi sınıfının ve Kürt halkının, ezilen emekçilerin taleplerini savunan hareketin saflarında her halk evladı gibi yerini aldı. Bu davanın bir sıra neferi olarak üzerine düşenleri yerine getirmeye çalıştı.

Ülkeyi karanlığa gömen, mücadeleyle kazanılmış demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran 12 Eylül askeri darbesinden sonra, on binlerce yurtsever, devrimci ve ilerici insan gibi ülkesini kısa bir süreliğine terk etmek zorunda kaldı.

1989’da geldiği Fransa’da bir köşesine çekilip yaşantısını oluşturma yolunu tercih etmedi. Buradaki Türk ve Kürt kökenli emekçilerin ayırımcılığa, dışlanmışlığa karşı örgütlenme ve Fransız kardeşleriyle birlikte hareket etme çalışmasının saflarında yer aldı. Her dönem, saflarında yer aldığı hareketin çizgisi doğrultusunda emekçi halkın özlem ve çıkarlarını her şeyin üstünde tuttu.

Partisine ve yoldaşlarına içten bağlılık, onun en değerli özelliğiydi. Türkiyeli göçmen derneklerinin yönetiminde yer alırken, hem sıradan bir nefer, hem de örgütlenmenin gereklerini yerine getiren bir yöneticiydi. Burada her göçmen işçinin yaşadığı sorunlarla karşılaştığında, bunları kendisine birey olarak sorun yapma yerine toplu ve örgütlenerek çözüm bulunabileceği düşüncesiyle hareket ederek ona göre davrandı.

İYİ BİR SPORCU VE YÖNETİCİYDİ

Sportmenliği sadece bir taraftar ve hobi olarak değil, sosyalizm ve devrim mücadelesinin amaçlarına uygun olarak spor sevgisini gençlerle paylaşmayı tercih etti. Uzun yıllar Paris’te futbol sevgisini genç arkadaşları bir araya getirerek, takımlar kurarak, turnuvalar tertipleyerek sürdürdü. Gençlerin kötü alışkanlıklara kapılmaması, sporun her zaman dostluk ve kardeşlik duygularıyla yapılması, rekabet değil, kolektivizm anlayışının yerleşmesi için yıllarca uğraşı verdi. Ve bu ilkesiyle onlarca gencin hem ağabeyi hem de antrenörleri oldu.

Herhangi bir şahsi çıkar gözetmeden bunları yaparken kendi özel yaşantısında, maddi yatırımlar peşinde koşmak onun dünyası değildi. Mevcut düzenin dayattığı bireyci yaşantı yolunu seçmedi, her zaman sade bir işçi gibi yaşadı. Davasına bağlı, yoldaşlarına değer veren birisiydi. Yoldaşlarına içten bir kardeşlik duygularıyla bağlıydı. 30 yıllık mücadele birikimi ve örgütlenmesinde yer almış biri olarak yeri geldiğinde mücadele saflarına yeni katılmış sıradan bir nefer heyecanı ve naifliğiyle davasına bağlıydı.

“Değişen dünya değerlerine” değil, insanlığın en yüce davası olan gökleri fethetme kavgasının değerlerine bağlıydı. Her dönem dava arkadaşlarını yanı başında görmek isterdi. Son bir yıldır amansız hastalıkla mücadele ederken, iyi olduğu dönemlerde yoldaşlarıyla buluşma özlemi çekerdi. Belki de “yoldaşım” kelimesini yüreğinde hisseden, deyim yerindeyse hakkını vererek telaffuz eden, ender insanlardan biriydi. Bu dünyada kendisine ait bir özel varlığı olmadı. Tek varlığı davası ve sevgili oğlu Emile oldu.

İnsanlığın kurtuluşu, işçi sınıfının zaferi ve ezilen ulus ve halkların kendi kaderini özgürce tayin etme davasının sıra neferi; seni, kaybettiğimiz öteki halk evlatları gibi yüreğimize gömeceğiz.

Gözün arkada kalmasın yoldaşım. Senin sahiplendiğin değerleri yaşatıp, kardeşlik duygularını, içtenliğini kuşaktan kuşağa aktaracağız. Seni saygıyla ve kardeşlik duygularıyla selamlıyoruz.

Bıramın; davamız ve değerleri yaşayacak.

ÖNCEKİ HABER

CHP, 5. madde oylamasını boykot etti

SONRAKİ HABER

İşçi çıkarlarını savunmak sendikal çalışmanın temeli olmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...