08 Ocak 2017 11:26

Yaman: Hükümet her yaptığını onaylayacak üniversite istiyor

TSBD'nin düzenlediği 'Bilimsel Özgürlükler ve Üniversite Özerkliği' toplantısında Hükümet her yaptığını onaylayacak üniversite istediği belirtildi.

Paylaş

Derya KAYA
Ankara

Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin düzenlediği “Bilimsel Özgürlükler ve Üniversite Özerkliği” toplantısının öğleden sonra gerçekleşen oturumunda Türkiye’de üniversite özerkliği mücadelesi tartışıldı. Mimarlar Odası Konferans Salonunda gerçekleşen toplantıya 22 Kasım’da yayınlanan 677 sayılı KHK ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi İktisat bölümünden ihraç edilen Doç. Dr. Melda Yaman’ın da katıldığı oturumda akademinin son dönemde yaşadığı siyasi müdahaleler konuşuldu.

‘BİLDİRİ SONRASI LİNCE MARUZ KALDIK’

Yaman, barış bildirisine imza atmasıyla başlayan süreci de aktardığı konuşmasında, “Ondokuz Mayıs Üniversitesinde bildiriye imza atan 6 akademisyendik. Hakkımızda 'hendekçi', 'terörist' olduğumuzun propagandası yapıldı.  Zamanında akil insanlar arasında olup barıştan bahsedenler hakkımızda ‘Onlarla ilişkilerinizi gözden geçirin’ diyerek tehdit etti. Çok yakın arkadaşlarımız hariç kimseyi yanımızda bulamadık, onlar da biz de ürktük” dedi.  Samsun’da yaşadıkları linç sürecine de değinen Yaman, sokağa çıkarken korktuklarını, evlerinin çevresine pankartların dahi asıldığını söyledi. 

‘AKADEMİSYENLER SİYASİ KOŞULLARA GÖRE POZİSYON ALIYOR’

Yaman, fakültede bir dönem Dekan olan, barış bildirisine imza atmaları sonrası kendilerine yönelik karalama kampanyalarına katılan bir akademisyenle ilgili yaşadıklarına şöyle anlattı: “Fakültede bir etkinlik düzenlendi. Öğrencilerimiz üniversite özerkliği üzerine sunum yaptılar. O dönemde Selçuk Üniversitesi’nde bir akademisyenin ‘Dekolte giyen kadın tecavüzü hak eder” açıklamasının olduğu dönem. Öğrencilerimden biri Dekana ‘Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz” diye sordu. O da ‘düşüncelerine kesinlikle katılmıyorum, ama özgür üniversitelerde akademisyenlerin böyle aykırı düşünceleri ifade etme hakkı vardır’ dedi. Bu da aynı akademisyenin siyasi koşullara göre nasıl pozisyon aldığının göstergesidir” dedi. 

‘AKADEMİDEKİ MUHALİFLERİ AYIKLAMAK İSTİYORLAR’

Yaman son bir yıldır soruşturma nedeniyle derslere girişlerinin engellendiğini ifade ederek, ihraçların sadece barış bildirisine imza attıkları gerekçesiyle cezalandırma amaçlı olmadığını, akademideki muhalifleri ayıklama denemesi olduğunu söyledi. Meselenin sadece kendilerinin akademiye dönme meselesi olmadığını da belirten Yaman, “Arkadaşlarımız sınıflarda konuşmaktan korkuyor. Eğer ki beraberce ‘dur’ diyemezsek gideceğimiz yer vahim. Hükümet her yaptığını onaylayacak bir üniversite ve gençlik istiyor. Bu koşullar hiçbir şeyimizin kalmadığı koşullar ancak başka mücadele yollarını da açacak koşullar” dedi. 

‘BARIŞ İMZACILARINA OCAKTAN BERİ SUÇ ARANIYORDU’

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak da kendi fakültesinde yaşadıkları hukuksuzluklara ve akademik özerkliğe müdahalelere ilişkin paylaşımda bulundu. Barış bildirisine imza atan akademisyenler için geçtiğimiz ocak ayından beri suç arandığını kaydeden Altıparmak,“Hukukun üstünlüğünün güvencesi olmalı. KHK ve üniversitelerde estirilen terör tartışmayı imkansız kılacak bir alan yarattı. ‘Acaba listede adımız var mı’ noktasına gelmiş durumdayız” dedi. Altıparmak, 891 oy alarak atanan Ankara Üniversitesi Rektörü İbiş’in üniversite rektörlük seçimlerinin kaldırılmasını destekleyen ve imzacılara yönelik suçlayıcı açıklamalarını hatırlattı. Altıparmak, İbiş’in Nükleer Tıp Profesörü olduğunu ve barış bildirisi imza metnini değerlendirmesine yetecek  hukuk bilgisine hukukçular gibi sahip olamayacağını söyledi. 

‘GERİDE KALANLARIN TAVRI ÖNEMLİ’

Prof. Dr. Mustafa Altıntaş ise, barış bildirisini imzalayanlara yönelik yaptırımların Anayasanın 130. maddesine aykırılığına dikkat çekti. Altıntaş, bu süreçte ihraç edilen akademisyenlerden daha çok potansiyel mağdur olacakların yapılan düzenlemelere karşı gelmesi gerektiğini söyleyerek akademide geride kalanların tavrının önemli olduğunu belirtti. YÖK Disiplin Kurulunda sendika temsilcisi olarak görev aldığı dönemde tanıklıklarına da değinen Altıntaş, “Öğretim elemanı için idam kararı verecek adamların dosyadan haberi yok. Okumamışlar bile” dedi.  Toplantı, oturumların ardından gerçekleşen forumla sona erdi. (Ankara/EVRENSEL) 
 

ÖNCEKİ HABER

Ankara'daki Gezi olayları sonrası 60 kişi 3,5 yıl dinlenmiş

SONRAKİ HABER

Orta Karadeniz için yoğun kar uyarısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...