07 Ocak 2017 13:08

İçimizdeki yangın...

Bugün, farklı karakterlerin rol aldığı sadece konunun değiştirildiği muntazam kurgulanmış bir sinema filminin içerisinde hissediyorum kendimi.

Paylaş

Yaren ÖZDEN

Küçükçekmece-İSTANBUL

Naval Marvan ilk gençlik yılları Lübnan’da geçmiş bir Hiristiyan Arap kadındır. Kanada’ya yerleşir. Uzun bir süre orada yaşar ve ardında çözülmesi gereken onlarca soru bırakarak dünyaya sırtını döner... Çok güvendiği ve sekreterliğini yaptığı noterine bir vasiyet bırakır. Bu vasiyet, onun ikiz çocukları Jeanne ve Simon’u Ortadoğu’ya, annelerinin geçmişine ve müthiş bir trajediye götürecek yolun başlangıcıdır.

“İçimdeki Yangın” filmi savaş koşullarında bir kadının hayatını konu edinmiş olsa da savaşın en ince detayına kadar bütün insanlığa nasıl bir fatura keseceğini gözler önüne seren harika bir film.

Aslında nereden bakılırsa bakılsın değişmeyen tek sonuç savaşın sadece komşuyu komşuya, kardeşi kardeşe, siyahı beyaza kırdırarak birtakım insanların ceplerini kan ile besleyip büyüttüğüdür...
Bugün, farklı karakterlerin rol aldığı sadece konunun değiştirildiği muntazam kurgulanmış bir sinema filminin içerisinde hissediyorum kendimi. Farklılıklarımızı bir savaş malzemesine dönüştürüp bizi birbirimize düşman etmeye çalışan bir diktatör var başrolde.

İsimler, ülkeler, kişiler, suretler ve daha sayılabilecek onlarca şey değişse bile savaşın değişmeyen bilançosu, ardında bıraktığı hiç yaşanmamış ya da yarım kalan; gördüklerinin, yaşadıklarının etkisinden çıkamayıp sessizliğe gömülen hayatlar...

Kısacası dünya ile maddesel veya ruhsal bağları kopmuş insanlar...

ÖNCEKİ HABER

İnadına kadın, inadına müzik!

SONRAKİ HABER

‘Tabu’yu tecavüzle pazarlamak!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa